| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Gürcistan Hükümeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 51 |
| Tarih: | 24.02.2021 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Başkanım...
BAŞKAN - Arkadaşlar, bakın, hatip arkadaşınız kürsüde, yapmayın.
Buyurun Sayın Yaşar.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Ben oradaydım.
CAVİT ARI (Antalya) - Ordaymış; ordaysan ordasın, ne yapalım?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Ne demek "Ordaysan..." Tabii ki ordaydım ya! Benim il kongrem kardeşim!
BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlamaya çalışıyorum.
CAVİT ARI (Antalya) - Nerede vardın?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Yalan söylüyorsunuz, ben oradaydım! Yalan söylüyorsunuz!
BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Değerli arkadaşlar...
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Gösteriyor işte...
CAVİT ARI (Antalya) - Televizyon gösteriyor, sen...
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Ya, ne alakası var? Olayı bilmiyorsun.
BAŞKAN - Sayın Arı, lütfen...
CAVİT ARI (Antalya) - Sana mı inanacağız gördüğümüze mi inanacağız?
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, Osman'a bir söz versenize konuşsun, bir boşalsın çünkü...
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Ne alakası var! Sen kendine bak ya! Senin aklına ihtiyacımız yok! Senin aklına ihtiyacımız yok, biz konuşuruz.
BAŞKAN - Sayın Yaşar, buyurun, siz devam edin lütfen.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Sayın Başkan...
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Ya, adam kürsüde, hatip konuşuyor.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Hatibi dinleyelim, hatibi.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Olsun, sen konuşurken biz dinliyoruz.
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Dinleyeceksin, hatip konuşuyor.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Değerli arkadaşlar, sabahtan beri on-on beş dakikadır yüksek sesle hâlâ Parlamentoda tartışmalara devam ediliyor.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Yalan beyan var burada.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Şunun bu ülkemize katkısını siz anlatın, yüce Türk milleti dinlesin, biz de istifade edelim diyorum, ben konuya dönüyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Yalan beyan var, biz de düzeltiyoruz.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Gürcistan'la yaptığımız bir anlaşmadan bahsediyoruz. Burada, Parlamentoda, bir sürü ülkeyle yaptığımız karşılıklı anlaşmaların onayıyla ilgili siyasi partiler görüş beyan ediyor ama hepimizin gördüğü gibi işin aslını bırakıp farklı şeylerle meşgul oluyoruz. Yüce Türk milleti... İşte diyorlar ya bazen Anadolu'yu dolaşırken "Niye bu partiyi kurdunuz?" İşte bunun için kurduk, bunun için kurduk. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Bütün bu siyasi mülahazalardan uzak, sadece ve sadece ülkenin problemlerine odaklanmak için kurduk.
Değerli arkadaşlar, Gürcistan'ın bağımsızlığını 16 Aralık 1991 tarihinde ilk tanıyan ülkelerden biri Türkiye Cumhuriyeti olmuştur. Diplomatik ilişkilerin tesisinde de 21 Mayıs 1992'de karşılıklı ekonomik yatırımların korunmasıyla ilgili anlaşmamızı imzalamışız. Bu kapsamda biz Batum'a Başkonsolosluk açtık. Gürcistan da aynı şartlar altında İstanbul ve Trabzon'da başkonsolosluklar açmıştır. Türkiye ile Gürcistan arasındaki ilişkiler stratejik ortaklık düzeyindedir. Ülkemiz 2007 yılından beri Gürcistan'ın en büyük ticaret ortağıdır. Gürcistan'la doğrudan yatırım yapan ülkeler arasında da Türkiye yine ilk sıralarda yer almaktadır. Bildiğiniz gibi, Gürcistan, aynı zamanda da enerji yolları üzerindedir. Türkiye'nin özellikle Avrupa'ya giden projeleri Gürcistan üzerinden geçmektedir. 2019 yılıyla ilgili ticaret hacmimiz de yaklaşık 1,4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir.
Bildiğiniz gibi, özellikle, yaptığımız Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı'mız var, 2006 yılında devreye girdi. Bu hat üzerinden özellikle petrolün Bakü-Ceyhan'a iletilmesi... Bakü petrollerini Tiflis üzerinden Akdeniz'e ulaştıran bir projedir. Devamında, TANAP projesi var, o da yaklaşık 16 milyar metreküp gazı Avrupa'ya iletecek projelerden biridir. Bunun da yaklaşık 6 milyarı ülkemizde kullanılacak, gerisi de diğer ülkelere transfer edilecektir. Dolayısıyla Gürcistan, bizim ciddi problemimiz olmayan ama stratejik açıdan da vazgeçemeyeceğimiz bir ülke.
