| Konu: | ELEKTRİK PİYASASI KANUNU İLE ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 53 |
| Tarih: | 16.01.2013 |
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 393 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin tümü üzerine, şahsım adına, görüşlerimi arz etmek üzere söz aldım. Bu vesileyle yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Bu teklif, esasen iki kanunda değişiklik öngörüyor: Bir tanesi Elektrik Piyasası Kanunu'nda -zaten Sanayi Komisyonunda tasarısı var, bu tasarının içinde bu teklif mevcut- bir ikincisi de Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nda değişiklik.
İlki, beceriksiz AKP Hükûmetinin ekonomiyi ve enerji politikalarını idare edememesinden kaynaklanıyor. Zamanında getirmiyorsunuz, sarkmış. Bu kanun teklifi aslında çakma bile değil, çakma tasarıdan çıkma teklif baktığınız zaman. (AK PARTİ sıralarından "O nasıl oluyor?" sesi)
Öğrenirsiniz, dinlerseniz öğrenirsiniz.
(İzmir) - Hem çakma hem çıkma.
EMİN HALUK AYHAN (Devamla) - Ne, biliyor musunuz? Çakmadan çıkma tasarıyı getiriyorsunuz, teklifi getiriyorsunuz, yetişmeyeceğini, kanunlaşmayacağını anlıyorsunuz, alelacele, çakmadan bir çıkma çıkarıyorsunuz. Önce yetişmeyeceği için çakma tasarıdan ayırıyorsunuz, bu çıkma teklif; onu da Sanayi Komisyonunda görüşürüz sanıyorsunuz.
Bunu neden söylüyorum? "Biz bunu biliriz." derseniz, bilmediğiniz açıkça gözüküyor. Teklif, Sanayi Komisyonunda görüşülme imkânı olmayınca kendini nerede buluyor? Plan ve Bütçe Komisyonunda. Yeri de Plan ve Bütçe Komisyonu. Kim havale ettiyse Allah razı olsun. Hiç olmasın, bu vesileyle AKP bu işi Hükûmet olarak öğrenecek. Zaten teklifin yürürlük maddesi de 1/1/2013 baktığınız zaman. Neden acele edildiği de meydanda. Peki, Bakanlık bunu önceden tahmin edemiyor mu? Yok. Öyle olsa, zamanında yaparsınız, zamanında gelir. Bunun aciliyetini Komisyon Başkanı nereden biliyor? Başkan aslında bilmiyor da Hükûmet talep ediyor. Hadi, bunu da kabul edelim. Çakma tasarıdan çıkma teklif elde ediliyor ancak bunun Meclis Başkanlığının Sanayi Komisyonuna göndermeyeceğini hem Hükûmet hem de Komisyon bilmiyor. Muhalefet, gerekçelerinde belirtmiş. Bu teklif, aslında, çakma tasarının içinde var. Buna ilave, çıkma teklifin içine dercedilen bir de Hükûmet tasarısı var. Bu Bakan da işini hakikaten beceremiyor. Bazı bakanlar akşam tasarıyı getiriyor, hemen görüştürmeye başlıyor. Onlar nasıl bu işi beceriyorlar?
Siz, Sayın Bakan, Erbil'i seviyorsunuz. Erbil'e giderken yanlışlıkla -Azeri kardeşlerim beni bağışlasın- Kayseri'ye düşüyorsunuz. Bu tasarı ile kayıp kaçağı yine Denizlili sanayicime niye ödetiyorsunuz? Ne hakkınız var buna? Bakın, buradaki konuşmalar, dışarıda daha önce, yıllardır yapılan konuşmalar neyi ortaya koyuyor? Biz kayıp kaçağı kullanırız, AKP de bize hiçbir şey yapamaz. Belki yarın bir gün önünüze müzakere masasında bunlar gelecek, burada konuşuyorsunuz da.
Genel gerekçeye bakıyoruz. Fiyat eşitleme mekanizmasının uygulamasını uzatıyorsunuz. Süre 2012 sonundaymış, bitmiş. Uzatmanın bahanesi ne? Sektöre ilişkin geçiş dönemi uygulamaları tamamlanmamış; tamamlanamamış. Sert ifade olmasın. Aklınız neredeydi? On senedir iktidardasınız. Bir de diyorsunuz ki: "Fiyat eşitleme mekanizması ve yüksek oranda artan elektrik enerjisi talebinin karşılanması?" Demek ki "Sıkıntı yok." diyenler ne diyecek şimdi? Arz güvenliğinin sağlanması için de devreye girecek üretim tesislerine verilen teşvik uzasın. Hani arz güvenliği problemi yoktu? Arz güvenliği için bunu koyuyorsunuz.
