| Konu: | Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 48 |
| Tarih: | 17.02.2021 |
MİLLÎ SAVUNMA KOMİSYONU BAŞKANI İSMET YILMAZ (Sivas)- Başkanım, teşekkür ediyorum.
Sadece 2 milletvekilimizin sorusu bizimle ilgili Muhterem Başkanım. Sayın Köksal'ınki Afyon Emirdağ'daki sulama ücretleriyle ilgili, Sayın Gaytancıoğlu'nun Uzunköprü Bülbül Koruluğu'nun kiralanmasıyla ilişkili, Sayın Aycan, Medeni Kanun'un kabul yıl dönümünden bahsederek aile hukukuna ilişkin değişiklerin yapılması zamanının geldiğini ifade etti. Sayın Yılmazkaya ve Sayın Kaplan, yaşanan ekonomik sıkıntılardan bahsetti. Sayın Sümer, Adana'daki bürokratların siyasetle fazlaca ilgilendiğini ve Devlet Memurları Kanunu'na göre hiçbir siyasi partiye üye olamayacakları gerçeğini dile getirdi. Dolayısıyla, biz de aynen katıldığımızı belirtelim.
Muhterem Başkanım, Sayın Taşkın'ın Türk Silahlı Kuvvetlerinde Yüksek Askerî Şûra'da terfi ve emekliliğin nasıl olduğuna ilişkin bir sorusu oldu, ona bir açıklama yapmak isterim. Türk Silahlı Kuvvetlerinde albay rütbesinde terfi, uzatma ve kadrosuzluktan emekliye sevk işlemlerine Yüksek Askerî Şûra tarafından karar verilmektedir. YAŞ hazırlıkları kapsamında, kuvvet komutanlıklarınca personelin liyakat durumu, hizmet ihtiyacı ve güvenlik durumları göz önünde bulundurularak yapılan çalışmalar Genelkurmay Başkanlığına arz edilmektedir. Genelkurmay Başkanlığınca yapılan çalışma sonuçları Millî Savunma Bakanlığına gönderilmekte ve Bakanlıkça yapılan değerlendirmeyi müteakiben nihai karar verilmekte ve Yüksek Askerî Şûra'ya teklif yapılmaktadır. 23 Temmuz 2020 tarihinde, Sayın Cumhurbaşkanımız Başkanlığında icra edilen YAŞ toplantısında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) kadro ve ihtiyacı dikkate alınarak yapılan değerlendirmeler sonucunda terfi, uzatma ve kadrosuzluktan emeklilik kararları alınmıştır.
Yine, Sayın Cumhur'un ikinci sorusu da subay ve astsubay atamalarıyla ilgiliydi. Türk Silahlı Kuvvetlerinde personel atama işlemleri 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu başta olmak üzere, ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde yürütülmektedir. Subay ve astsubayların atamaları, personelin liyakat durumu, safahatı ve hizmet ihtiyacı göz önünde bulundurularak kuvvet komutanlarınca çalışılmakta, Genelkurmay Başkanlığıyla koordine edilmekte, ardından Millî Savunma Bakanlığına teklif edilerek Millî Savunma Bakanının onayıyla yapılmaktadır. Dolayısıyla, subay ve astsubay atamaları üzerinde Genelkurmay Başkanımız da yetkilidir, Millî Savunma Bakanımız da yetkilidir.
Yine, Sayın Başkanım, değerli milletvekillerim; 7179 sayılı Askeralma Kanunu yürürlüğe girmeden önce yoklama ve bakaya toplamı 567.367 idi. 5 Kasım 2019 tarihine kadar bu hak verilen yükümlülerden... Biliyorsunuz, orada 140 bin gibi bir rakam vardı herhâlde fakat dedik ki buna bile başvuran olmaz. Buna rağmen, milletvekillerimizin teklifiyle, kim başvurursa bedelli hakkından herkes faydalanır şeklinde bir düzenleme yaptık. Bırakın o kontenjanı, o 140 bin dolayındaki kontenjanı, başvuran sayısından sadece 6.142 kişi bu hakkı kullanmıştır.
Bir de sayın vekillerimizin konuşmalarında dile getirdiği hususlar vardı. Adli mahkemeler içinde askerlikle ilgili davaları görmek üzere, Hâkimler ve Savcılar Kurulunca adli mahkemelerden birinin yetkilendirilmesi, görevlendirilmesi doğrultusunda bir çalışma yapılmakta, dolayısıyla bu konuda bir ihtisaslaşma çalışması olduğunu belirtmek isterim.
Yine, bir başka sayın vekilimiz... Türk Silahlı Kuvvetlerinin Suriye'de, Libya'da, Azerbaycan'da hangi haritayı değiştirdiğini aziz milletimiz takip ediyor. Alman Dışişleri Bakanı şöyle konuşuyor, diyor ki: "Bizim Orta Doğu'da ve Afrika'da bıraktığımız boşluğu Türkiye doldurdu." E, bunu Türk Silahlı Kuvvetlerimizle başardık diyelim.
