GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (10/38, 466, 494, 536, 978, 983, 984) Esas Numaralı Bilişim Teknolojileri Bağımlılığının Etkilerinin İncelenerek Olası Zararlarının Bertaraf Edilmesi ve Bu Teknolojilerin Kontrollü Kullanımının Sağlanması İçin Yapılması Gerekenlerin Saptanması Amacıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:46
Tarih:11.02.2021

İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Yarın 12 Şubat, Kahramanmaraş'ın düşman işgalinden kurtuluşu. İlkokul ve ortaokulu okuduğum Kahramanmaraşlı kardeşlerimi selamlıyorum, kurtuluşunu kutluyorum.

Konuşmama başlamadan önce kısaca işçilerin durumundan bahsetmek istiyorum. Biliyorsunuz, pandemi sürecindeyiz, işçi çıkarmak yasaklandı ama işverenlerimiz hâlâ işçi çıkarıyorlar, bunu yaparken de 29'uncu maddeyi kullanıyorlar. Geçen hafta Çorum'daydım. Çorum Organize Sanayi Bölgesi'nde olan bir fabrikada 90 işçi 29'uncu madde koduyla çıkarılmış. Bu kod, işçinin ahlaksızlıkla suçlanması anlamına geliyor. Dolayısıyla, işçi böyle çıkarılırsa hem tazminat alamıyor hem de başka bir işte çalışması çok zorlaşıyor. İşçilerle görüştüm, tabii ki yasal olarak haklarını arayacaklardır fakat daha önemli bir şey, işçiler bana çalışma koşullarını gösterdiler; en az 2 işçinin parmakları kopmuştu. Asgari ücretin biraz üstünde bir ücretle hayatlarını feda ederek çalışıyorlar. Ayrıca, iş yerinden video gösterdiler, içerisi ağır bir sis ve kimyasal dolu. Dolayısıyla, böyle bir iş yerinin rahatlıkla çalışabilmesi ülkem adına çok üzüntü verici. Bu konuda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını göreve çağırıyorum ve bu firmanın da iş sağlığı ve güvenliği raporlarının tekrar incelenmesini talep ediyorum.

Ülkemizde teknoloji bağımlılığı da dâhil olmak üzere çeşitli bağımlılıklarla etkin bir şekilde mücadele edilmeye çalışılıyor. Bu kapsamda, 24 ve 26'ncı Yasama Dönemlerinde, internet kullanımının sosyal etkilerinin ve yeni bağımlılık türlerinin araştırılması hakkında Meclis araştırması komisyonları kurulmuştur. Söz konusu araştırma komisyonları raporlarından elde edilmiş kazanımların ve tecrübelerin, 27'nci Yasama Döneminde bilişim teknolojileri bağımlılığını araştırma komisyonumuzda devletin devamlılığı ve komisyon hafızası esasında görüşülmesi gerekiyordu. Bu raporlarda önerilen maddelerin kaçının hayata geçirildiği, ne gibi gelişmelerin yaşandığı gibi bilgiler sunulmalıydı.

Araştırma Komisyonunda bilgilerini bizlere aktaran akademisyenler, STK temsilcileri ve kamu kuruluşlarının idarecileri madalyonun bir tarafını oluşturmakta. Madalyonun diğer tarafını oluşturan bilişim teknolojilerini üretip tüketiciye sunanların da davet edilmesi gerekirdi. Cep telefonu, tablet, akıllı televizyonlara uygulamalar, oyunlar yazan yazılımcıların ve firmaların, sektör temsilcilerinin Araştırma Komisyonunda bilgi sunmaları gerekliydi. Bu firmaların dinlenmesi, yapılan uygulamaların ne şekilde bağımlılık oluşturduğunun anlaşılması açısından önemlidir. Benzer şekilde internet erişim sağlayıcılarının da dinlenmesi, süreçleri anlamada ve olası tedbirlerin alınmasında yararlı olurdu.

Bilişim teknolojilerinin kullanımları hakkında güvenilir veriler elde edilmelidir ancak böyle verilerle sorunların çözümüne yönelik etkili tedbirler alınabilir. Türkiye'de bilişim teknolojileri bağımlılığına ilişkin verilerin ve yapılan araştırmaların yetersiz olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye genelinde uygulanmak üzere kapsamlı bir ölçme aracı geliştirilmeli ve her coğrafi bölgeden belli standartlar çerçevesinde veriler toplanarak Türkiye bilişim teknoloji kullanım profilleri haritası vakit kaybetmeksizin oluşturulmalıdır.