Şimdi, ikinci konuya gelelim. Gerekçede, Enerji Bakanlığının talimatıyla üretim şeklini değiştirenlere maliyet düşürülmesi için özel sektörü özel tüketim vergisinden muaf tutuyorsunuz. Teklif metninde ise önce "müstesna" denilmiş. Orada öyle yazıyor. Yaptığınız iş hakikaten müstesna, eşi bulunmaz. Neresi düzelsin? Bu yaptığınız tasarı, teklif, ne varsa zaten müstesna bir iş yani. Yapmış olsaydınız zamanında böyle bir şeye ihtiyaç olmazdı. Ayrıca, -gerekçede yazıyor Sayın Başkanım- hukuk devletinde Enerji Bakanlığının özel sektöre talimatı olur mu canım? Böyle bir şey var mı? Hani demokrasi iyi çalışıyordu, alabildiğince genişliyordu? Gerekçede böyle yazıyor. Allah aşkına, siz artık yaptığınız her zorbalığı hukuk sanıyorsunuz. Faiz hepimize göre haram da, faizin KDV'sinde problem yok mu? Daha neler? "Omuz verdiğiniz şirketler özelleştirmeden mal alıyorlar mı?" dedikodusu çıkıyor, üretim, dağıtım, iletim şirketleri.
Bakın, ben size bir şey anlatayım: Bu tasarı ayrıca tali komisyon olarak bize gelmedi, görmedik. Aslında asıl komisyon olarak bizde, oraya tali komisyon da yazılmış. Bu teklifler bu kadar acildi -bir kısmını Hükûmet tasarısı olarak 8'inci ayda 3 madde olarak getirmişsiniz zaten- niye bununla ilgilenmediniz, niye bu problemi çözmediniz? Bakan işi takip etmiyor, Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı ise Hükûmeti düzeltmekten bu işlere vakit bulamıyor. Hükûmetin arkasını toplamaktan bu işlere vakit kalmıyor. Gerçi, o da Hükûmetin arkasını toplamaya mecbur çünkü çok dağınık, başka çaresi de yok.
Ne götüreceği, ne getireceği teklifin belli değil. Orada Komisyon üyelerine söylediniz mi bilmiyorum; Sayın Komisyon Başkanı teklifi verirken ne olduğunu, ne kadar getirisi götürüsü olduğunu biliyor muydu, onu da bilmiyorum. Zaten yaptığınız iş zam, zulüm, işkence. Bir senede doğal gaza yüzde 50'ye yakın zam yapılır mı? Vatandaş, dün televizyonlarda gördüm, hepsi "300 geldi, 200 geldi, 500 geldi -illere göre- kapatacağım." diyor. Bir çare bulun buna ya da her fiyat açıklanışında, artışından önce, eksilişinden önce televizyonlara çıkıp boy boy konuşmayın. Bunun eğer sorumlusu bir kurul ise ve hukuku da belli ise, bırakın, yetkilileri kimse o konuşsun. Hani siz devlete veriyordunuz, devlet yapıyordu bu tür işleri, görüşmeleri? İşinize geldi mi ne yapıyorsunuz? Hopluyorsunuz. TOKİ konut yapıyor, bırakın siz onu, TOKİ'nin yaptığı konutları siz seçim propagandasında kullanıyorsunuz. Öyle değil mi? Hem de göstere göstere kullanıyorsunuz, o devletin işi olmuyor. Gidiyorsunuz, İmralı'yla görüşüyorsunuz, o devletin işi, devletin adamı görüşüyor. İşinize geldi mi öyle, işinize geldi mi böyle. Hukukmuş, değilmiş, hiç önemli değil sizin için. Her beceriksizliğin telafisi, buraya hukuku düzenleme olarak geliyor. İçinizde işini tam, düzgün yapan kimse yok mu Allah aşkına sizin? Sizin Hükûmetiniz döneminde, kamu yatırımlarında enerjinin payı azaldı. "Özel sektöre devrediyorsunuz." diyoruz. Geçen sunumda, sizden sonra, özel sektör çıktı konuştu, "Kamunun payı yüzde 30'lara, 20'lere düşmeli bu sektörde." dedi. Sayın Başkan da perdenin arkasında kimse var mı diye bakıyor. Perdenin arkasındakiler zaten orada, karşında konuşuyor, saklanmasına gerek yok ki adamın.
Serbest piyasadan bahsediyorsunuz, uygulamaya konulan maliyete dayalı fiyat mekanizması diyorsunuz. Ulusal tarife uygulamasıyla ne yapıyorsunuz? Vatandaşları, piyasa mekanizmasının bozuk işleyişine, kâr güdüsüne, haksız bedeller ödemeye zorluyorsunuz, mahkûm ediyorsunuz. Kayıp kaçak bedellerini -burada yazılan da belli- niye faturadan saklıyorsunuz? Hani şeffaftınız? Bir kısmını yazarsınız da sizin açıkladığınız gibi, bir kısmı olmayabilir diyorsunuz. Daha çok söylenecek var.
Bir de bu BOTAŞ ithalden alınan KDV'leri ödeyecek mi?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Ödeyecek.
EMİN HALUK AYHAN (Devamla) - Çünkü bütçeyi ona göre yaptı Maliye Bakanlığı. Ama şimdiye kadar ödemedi. Ödeyecek diye yüzde 40 artırdı Sayın Unakıtan, bu da yüzde 20 artırdı ama inşallah bu sefer tutar.
Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkan. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Ayhan.