| Konu: | KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU İLE BAZI YATIRIM VE HİZMETLERİN YAP-İŞLET-DEVRET MODELİ ÇERÇEVESİNDE YAPTIRILMASI HAKKINDA KANUN VE KAMU İHALE KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 80 |
| Tarih: | 20.03.2012 |
AHMET KENAN TANRIKULU (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 194 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin tümü üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Yap-işlet-devret mevzuatında gerek 2008 yılında gerekse 2011 yılında çok kapsamlı değişiklikler yapıldı. Bu değişikliklerle, projelerin hazırlık ve onay sürecinin kolaylaştırılması, nitelikli projelerin belgelenmesi, bunların hazırlanması ve imkân sağlanması cazip hâle getirilmişti; bu şekilde amaçlandığı söylendi ve iddialar bu yöndeydi. Ancak bu her iki değişikliğin de Genel Kurulda görüşülmesi sırasında, şahsen benim de dile getirdiğim birtakım sorunların ileride yaşanabileceğine dair öngörüler maalesef gerçekleşmiş oldu günümüzde de. Şimdi, bir kez daha, bu noktada Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun sözcülerinin haklılığını teyit etmiş bulunuyoruz.
Bugün görüşmekte olduğumuz teklif de benzer sorunlar barındırmakta ve ileriki yıllarda bazı sorunların yaşanacağını ve başta milletimiz ve devletimizin bütçesine ağır yükler, ağır ekonomik sorumluluklar getireceğini şimdiden öngörebiliriz. Devlet bütçesi adına böylesine riskler taşıyan bir düzenlemeyi iktidarın da taslak olarak değil, aslında Hükûmet tasarısı olarak getirmesi ve tekliften çıkartarak, son zamanlarda alışkanlık hâline getirdiği teklif uygulamalarının da bir kenara bırakılması gerekirdi. Tabii, hâl böyle olunca, teklif sahiplerinin ilgili kurum ve kuruluşlardan, kamu teşkilatlarından yeterince görüş alamadığını ve bunların da bu teklife yansımadığını görüyoruz.
Değerli milletvekilleri, eski adıyla Devlet Planlama Teşkilatının hazırladığı programlarda, bugünkü adıyla Kalkınma Bakanlığının 2012 Yılı Programı'na da baktığımız zaman, bu konuyla ilgili önemli ifadelerin de yer aldığını görüyoruz. Orada deniyor ki: "Kamu-özel iş birliği alanında nitelikli fizibilite etütlerinin hazırlanamaması, kamu-özel iş birliği alternatifinin karşılaştırmalı olarak analizlerinin tam yapılmaması gerek yatırımcı kuruluşlarda gerekse sistemdeki diğer kurumlarda kurumsal kapasite eksikliğine yol açıyor, projelerin düzenli takibinin yapılması engelleniyor ve raporlama yönünden de bazı izleme ve değerlendirme sistemlerinin bulunmaması temel sorunları hâlinde devam edegeliyor."
Şimdi, bunun en güzel örneğini geçtiğimiz günler içerisinde iki kez ihalesi iptal olan üçüncü Boğaz köprüsünde görüyoruz. Bu projede güzergâh başta olmak üzere Devlet Planlama Teşkilatının yine görüşleri ve hemen bunun ardından da Yüksek Planlama Kurulunda bazı itirazlar dikkate alınmamış ve en son ihalede de özel sektörün bu büyüklükte bir finansman bulamaması nedeniyle de iptal olmuştur. Şimdi, Hükûmet bu tip eleştirilerin hepsine kulaklarını tıkıyor ve bu konudaki ısrarını da devam ettiriyor. Bunun sonucunda da hem zaman yönünden hem de bürokrasideki israf nedeniyle bu proje üçünce kez ihaleye hazırlanmakta bugünümüzde.
Özel sektörün finansman ihtiyacı konusunda da ekonomi yetkilileri bazı gerçekleri göz ardı ediyor değerli milletvekilleri. Bir kere, bu yıla baktığımız zaman, hemen Merkez Bankası Başkanının kendisinin bizzat açıkladığı verilere göre özel sektörün geri ödeyeceği borç miktarı 63,2 milyar dolar. Öte yandan, 2012 yılıyla ilgili, çok değişik ekonomi kurumlarının, uluslararası kuruluşların öngörüleri de ısrarla diyor ki: "Kaynak bulmakta zorlanacaksınız." Bu da önemli bir öngörü. Avrupa bankaları kendi borç krizleri nedeniyle ya kredilerini kısmak zorunda kalacaklar veyahut da başka alanlara yönlendirecekler veya kredi faizlerini yükseltecekler. Dolayısıyla, ülkemizde gerçekleşecek olan bazı yap-işlet-devret projeleri de olması gerekenden daha yüksek maliyetle karşımıza bedellenecek, çıkacak.
İşte bu yüzden, AKP hükûmetleri, baştan itibaren, geçtiğimiz süreç içerisinde, kamu-özel iş birliği kapsamında hem kapsayıcı hem de güvenilir bir politika maalesef üretememiştir. Bu projelerin, yani yap-işlet-devret projelerinin tabii ki bazı avantajları vardır, burada iktidar sözcüleri bunu dile getirdi ama önemli dezavantajları da bulunmaktadır. Bunlardan belki de en önemlisi ülkenin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik istikrar meselesidir, istikrarla bu konu paralel gitmektedir. Eğer ekonomik bunalıma girme gibi bir risk taşıyorsa ülke ekonomisi, o zaman bu projeler de maliyet anlamında daha yüksek bedellenecektir.