Yine, bir başka arkadaşımız, Genelkurmay Başkanlığının statüsüyle ilgili bir açıklama getirdi. Muhterem Başkanım, Genelkurmay Başkanı tarihsel olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinin komutanıdır. Bu konuda, cumhuriyetin kurulduğu, İstiklal Savaşı'nın başladığı günden bugüne kadar Genelkurmay Başkanının statüsüyle ilgili 7'ye yakın düzenleme yapıldı. Nedir? Önemli olan birkaçını vereyim de... Dolayısıyla, bu yapılandırmaların burada bir zorunluluk değil, bir siyasi ve hukuki tercihe dayandığını belirtmek isterim. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda Genelkurmay Başkanlığı bir bakanlık olarak oluşturuldu. Bu bakanlığın adı Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Vekâletiydi. 3 Mayıs 1920'den 3 Mart 1924'e kadar görev yapan 6 Kabinede Genelkurmay Başkanı kabine üyesi olarak bulundu. Bu dönemde Millî Savunma Bakanları da asker kişiler olduğundan Kabinede daima 2 profesyonel bulundu, demek ki biri bu Bakan olarak. Biz bunu gördük, tecrübe ettik. İkincisi, 3 Mart 1924'te Genelkurmay Bakanlığı kaldırıldı, bunun yerine, Cumhurbaşkanı yerine / adına orduya barış durumunda komuta eden en yüksek rütbeli askerî makam olarak Genelkurmay Başkanlığı ihdas edildi 1924'te. Kanun, Genelkurmay Başkanının görevinde bağımsız olduğunu açıkça belirtti. Genelkurmay Başkanının görevine giren konularda her bakanlıkla yazışabileceği, Genelkurmay Başkanının Başbakanın inhası, Cumhurbaşkanının onayıyla seçileceği belirtildi fakat burada Genelkurmay Başkanının nereye bağlı olacağı belirtilmedi. Genelkurmay Başkanının askeriyeye emir ve komuta ettiği, askerî politika ve stratejiyi de tespit ettiği, Savunma Bakanlığının üzerinde bir konumda bulunmuştur. Genelkurmay Başkanlığı görevi bu dönemde yani 1924'ten 1944'e kadar Mareşal Fevzi Çakmak tarafından yerine getirildi, 21 yıl boyunca bu makamda görev yaptı.
Üçüncüsü, 1944'te 4580 sayılı Kanun'la Başbakana bağlı Genelkurmay Başkanlığı dönemi başlatıldı. Kanunla Genelkurmay açık bir şekilde Başbakanlığa bağlandı, diğer Bakanlıklarla yazışma yetkisi, Başbakanın onay verdiği kadarıyla mümkün hâle getirildi. Başbakanın vereceği onayı istediği zaman değiştirebileceği de kanunda açıkça belirtildi. Bu şekilde askeriyenin sivil hükûmetlerin kontrolü altına alınması yolunda bir adım atıldığı ifade edildi.
Dördüncüsü 1949 yılında yapıldı. 1949'da kabul edilen 5398 sayılı Kanun'la Genelkurmay Başkanının statüsü yeniden düzenlendi, Millî Savunma Bakanlığına bağlı Genelkurmay Başkanlığı statüsü getirildi.
Beşincisi -vaktim kalmıyor, özet geçiyorum- 61 Anayasası'yla getirildi. 61 Anayasası'nda Genelkurmay Başkanı silahlı kuvvetlerin komutanı oldu. Genelkurmay Başkanı Bakanlar Kurulunun teklifi üzerine Cumhurbaşkanınca atandı. Genelkurmay Başkanının görev ve yetkilerinden dolayı Başbakana sorumlu olduğu belirtildi. Anayasa'yla oluşturulan Başbakana sorumlu Genelkurmay Başkanı modeli yanında aynı zamanda Millî Savunma Bakanına bağlı genelkurmay modeli de yürürlükte kaldı. Bu sistem ne zamana kadar devam etti? 1970 yılına kadar. Bu yıl 1324 sayılı Kanun çıkarıldı. Genelkurmay Başkanının savaşta ve barışta Türk Silahlı Kuvvetlerinin komutanı olduğu, silahlı kuvvetlerin savaşa hazırlanmasında personel, istihbarat, harekât, teşkilat, eğitim öğretim ve lojistik hizmetlerine ait ilke ve öncelikler ile ana programları tespit edeceği, görev ve yetkilerine ait konularda şahsen Millî Savunma Bakanıyla işbirliği yapacağı, görev ve yetkilerinden dolayı Başbakana karşı sorumlu olduğu hükme bağlanmıştır. Bununla birlikte Başbakana karşı sorumlu olduğu Genelkurmay Başkanlığı dönemine dönüldü.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun toparlayın.
MİLLÎ SAVUNMA KOMİSYONU BAŞKANI İSMET YILMAZ - Bitiriyorum Muhterem Başkanım.
En son olarak da şu anda içinde bulunduğumuz... Genelde akademisyenler tarafından bu düzenlemenin 1940'larda yapılan düzenlemeden yararlanılarak yapıldığı da ifade edilmektedir. Hukuk yaşayan bir olgu. Yaşayan olgu ne demektir? İhtiyaç varken kanunun değiştirilmesi normaldir, dolayısıyla bir statünün değişmez olduğunu kabul etmekten ziyade ihtiyaca cevap verip vermediği şeklinde değerlendirilmesinin daha doğru olacağını düşünüyorum.
Tekrar teşekkür ediyorum Muhterem Başkanım.