Değerli milletvekilleri, bilişim teknolojileri tartışmasız bir şekilde günümüz ihtiyaçlarını ve isteklerini derinden değiştirmektedir. Geçmişte ihtiyaç dâhilinde olmayan ancak günümüzde eksikliğiyle zamanın gerisinde kalınmasına yol açan teknolojik gelişmeler sağlık, eğitim, güvenlik, iletişim gibi hayatın her alanında kendisini göstermekte, kitleleri, milletleri ve dolayısıyla devletleri de etkileyebilmektedir. Bilişim teknolojilerinin hızla geliştiği, verimliliği artırdığı günümüz dünyasında, o teknolojiye sahip olmak kadar teknolojinin zararsız ve kontrollü kullanımının da sağlanması üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir konudur.

Öte yandan, bilişim teknolojileri bağımlılıklarının en temel nedeni gerçek dünyayla olan bağlantıların kaybedilmesidir. Toplumun tüm kesimlerinde ortak olan beğenilme duygusu, toplumla daha fazla bağ kurmak isteyen genç bireylerin çevrelerinden kolayca etkilenmelerini sağlıyor. Bilişim teknolojilerinin ürünü olan sosyal medya da bu nedenle öne çıkmaktadır. İnsan beyni üzerinde yapılan çalışmalarda, çocukların, erişkinlerin ve gençlerin beynindeki ödüllendirilme merkezleri karşılaştırılmış ve ödüllendirici aktivitelerde gençlerin beyinlerinin aşırı derecede aktif olduğu gözlenmiştir. Bu nedenle, ödüllendirme merkezlerinin boyutu ve aşırı aktif olması yüzünden gençler, sosyal medya ve sanal ortamlarda alabilecekleri herhangi bir beğenilme için düşünmeden risk alabilmekte, yanlış kararlar verebilmektedirler. Bu durum, gençlerin, sosyal medyanın verdiği ödüllendirme duygusuna neden bu kadar sıkı bağlı olduklarını gösterir niteliktedir. Bunlarla beraber, bilişim teknolojilerinin hem kolaylıkla ulaşılabilir hem de hayatı pratikleştirme imkânı sunması, diğer yandan her alanda ve her an kullanılabilir bir hizmet sağlaması popülaritesini her geçen gün artırmakta, hem özel hem de kamusal alanlara kolaylıkla nüfuz edebilmektedir.

Yalnız yetişkinlerin, gençlerin, çocukların, bireylerin yaşamında değil devletlerin yaşamında da bilişim teknolojilerinin önemli etkisi olduğunu unutmamak gerekir. Bu çerçevede, teknolojik gelişmelere bağlı olarak hayatımıza giren sanal gerçeklik ve sosyal iletişim araçları doğru kullanılmaması hâlinde, başta kullanıma rahatlıkla adapte olabilen genç nüfus olmak üzere toplumun tüm kesimlerini hem psikolojik hem de fiziksel sağlık sorunlarıyla olumsuz olarak etkileyebilmektedir. Bu sebeple, sosyal medyanın daha kontrollü ve faydalı kullanılması gerekliliği kendisini göstermektedir. Örneğin, gençler arasında hızla yayılan dijital platformlarda oynanan oyunların bağımlılığa kadar gidebildiği ve ölümlere sebebiyet verdiği sıklıkla ifade edilmektedir. Bu konuda, ailelerin gerek çocuklarıyla iletişiminde gerekse kullandıkları elektronik aletlerin denetiminde daha özenli olmaları gerektiği aşikârdır. Bu bağlamda, internet ve medyanın şiddet içerikli uygulamalarının çocuklar üzerindeki etkisinin incelenmesi ve çocukların bu etkiden korunması adına daha kapsamlı çalışmalar yapılması gerekmektedir. Bilişim teknolojileri bağımlılığı konusunda hem devletin kendi bilincini oluşturması hem de toplumun bilinçlendirilmesi için yol gösterici bir görev üstlenecek olan ortak aklın vücut bulmasında kurumlar arası iletişim geliştirilmelidir.

Bilişim Teknolojileri Bağımlılığını Araştırma Komisyonu toplantılarında kamu kurumları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları, konuya ilişkin takdirle karşılanan çalışmalarını sunma fırsatı bulmuştur ancak söz konusu çalışmaları yürüten kuruluşlar arasında iş birliği, eş güdüm ya da iletişimin yetersiz olduğu görülmektedir. Ayrıca, bu çalışmalardan istenen verimin alınabilmesi kamuoyunun bu çalışmalardan haberdar edilmesine bağlıdır. Özellikle kamu kurumlarının kullanıma sundukları hizmetleri yeterince duyuramadıkları gözlenmiştir. Paydaşlar arası iletişimin sağlanması ve faaliyetlerin tanıtılması, bilişim teknolojileri bağımlılığıyla mücadelenin etkinliği açısından vazgeçilmez önemdedir. Bu anlayışla, Komisyon raporunda kamu kurumları ile sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarına kısaca yer verilmesi uygun görülmüştür.