Son dönemde yerel paralarla ticaret yapmaya başladık; bu, olumlu bir gelişme. Bugün lirayla Tiflis'te alışveriş yapmak mümkün, onların yerel parasıyla Türkiye'de alışveriş yapmak mümkün. Özellikle bu coğrafyada -geçmişte Sayın Cumhurbaşkanımızın Rusya'yla da böyle bir anlaşması vardı, Çin'le görüşmeleri vardı- bu coğrafyayla ilgili yani Asya coğrafyasıyla ilgili, yerel paralarla ilgili anlaşmalar yapılırsa bunun çok ciddi katkıları olacağını buradan söylüyorum.
Yine, bu bölgelerle ilgili belli problemlerimiz var. Bu coğrafyadaki ticaret ataşesi kadroları çoğu zaman boş, buralara atamaların bir an önce yapılması lazım; ben buradan uyarıyorum. Aynı şekilde, ticaret ataşelerinin orada yaptığı görevler açısından baktığımız zaman da diğer ülkelerde ticaret ataşeliklerinde çalışan eleman sayısı -özellikle Çin için- neredeyse büyükelçiliklerde çalışan eleman sayısına eşittir. Bu coğrafyalarda da mümkün olduğunca ticaret ataşeliklerini güçlendirerek ticaret hacmimizi artırmamız mümkün. Bugün, Avrupa da dâhil hepsinin yönü Asya'dır. Asya'nın kaynakları henüz ekonomik değerine tam manasıyla kavuşmamıştır. Bugün, Çin'de dâhil Bir Kuşak Bir Yol Projesi'yle beraber aynı hat üzerinden Avrupa'ya kadar uzanmaktadır. Dolayısıyla, ticaret ataşeliklerimizi ciddi oranda tahkim etmemiz lazım.
Yine, bu coğrafyada iş adamlarımızın zaman zaman problemleri var. Dün Azerbaycan Dışişleri Bakanı, Türkmenistan Dışişleri Bakanı ve bizim Dışişleri Bakanımızın ortak yaptığı bir toplantı vardı. İnşallah, oradan da hayırlı sonuçlar alınır ama bu coğrafyada iş yapan müteahhitlerimizin özellikle tahsilat konusunda problemleri var. Bunlarla ilgili de bir çalışma yapılmasında fayda var. Buna belki değişik bir boyut da getirebiliriz diye düşünüyorum. Bizim iş adamlarımızın alacaklarına karşılık o ülkelerin üretimleri var. Mesela Özbekistan'ın, Türkmenistan'ın tekstil ürünleri var, Gürcistan'ın tarımsal ürünleri var, Kazakistan'ın yine buğday konusunda çok ciddi ihracatları var. Şu olabilir: Yani müteahhit alacaklarımızın tahsilini o ülkede üretilen ürünlerle takas yöntemiyle belki bu borç alacak ilişkisini dengeleyebiliriz. Onunla ilgili de gümrüklerde zaman zaman belli sorunlar yaşanıyor. Mesela, özellikle tekstil alanında doğal olarak kendi ülke üreticilerimizi korumak adına konulan fonlar var ama hiç olmazsa iş adamlarının alacaklarına karşılık alınabilecek bu tür o ülke ürünleriyle ilgili gümrükler kaldırılabilirse bu da karşılıklı ticaret hacminin büyümesi açısından çok ciddi katkılar sağlayacaktır diye düşünüyorum.