Şimdi, bu sistemin denetlenmesi konusunda da problemler karşımıza çıkmaktadır. Gerek Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekse Sayıştay, görev olarak, bu alandaki performans gelişmelerini takip etmek zorunda ve gerekli tedbirlerin de alınmasını sağlamak zorunda.
Teklifle öngörülen bir başka düzenleme de yap-işlet-devret projeleri çerçevesinde hazine garantilerinin genişlemesi ve alınabilmesi meselesi. Şimdi, burada da önemli bir riskle karşı karşıyayız aslında. Ortaya çıkan risk gene vatandaşın sırtına sarılmakta. Örneğin, Büyükşehir Belediyesinin metro projelerinin Bakanlığa devredilmesi ekonomik yönden kârlı olmayan en önemli örneklerden de bir tanesi.
Değerli milletvekilleri, teklif mini bir torba kanun teklifine dönüşmüş. Hep diyoruz ya ve burada, bu kürsülerde de eleştiriyoruz Hükûmetin, iktidarın uygulamalarını. Bu teklif de gene bir torba kanun niteliğine bürünmüş. Oradan buradan değişik kanunları değiştirerek bir çerçeve kanun hazırlanmaya çalışılmış ve sonuçta da karşımıza getirilmiş. Örneğin, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nda bir değişiklik yapılıyor. Eğer bu Kanun'da bir değişiklik yapılacaksa, bazı istisnalar getirilecekse -KDV istisnasında olduğu gibi- bu Kanun'un, yani Kamu İhale Kanunu'nun kendisine gidilip bizzat orada bu değişikliklerin yapılması gerekirdi.
BAŞKAN - Sayın Tanrıkulu, bir saniyenizi rica edebilir miyim.
Ek süre vereceğim size.
Sayın Hatip'in konuşmasının bitimine kadar Genel Kurulun uzatılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Buyurun Sayın Tanrıkulu.
AHMET KENAN TANRIKULU (Devamla) - Efendim, Kamu İhale Kanunu'nun 66'ncı maddesi bir yasa gereği bunu getirmektedir.
Gene 2002 yılından bugüne kadar, Kamu İhale Kanunu'nda 66'ncı maddeye göre, yani uygunluğuna göre, 18 kez değişiklik yapılmış, bunun dışındaki farklı düzenlemelerle 22 kez düzenlemeye gidilmiş ve Kamu İhale Kanunu şimdi 23'üncü kez değiştirilmek istenmektedir. Dolayısıyla buradaki danışmanlık hizmeti limitleri arttırılıyor, kapsamdan çıkarılıyor ve bu kanun ilk çıkarılış amacından, hâliyle, çok değişik bir noktaya doğru getiriliyor.
Değerli milletvekilleri, 2011 Yılı Yatırım Programı'nda kısmen veya tamamen dış proje finansman kredisiyle yapılması öngörülen toplam proje tutarı 73 milyar liradır ve burada 75 adet projeden bahsedilmektedir. Öte yandan bu teklif getirildiğinde Hükûmet yetkilileri tarafından, bizzat Sayın Başbakan Yardımcısı tarafından -bu Komisyonda görüşülen- ilk etapta 45 milyar değerinde 76 projeden bahsedilmektedir. Yani bir proje kalabalıklığıyla rakamlar havada uçuşmaktadır, yazılı belgelerde, bizzat Hükûmetin hazırladığı belgelerde farklı tutar ve proje sayısından bahsedilmektedir ama Hükûmet yetkilileri tarafından da başka birtakım rakamlar birbirini getirmiştir; ortada bir rakam bolluğu ve birbirini tutmayan sayılar vardır. Dolayısıyla burada da, bu teklifte ne kadar projenin ve tutarının ne olduğu kamuoyuyla paylaşılmak zorundadır.
Şimdi, bizim özellikle dış borcun, 2011'in üçüncü çeyreğinde özel sektörün dış borcunun 204 milyar doları bulduğu bir noktada, muhtemel bir ekonomik sorunla karşı karşıya kalındığında bu borcun hazineye yükleneceği ve dolayısıyla bu yap-işlet-devret projelerinde de bu hazine yükünün artacağı noktasındaki kuşkumuz gerçekten giderilememiştir. Bu teklifte maalesef hem alt komisyonda hem de bizzat Komisyonun kendisinde görüşmeler sırasında da rakamların ortaya konmaması ve Komisyon üyelerinin ve burada da Meclis Genel Kurulunun tatmin edilmemesi meselesi hepimizin kafasında bazı kuşkular yaratmaktadır.
KDV istisnasını milletimizin yararına olarak niteleyenler KDV gelirlerinden meydana gelecek olan kayıpların da ne şekilde kapanacağını açıklamamışlardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Şimdi ek süre vereceğim.
Buyurun.
AHMET KENAN TANRIKULU (Devamla) - Teşekkür ederim.
Son konuşmacı olmanın avantajı herhâlde Sayın Başkanım.
Bu teklifle yap-işlet-devret projelerinin kolaylaşacağını, hızlanacağını ifade edenlere bir de bir örnek vererek sözlerimi bitirmek istiyorum değerli milletvekilleri.
İzmir'in yıllardır bekleyen liman projelerinin hayata geçirilmesi noktasında da artık, bu teklifler eğer yasalaşırsa Hükûmet yetkililerinin mazeretlerinin kalmayacağını da bir kez daha sizlerin huzurunda tekrar ediyor, bu teklifin yasalaşırsa eğer ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
Saygılarımı sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tanrıkulu.