GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:49
Tarih:18.02.2021

AYLİN CESUR (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şehit olan 3 askerimiz ve alçak bölücü terör örgütü PKK'nın katlettiği 13 kardeşimiz için Yüce Allah'tan rahmet ve milletimize sabır diliyorum. Acımız çok taze ve böyle kalleşliği hazmedebilmemiz de mümkün değil.

Sayın Bakanlar geldi, burada anlattılar, ben de kendilerine teşekkür ediyorum. Bizim de bu hadise için söyleyeceklerimiz var. Öfkeliyiz milletçe ama "Eğriye eğri, doğruya doğru." demezsek terörü bitiremeyiz ve milletimiz bize eğrileri söyleme görevi verdi muhalefet olarak.

1984'te tanıştık bu belayla, on binlerce insanımız öldü, yerlerinden oldu gene on binlerce insanımız ve 3 tane önemli soru var bugün: Bugünlere nasıl gelindi, neden gelindi ve ne yapmalı? Yirmi bir yıl önce 15 Şubatta PKK elebaşısının yakalandığı gün ben Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in yanındaydım, operasyonun bütün aşamalarını biliyorum. Ne gördüm biliyor musunuz o gün? Devlet tecrübesine dayanan, akılcı, ilkeli bir dış politika ve onun sonuçlarını.

Mesela, Suriye, ne zaman kendi dış politikası çıkmaza girse sorun yaşadığı devletin güvenliğini tehdit edebilecek unsurları desteklerdi; Türkiye'nin karşısına PKK'yı koyar, ona kalkan olurdu. 2000'lere geldiğimizde bunu aşmıştık, aşağı yukarı terör de neredeyse bitmişti. Sonraki on yıl PKK'nın sınır ötesi bölgelerde yuvalanması, maceracı ve ideolojik politikalar, Orta Doğu'da ülkelerin, başta Suriye'nin iç işlerine karışılması ve sonuç: Suriye'nin yeniden önümüze koyduğu PKK kartı.

Dış güçler diyoruz, dış güçler hep vardı ve dünyada da artık devletler arası savaşlar yok değerli arkadaşlar. İstikrarsız bölgelerde her aktör, tutunabildiği bir grubu silahlandırıyor, orada güçlenerek sorunun bir parçası olup sonra da masada yer edinmeye çalışıyor. Kim destek oluyorsa batsın ama siz de onlara izin vermeyeceksiniz.

Soru şu: Amerika ve Rusya yokken bölgede böyle bir oluşumun önüne geçilebilir miydi? Meşhur "Çözüm süreci" macerası olmasıydı eğer bugün durum ne olurdu? Anadolu topraklarımızdan geçen teröristlere çalınan davullar, zurnalar vatan görevinde şehit olmasa Mehmetçik'imizin yavuklusuyla düğününde çalınabilir miydi? Dağlarımızda yeniden yuvalanılmasına eğer göz yumulmasaydı, kendi ülkemizde kazılan hendeklere eğer izin verilmeseydi şehidimiz için daha mı az mezar kazılırdı? (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Katil PKK'yla Oslo'da masaya oturulmasaydı, vurulup tertemiz alnından uzanmış yatan şehit oğlu şehitlerin ruhu daha mı az sızlardı?

Bakan Bey dedi ki: "Murat Karayılan'ı bin parçaya böleceğiz." Destekledik biz de, çok haklı. Peki, 6 Şubatta "İstediğimiz gibi konuşursa Murat Karayılan'ı da televizyona çıkarırız." demeseydi Mahir Ünal, bu topraklar için toprağa düşmüş askerin ruhu daha mı az acırdı? Vazgeçildiğinde bu işten eğer geç olmasaydı, kaçırılan vatandaşlarımız Gara'da şehit edilmezler miydi?

Bakınız, tehdit bölgesi 2000'e göre çok büyüdü, İran sınırdan Suriye topraklarına intikal etti, Türkiye kara unsurlarının neredeyse tamamını İran-Akdeniz arasındaki 1.300 kilometre uzunluğundaki sınır hattına getirdi. Türkiye, ya büyük resmi göremedi ya da kamuoyunu tatmin etmeye maalesef oynadı. Terörizm "demokrasi" ve "insan hakları" gibi kavramlarla haklı gösterilemez ve açıklanamaz ve ona karşı savaşılması için devletin bütün imkânlarını kullanması şarttır. Türkiye'nin bundan sonraki aşamada serinkanlı ve soğukkanlı olması lazım, yeni bir maceraya da heveslenmemesi lazım. Komşu ülkelerle ve dünya ülkeleriyle diplomasi kanallarını kullanmamız lazım. Bizim İYİ PARTİ olarak güçlü bölge, güçlü Türkiye dememiz bundan. İstikrarlı ve müreffeh bir coğrafya tesis ederseniz eğer, bölgede terörü de yoksulluğu da defedersiniz; her ikisini de.

Maceracılara da iki çift sözüm var: Biz milletçe milliyetçiyiz. Soruyoruz: Bir avuç serserinin karşısında bu memleketi bırakıp gidecek miyiz? Şimdi "Yeter!" demeyeceğiz de ne zaman "Yeter!" diyeceğiz? Bu vatan bizimdir. Bu vatan ya bizimdir ya da hiç kimsenin değildir. Bu memleketin neresinde doğarsa doğsun cesur ve kahraman çocukları her yerde kardeştir ve onları birbirine düşürmek alçaklıktır. Kim bu lafları üstüne alınıyorsa alınsın, mezhep ve etnik farklılıklarımız bizim yüzyıllardır zenginliğimizdir. Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk'tür. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Bu bayrak için, bu vatan için milletin mübarek şehitleri, bu topraklara başka eller değmesin, bayrak burçtan inmesin, minarelerden ezan sesi dinmesin diye şehit oldular. O bayraktır bizim bayrağımız. Bu bayrak ki barışın güvercini, savaşın kartalı; bu bayrak ki tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim ve Türk milleti bu toprakları Kürt'üyle Çerkez'iyle Alevi'siyle Sünni'siyle hep birlikte kanı ve canı pahasına vatan yapmıştır ve bu ülke sahipsiz değildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı).

AYLİN CESUR (Devamla) - Kimdir bu ülkenin sahipleri? Yüce ve aziz Türk milletidir. Cumhuriyetin de, ay yıldızlı bayrağın da, İstiklal Marşı'mızın da, Büyük Atatürk'ün de sahibi yüce ve asil milletimizdir ve o millet bütündür, ezelden ebede kadar da bütün olarak yaşayacaktır. Bedeli neyse öderiz bölmeye çalışanlara. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)