Yine, özellikle Kars-Tiflis Demir Yolu Hattı son dönemde devreye girdi. Bu da çok önemli bir proje. Gerçi standartlar açısından, özellikle Rus coğrafyasının demir yollarının standartları, bizim demir yolu standartlarımızla aynı değil. Ama bir aktarma istasyonu marifetiyle bu şimdi aktarılabiliyor. Bu demir yolu marifetiyle bugün Pekin'den Adriyatik'e kadar demir yoluyla bir ürünü göndermek mümkün. Şahsen bizim zaman zaman Hükûmetin eleştirdiğimiz projeleri vardı ama bu da yine takdir ettiğimiz bir projedir. Bu hat sağlanmış, demir yoluyla bugün Orta Asya'ya da ticaretin önü açılmıştır. Ama tabii, bunlar yeterli mi? Kesinlikle yeterli değil, iç bağlantılarının da yapılması lazım. Yani demir yollarının o bağlantısı var ama mesela -özellikle Karadeniz açısından söylüyorum- bugün, Karadeniz'de demir yolu ulaşımı ciddi olarak yoktur. Bugün, Samsun-Sarp demir yolu -Trabzon milletvekillerimiz de zaman zaman gündeme getiriyorlar- veyahut işte Trabzon-Hopa demir yolu bir an önce projelendirilmeli. Bu da yeterli değil, aynı şekilde bunun Akdeniz-Karadeniz otoyol bağlantısıyla da desteklenmesi lazım ki Akdeniz'e gelen gemiler aynı şekilde bu yükleri otoyol üzerinden Karadeniz'e, Karadeniz üzerinden de Orta Asya'ya iletebilsinler ama maalesef bu demir yolu konusunda... Zaman zaman arkadaşlarımız hep hızlı trenden bahsediyorlar, doğru şeyler yapılıyor ama mesela maalesef hâlâ Ankara-Samsun -ki Samsun'u bugün Doğu Karadeniz bölgesinin tamamının bölgesel başkenti gibi de algılayabiliriz. Havaalanıyla, limanıyla, kara yolu bağlantısıyla, demir yolu bağlantısıyla, serbest bölgeleriyle dolayısıyla her şeye hazır olan bir ilimizden bahsediyoruz- demir yolu projesi daha sadece projelendirilme aşamasında, ne zaman yapılacağı konusunda herhangi bir fikrimiz yok. İnşallah hem Ankara-Samsun demir yolu bir an önce başlar, devamında da Samsun-Sarp demir yolu bir an önce yapılır, projelendirilir. Özellikle, bugün, Asya'yla olan ticaretlerimizde çok ciddi mesafeler katedebileceğimizi düşünüyorum. Bizim bu bağlantıları yapmadığımız takdirde bu coğrafyalarda kolay kolay ticaret yapmamız mümkün değil. Özellikle bu coğrafyalara yönelik Asya Kalkınma Bankasının, Avrupa Yatırım Bankasının özel kredileri var, bu bölgelerde yatırım yapıyorlar. Bizim de bunları yapabilecek çok ciddi firmalarımız var. Tabii, bu bankaların kredileri üzerinden firmalara destek olabilirsek en azından bizim firmalarımız da bu coğrafyada çok ciddi işler yapabilirler. Aynı şekilde EXIMBANK bu coğrafyalara özel limitler açabilir, bunlar üzerinden de yine bu ülkelere özellikle inşaat sektöründe çok rahat gidebiliriz, çok rahat mesafeler katedebiliriz. Bugün, bu coğrafyada firmalarımızın çoğu devlet kredileriyle, işte, Fransızların dev firmaları, Çinlilerin dev firmalarıyla ve ülkelerinin o ülkelere açtığı kredilerle yaptığı işlerle rekabet etmeye çalışıyorlar. Bunlarla beraber rekabet etmeleri doğal olarak mümkün değil. Bununla ilgili EXIMBANK'ın da bu bölgeye muhakkak bir hat açması lazım, bir kredi açması lazım. Şimdi, "Kredi açılması lazım geliyor." dediğiniz zaman daha çok, buradan da söylüyorum, belli başlı firmalara... Buradan bol miktarda ifade ediliyor, bu EXIM'in kredilerinden de bu belli başlı firmalar istifade ediyor. Hâlbuki küçük ve orta boy işletmeleri desteklemediğiniz sürece bu işlerden sonuç almanız mümkün değil. Yani orta direği, hani Özal'ın getirdiği tabirle bizim orta direği desteklememiz lazım ki çadır çökmesin. Bu kredilerle ilgili de ben özellikle Ticaret Bakanımızı buradan uyarıyorum çünkü sadece bütün Orta Asya değil, bunun devamında Balkan coğrafyasında da aynı işlerle karşılaşıyoruz; oradan da iş adamlarının zaman zaman gündeme getirdiği en önemli olaylardan biri bu EXIM kredileri, bunların... EXIM kredileri tahsis edilirken en azından küçük ve orta boy işletmelere de bir hat açılmasını istiyorlar, bununla ilgili oluşturulan teminatların da karşılanabilir, yerine getirilebilir seviyede olmasını istiyorlar.
Bugün her zamankinden daha fazla -bu pandemi dolayısıyla zaten sıkıntılar yaşıyoruz- iç piyasada belli daralmalar var. Bunu enerjiden de görebilirsiniz, enerji koridorundan bahsettik. Türkiye'nin enerji tüketimi üç senedir neredeyse değişmiyor; aynı rakamlarda gidiyoruz. Demek ki içeride bir tıkanma var, pazarın süratle dışarıya açılması lazım.
