GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, Pençe Kartal-2 Harekâtına ve Gara bölgesinde 13 vatandaşın terör örgütünce şehit edilmesine ilişkin Hükûmet adına gündem dışı açıklamaları nedeniyle AK PARTİ Grubu adına konuşması
Yasama Yılı:4
Birleşim:47
Tarih:16.02.2021

AK PARTİ GRUBU ADINA İSMET YILMAZ (Sivas) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türk Silahlı Kuvvetlerince Irak'ın kuzeyinde gerçekleştirilen Pençe-Kartal Harekâtı hakkında AK PARTİ Grubumuzun görüşünü açıklamak üzere söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle sizleri saygıyla selamlıyorum.

Sözlerimin hemen başında, bu vatan için can veren tüm şehitlerimizi rahmetle, minnetle ve şükranla anıyorum, hayatta olan gazilerimize de Allah'tan sağlıklı uzun ömürler diliyorum. Ülkemizin huzur ve güvenliği için büyük bir inançla, cesaret ve fedakârlıkla görevlerini yapan asker, polis, jandarma ve güvenlik korucularına teşekkür ediyorum; Allah yâr ve yardımcıları olsun. Bu milletin her bir bireyinin duası onlarladır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye, uzun zamandan beri terör örgütleriyle mücadele etmektedir; bugüne kadar bu mücadelede çok büyük bedeller ödedi, bedeller ödemeye de devam etmektedir. Ülkemizin terörle mücadelesi terör sona erinceye, huzur ve barış bölgemize hâkim oluncaya kadar kararlılıkla devam edecektir. Türkiye'nin millî güvenliğine yönelik her türlü eylemlere karşı gerekli her türlü tedbiri almak, terör örgütlerinin saldırılarını bertaraf etmek, Türkiye'nin güney kara sınırlardaki mücavir bölgelerde bir terör koridorunun oluşmasını önlemek ve Türkiye'nin hak ve menfaatlerini korumak Türkiye'nin hakkı ve Türkiye hükûmetlerinin milletine karşı olan bir görevidir. Türkiye, Irak ve Suriye'deki istikrarsız siyasi ortamdan faydalanarak ülkemizin güney sınırlarında terörün barınmasına ve eğitilmesine, ülkemize terör saldırılarının yapılmasına izin vermeyecektir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; içinde bulunduğumuz coğrafyada ülkelerin siyasi sınırları yeniden çizilmek istenmektedir, devletler küçültülmek, güçsüzleştirilmek, etkisizleştirilmek, daha kolay yönetilebilir hâle getirilmek istenmektedir, ülkelerin iç sorunları derinleştirilerek halkların sürekli birbiriyle kavgalı olmaları istenmektedir; terör de bir araç olarak kullanılmaktadır. Esasında, bu proje yeni de değildir. Cumhuriyetin kuruluş yıllarında hayata geçirilemeyen projeler yedi düvelin çağdaş versiyonları eliyle, bu bölgede yeni taşeronları vasıtasıyla hayata geçirilmek istenmektedir. Proje terör örgütlerine proje müellifleri tarafından destek de verilmektedir; bölgedeki kukla yapıların güvenliklerinin artırılmasını teminen yeni kukla yapılar oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bu konuyla ilgili olarak, 1970 yıllarında ülkemiz yöneticilerinin açıklamaları var. Eski Başbakanlarımızdan rahmetli Bülent Ecevit'in 78'de açıklaması var, 2004 yılında partisinin Olağan Kurultayında yaptığı konuşması var. Kurultay konuşmasında Sayın Ecevit şöyle diyor: ABD'ye o zaman "Kuzey Irak'ta bize gereken yetkileri verin ve orada biz bölücü terörün kökünü kurutalım." dedik. "Yok, bu izni veremeyiz." dediler. 'Bu izni veremeyiz.' diyen Amerika, sen ne istiyorsun orada? ABD, -Türklerden ayrı bir devlet kurmak isteyenleri desteklemektedir- Kuzey Irak'ta ABD'nin uydusu durumunda bir hükûmet kurulmasını istiyor. Anlaşılıyor ki bu istek, farklı aktörlerle bugün de devam etmektedir ancak bu projelerin bölgemizde hayata geçirilebilmesinin imkânı yoktur. Er ya da geç bu projenin takipçileri kaybetmeye mahkûmdur. O ana kadar sadece ülkelerin enerjilerinin kaybına ve dikkatlerinin dağılmasına yol açacaktır."

Bu arada, Türkiye'nin, millî güvenliğine yönelik her türlü tehditleri bertaraf edecek imkân ve kabiliyete sahip olduğunu da açıkça belirtmek isterim. Bizim yapmamız gereken, birlik ve beraberliğimizi güçlendirmek, kardeşliğimizi pekiştirmektir. Bu süreçte devletimizin tüm kurumları ile siyasi partilerimizin terörle mücadele hususunda ortak bir irade ve hassasiyet göstermesi önemlidir. Siyasetin öznesi millettir, siyasette söz de karar da millete aittir. Demokrasilerde talimatı, görevi, iktidarı millet verir, millet alır; beklentisi, arzusu, talebi karşılanması gereken de millettir. Bu millet terör örgütlerine destek vermez, PKK terör örgütüne bu milletten katılım yok, Sayın Bakanımız da açıkladı. Bu ülkede siyaset yapanların da bu hususu dikkate alarak desteği milletten alıp talimatı başka yerden almaması gerekir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ulusal güvenliğimizin gereği olarak Birleşmiş Milletler Şartı'nın 51'inci maddesinde yer alan meşru müdafaa hakkı çerçevesinde Irak'taki PKK varlığının sona erdirilmesi için gereken adımları bugüne kadar attık, bugünden sonra da atmaktan çekinmeyeceğiz; bunu tüm uluslararası toplum da görmektedir. Pençe-Kartal Harekâtları da bu çerçevede atılmış adımlardandır.

