| Konu: | Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 03.03.2021 |
SEVDA ERDAN KILIÇ (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu hafta Deprem Haftası. Ben de son İzmir depreminde depremi yaşadım, Deprem Araştırma Komisyonunun bir üyesiyim. Öncelikle deprem nedeniyle hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımızın ailelerine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum, bir daha böyle acılar yaşamamayı da canıgönülden diliyorum
Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin geleceği olan ve ülkemize büyük yıkımlar yaratmış, canlarımızı yitirdiğimiz deprem felaketlerinden yıllarca ders alamadığımız apaçık ortada. Hâlen kamu kurumları, okullar, hastaneler dahi depreme dayanıklı hâle getirilememiş. Toplanan deprem vergileri başka yatırımlara harcanmış ve bu paralar şeffaflıktan uzak bir şekilde çarçur edilmiş. Ancak önümüzde bir fırsat var, Deprem Araştırma Komisyonu üyeleri olarak tarihî bir sorumluluğumuz olduğunun farkındayız. Deprem konusunda yetkin kurumların, bilim adamlarının, sivil toplum kuruluşlarının da dâhil olduğu, herkesin görüşlerinin alındığı, ortak akılla çıkacak bir raporun yasalaşması hâlinde, ileride yaşanabilecek depremlerde can ve mal kaybını en aza indirmeyi sağlayabiliriz. Rant değil, insan odaklı çalışmalarla, vatandaşlarımızın hem yaşam haklarını hem de mülkiyet haklarını güvence altına almak hepimizin, bu Meclisin görevi. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz kanun teklifine gelirsek, bu düzenleme tasarruf finansman şirketleri alanında çok çok geç kalınmış bir düzenleme. İleriye dönük, geneli itibarıyla olumlu bulduğumuz bu teklif, geçmiş yıllarda yaşanmış ve binlerce vatandaşımızı mağdur etmiş finanszede sorununu maalesef kalıcı bir şekilde çözmekten çok uzak. Yıllarca, insanlar bir umut yatırım yapacaklarına, ev, araba sahibi olacaklarına inanmışken maddi kayıpları bir yana çok da büyük hayal kırıklıklarına uğramışlardır.
Değerli milletvekilleri, umut demişken, insanlar bu pandemi sürecinde -aslında bu iktidara olan inançlarını yitirdikleri hâlde- bakanların, Cumhurbaşkanının televizyona çıkacağı anlarda "Belki bu zorlu süreçte bir yaramıza merhem olur mu? Güzel bir haber duyar mıyız?" diye televizyon ekranlarının başına oturdular. Ama ne gördüler? "Ey Kılıçdaroğlu"yla başlayıp "Şöyle büyüdük, böyle büyüdük"le devam edip sonra da TÜİK'ten yalan yanlış rakamlarla biten konuşmaları dinlediler. Vatandaşlarımız, ellerinde kumanda, derin bir umutsuzluk ve hayal kırıklığıyla devletin yanlarında olmadığını bir kez daha hissederek zor şartlardaki yaşamlarına geri döndüler. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, saraylardan, köşklerden, salonlardan çıkmazsanız, vatandaşın gerçek hâlini göremezsiniz. İnsanlar siyaset kurumuna artık güvenmiyor, insanlar devlet kurumuna da güvenmiyor. İnsanlar mahkemeye, hâkime, savcıya, adalete güvenini yitirmiş durumda. Son bir aydır, Elâzığ, Aksaray, Uşak, Kütahya olmak üzere, sokak sokak milletvekili arkadaşlarımızla gezip vatandaşı dinliyoruz. Ve ne çıkıyor ortaya biliyor musunuz? Hangi bölgede, hangi ilde olduğunuz önemli değil, sorunlar ortak ama vatandaş kaderine terk edilmiş maalesef. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Değerli milletvekilleri, maalesef, gerçekler ne TÜİK rakamlarında ne de kamuoyu araştırmalarında; gerçekler sokakta, gerçekler gözyaşlarıyla mahsulünü çöpe döken çiftçilerde, gerçekler "Namusumla battım." yazıp dükkânını kapatan esnafta, gerçekler fırının önünde askıda ekmek için kuyruk beklerken çocuğunun gözüne bakamayan babada, gerçekler doğal gazı ödeyemediği için evinde sıcak su kaynatıp çocuğunu ısıtmaya çalışan annelerin yüreğinde. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Gerçekler markete gidip kasada parası yetmediği için sepetin yarısını kasada bırakmak zorunda kalan emeklinin gözlerinde, gerçekler pazarların dağılma saatlerinde ezik, çürük meyve ve sebzeleri tezgâhların yanlarından toplayan babaların ellerinde ama ülkeyi yönetenler nerede? Ülkeyi yönetenler saraylarda, zevklerde, sefalarda.(CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, iktidar istediği kadar zaten Anayasa'da var olan, yasalarda var olan ama uygulanmayan eylem planlarını açıklasın; paketler, raporlar havada uçuşsun, hepsi açıklansın ama boş, ama nafile. Neden mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Beş dakika ver Başkanım, beş dakika daha ver. Güzel konuşuyor çünkü Allah için.
BAŞKAN -Tamamlayalım lütfen.
SEVDA ERDAN KILIÇ (Devamla) - Teşekkür ederim Başkanım.
Çünkü bu ülkenin vatandaşları yoksulluktan, hukuksuzluktan, haksızlıklardan nefessiz kalmış. Bu ülkedeki vatandaşlar nefes alamıyorlar. Burada en iyi kanunları yapsak ne yazar? Uygulayanların, bu ülkeyi yönetenlerin kulaklar sağır, vicdanları kör olmuş, biz ne yaparsak yapalım burada. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Değerli milletvekilleri, bir seçim yapmalısınız: Ya bu vicdansızlığa göz yumarak tarihin sayfalarına halkına sırtını dönen vekiller olarak geçeceksiniz ya da bizler gibi halkın gerçeklerini bu kürsülerde haykırıp insanlık dışı bu sisteme karşı bir duruş göstereceksiniz diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)