Tabii, küçük işletmelerden bahsederken bizim Samsun'un merkezinde -biraz önce Erhan Bey'in fırsatı olmadı, onun yerine ben söyleyeyim- "GÜLSAN" diye bir sanayi sitemiz var. Tabii, şehir kurulurken orası uygundu, bundan elli sene önce, altmış sene önce yapılan bir sanayi sitesi. Şimdi şehrin içinde kaldığı için devlet diyor ki: "Buradan biz sizi, Toybelen diye bir mevkimiz var, oraya nakledelim." Buna kimsenin itirazı yok, doğru "Siz bizi alın, buradan oraya nakledin." diyorlar ama şimdi, tabii, orada bir ticaretleri var; burayla ilgili, devletin kamulaştırırken bir değer tespiti var. Şimdi, tespit ettikleri şehrin göbeğindeki metrekare birim fiyatı, daha henüz rüşdünü ispat etmemiş Toybelen diye de bir yerimiz var, oranın fiyatlarıyla... Yani diyor ki: "Biz size oradan 100 metrekare dükkân verelim, fiyatı 405 bin lira ama sizin buna muadil GÜLSAN'daki yerinizi..." Onun daha altında bir fiyatı teklif ediyor yani bu, işin doğasına ters. Şehrin merkezinde olan bir dükkânın metrekare fiyatının, daha yeni bir yerde açılacak alanda fiyatının altında olması kabul edilemez çünkü GÜLSAN esnafının da hepsi ayağa kalktı, "Biz böyle bir şeyi kesinlikle kabul etmiyoruz." diyorlar, bir. İki: "Bunlarla ilgili, tamam, size beş yıl vade yapalım." diyorlar. "Ama açıkladıkları faizi bizim ödememiz mümkün değil." diyorlar. Üç: "Buna en az on yıl vade yapın ki en azından bir ödeme kabiliyetimiz olsun."
Tabii, bütün bu sorunları söylerken bizim İYİ PARTİ olarak olaya bakış açımız da şu: Kesinlikle, arsa, yatırımcı için bir maliyet unsuru olmamalı diyoruz. Eğer yatırımcı bir yere yatırım yapmak istiyorsa gerekirse devlet bunu tahsis etsin. Yani yatırımcı arsaya bir bedel ödeyerek bu yatırımda bir artı değer olmasın, yatırımcıya bu arsaları biz ücretsiz tahsis edelim diyoruz çünkü dünyanın her yerinde böyle. Siz bugün özellikle Balkanlara veya Türk coğrafyasına gittiğiniz takdirde bir yatırımdan bahsedin, size hangi imkânları sunduğunu siz de görürsünüz. Hatta ben bir toplantıya katılmıştım Özbekistan'da, Cumhurbaşkanı, Başbakana "Ayağa kalk." dedi, kaldırdı. "Bakın, Türk iş adamları burada ne istiyorsa, ne gerekiyorsa yapacaksınız. Eğer bir eksiklik varsa ben sizden bilirim." diyen bir Cumhurbaşkanı var. Ee, bugün de bizim gerçek manada yatırıma ihtiyacımız var, yatırımcının bir başka ülkede nasıl önü açılıyorsa Türkiye'de de önünün açılması lazım geldiğini buradan ifade ediyorum.
GÜLSAN'da da bir an önce bu kanayan yaraya bizim bir çözüm bulmamız lazım. Tamam, TOKİ, ihalesini yaptı, bu dükkânları yapacak ama bu fiyatla GÜLSAN esnafının bu dükkânları alma şansı yok. Diyor ki: "Siz almazsanız başkasına satarız." Hâlbuki bizim derdimiz, oradaki esnafı kendi şartları içerisinde yeni açılan sanayi bölgesine kavuşturmak. Şunu da ilave ediyorlar, diyorlar ki: "Sanayi dükkânları talepler doğrultusunda yapılmalı. Yani bugün, galeri için dükkânın hesabı farklıdır, mobilyacı için farklıdır, tesisatçı için farklıdır, kaportacı için farklıdır yani işin kendi nevi şahsına münhasır metrekareleri vardır. Bunları da dikkate alarak yapın. Kendi kafanıza göre 'Yaptım, oldu.' mantığından vazgeçin." Dolayısıyla burada 3-5 değil, 1.500-1.600 esnafımız var. Samsun için bu önemli. Ben hem Belediye Başkanımızın hem TOKİ Başkanımızın hem Sanayi Bakanımızın bu işe bir el atacağını ümit ediyorum.
Ümit ediyorum ki bu sorunlar çözülür, bu ülkenin üretimine Samsun'un da bir katkısı olur diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)