Hava Kuvvetlerimiz tarafından 14 Haziran 2020'de Zap, Avaşin- Basyan, Hakurk, Kandil, Mahmur ve Sincar'da konuşlu PKK unsurlarına yönelik Pençe-Kartal Harekâtı icra edilmiştir. Hava harekâtı kapsamında, 190 kilometre mesafedeki Karacak Dağı ile yaklaşık 100 kilometre uzaklıktaki Sincar Dağı'ndaki noktalar hedef alınmıştır. 17 Haziran 2020 tarihinde, hava unsurlarıyla desteklenen kara birliklerimiz tarafından Şırnak ilimize komşu, Irak'ın kuzeyindeki Haftanin, Gara ve Metina bölgesindeki terör unsurlarına yönelik harekât yürütülmüştür. 2020 Haziranı sonrasında da örgüte yönelik hedef odaklı nokta operasyonları sürdürülmüştür. Bu kapsamda, son olarak, PKK'nın lojistik sorumlusu 10 Şubat 2021 tarihinde Sincar mıntıkasında yakalanarak ülkemize getirilmiştir. Irak'ın kuzeyinde PKK, KCK terör örgütü tarafından üs olarak kullanılan Gara bölgesine yönelik hava destekli Pençe Kartal-2 Harekâtı ise 10 Şubat 2021 tarihinde başlatılmış, 14 Şubat 2021 tarihinde sona erdirilmiştir. Harekât kapsamında, 3'ü üst düzey terör örgütü yöneticisi olmak üzere toplamda 51 terör örgütü mensubu etkisiz hâle getirilmiş, 2 terör örgütü mensubu ise sağ olarak ele geçirilmiştir.

Bölgede bulunan mağara içerisinde, çeşitli tarihlerde PKK terör örgütü tarafından kaçırılan silahsız ve masum 1'i Irak vatandaşı 13 kişi 1'i omzundan, 12'si başlarından olmak üzere yakın mesafeden uzun namlulu silah Kaleşnikofla vurularak şehit edilmiştir. Sicili "on aylık bebek Bedirhan Mustafa Karakaya dâhil birçok bebek katili" olarak geçen ve hiçbir değere sahip olmadığını gösteren bu cinayet şebekesi bir kez daha 13 masumu şehit etti. Bu alçak cinayet şebekesine gereken cevabı kahraman askerlerimiz verdi, veriyor, verecek. Masum vatandaşlarımızı şehit eden bu cinayet şebekesiyle bedeli ne olursa olsun mücadeleyi sürdüreceğiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu cinayet şebekesine karşı en kararlı mücadeleyi veriyoruz. Bunlara destek verenlerin ve bu cinayetlere sessiz kalanların da siyasi projeleri yok olacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; her ne zaman terörle ilgili bir konuşma olsa mutlaka iki husus gündeme getirilir; teröristbaşı Öcalan'ın tarafsızlık mesajı içeren mektubu ve Kandil'i ve HDP'yi eleştiren Osman Öcalan'ın röportajı. Şunu çok açıklıkla dile getirmeliyim: Herkes bilir ki terörle mücadele eden devletin bir devlet aklı olmalıdır. Devlet, elbette terör örgütü mensupları arasındaki ikilikleri, ayrışmaları kullanır; bu, dünyanın her yerinde böyledir. Terörle mücadelede AK PARTİ hükûmetlerinin bir izahı vardır; seçim öncesi böyle bir devlet aklının partiye zararı olabilir ancak "önce milletim" diyen için partiye zarar gelmesinden çekinilmez.

Yine, getirilen diğer bir konu da şudur: PKK'nın desteğini alan siyasilerin de ne izahı olacak anlayabilmek mümkün değildir.

Diğer getirilen husus: Çözüm süreci. Çözüm süreci gizli saklı yapılmadı; bu Meclisten kanun çıkarıldı, Resmî Gazete'de yayımlandı ve yine, arkadaşlarımız da söyledi: Silah bıraktırmak için, teröre son vermek için yapıldı. Sınıra silahlarını bırakıp gelenlerden söz edildi. Allah için, silah bırakıp senin cumhuriyet savcına teslim olmalarından niye rahatsız olursun? Kritik dönemlerde seyyar mahkemeleri her bakımdan savunanların seyyar savcıları eleştirmesini anlayabilmek de mümkün değildir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; operasyonların sürdürülmesi PKK terör örgütünün Kuzey Irak'taki eğitim ve lojistik altyapısının etkisiz hâle getirilmesi ve terörle mücadele için gereklidir, zorunludur. Her ne pahasına olursa olsun, tehdit nereden ve kimden gelirse gelsin ülkemizin kendini savunmaya yönelik kararlılığı artarak devam edecektir. Uluslararası hukuk çerçevesinde gereken tüm tedbirleri bugüne kadar aldık, bundan sonra da almaya devam edeceğiz. Türkiye'ye yönelik tehditler devam ettiği sürece bu tehditlerin ortadan kaldırılması amacıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinin sınır ötesi operasyonları da devam edecektir.

Bu, siyasi bir konu değildir; bu, devletin bekası konusudur; bu, milletin birliği, beraberliği konusudur. "Önce millet, önce vatan" diyenlerin "Söz konusu vatansa gerisi teferruattır." deyip Silahlı Kuvvetlerimizin yanında, polisimizin yanında, güvenlik korucularımızın yanında durması gereklidir.

Bizim yaptığımız da budur diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)