Teknolojik bağımlılığın arttığı toplumlarda bireyler bazında karşılaşılan sorunlar arasında ise fiziksel aktivitenin olmadığı yaşam tarzı ve buna bağlı olarak obezite gibi çeşitli sağlık sorunlarıyla karşılaşılması, cihazların kullanımında karşılaşılan fiziksel yaralanmalar, sosyal beceri gelişiminde bozukluklar, uyku bozuklukları, depresyon ve çeşitli psikolojik sorunlar bulunmaktadır. Diğer yandan, böyle sorunların bertaraf edilmesinde de teknolojinin kazandırdığı sınırsız faydalardan yararlanmak düşünülebilir. Hem toplumun yüksek kazanç sağlaması hem de bağımlılığın azalması adına, bilişim teknolojilerinin kullanımı konusunda kişilerin bilinçlendirilmesi gerekmektedir.

Raporda "bilişim bağımlığı" ifadesi sadece bireyler üzerinden davranışsal olarak tanımlanmıştır. Hâlbuki toplumun bir araya gelen bireylerle oluşturulduğu ve toplumlaşan bireylerin güvenliklerini, yönetimlerini, düzenlerini sağlamak için devletleştikleri de göz önünde tutulmalı, tanım daha geniş manada ele alınmalıdır. Bu çerçevede, gelişen bilişim teknolojilerinin de kullanıldığı devlet kurumlarında, en azından pratik uygulamada sistemsel olarak teknolojiyi elinde bulunduran diğer devletlere bağımlılık gösterdiğine değinilmesi konunun derinliğini anlamak için daha doğru olacaktır.

Yasama organı olarak devletin işleyişini düzenleyici kanunları yapan, yasaları tartışan Parlamento, kurduğu araştırma komisyonlarının raporlarında bu gerçeğe değinmeli, teknolojide dışa bağımlılığı giderici tedbirleri de hayata geçirmeyi önermelidir. Devletimizin kamu kurum ve kuruluşlarında, kendi ülkemizin geliştiremediği, yabancı ülkelerden alınan bilişim teknolojilerinin kullanılması, yabancı ülkelerle yaşanacak olası sıkıntılarda istenmeyen neticelerle sonuçlanabilecektir.

Bu başlık altında, devletin de bireylerle gözlemlenen davranışsal bağımlılık gibi bir netice gösterebileceği ve kendi geliştirmediği bilişim teknolojilerinden dolayı güvenliğini tehlikeye düşürebilecek durumlardan muzdarip olabileceği unutulmamalı, bilinçli bir devlet yönetimi anlayışıyla oluşturulan davranışlardan bireylerin kendilerine de pay çıkarabilmesi sağlanmalıdır.

Günümüz dünyasında Amerika, Rusya, Çin gibi devletler kendi geliştirdikleri bilişim teknolojilerini kullanmakta; hem kendi kurumlarının hem de vatandaşlarının diğer ülkelerin hizmet sağlayıcılarına veri iletmelerinin önüne geçmeye çalışmaktadırlar.

Oxford Üniversitesi tarafından 2017 yılında hazırlanan ve önümüzdeki yirmi yılın mesleklerinin sıralandığı listede çoğunluk bilişim ve teknolojiyle ilgili mesleklerdir. Bu sebeple çocuklar teknolojiden uzak tutulmamalı, teknoloji kullanımının süre ve içerik olarak kontrol edilmesi sağlanmalıdır. Gençlerin ve çocukların teknolojiyle iç içe olmasının ne kadar önemli olduğunu görmek gerekir. Kendi teknolojimizi oluşturmak için teknolojiyi çocuklarımıza doğru sunmalı ve hepsinin erişimini sağlamalıyız.

Bu çerçevede, bilgi teknolojileri dersleri interaktif ve uygulamalı bir yapıda düzenlenerek müfredata konulmalı, öğrencilerin internetin sunduğu fırsatlardan yararlanması sağlanmalıdır. Hazır site yapımı, blog yazımı, hazır programlar aracılığıyla dijital oyun üretimi ve çeşitli çevrim içi girişimcilik programlarıyla fırsatları değerlendiren üretken bir çevrim içi anlayış geliştirilerek gençlerin bilişim teknolojileri karşısında pasif tüketici olmaktan çıkarılarak aktif üreticiler hâline getirilmesi sağlanmalı, böylece bağımlılık riski kontrol altına alınmalıdır. Bu doğrultuda, robotik kodlama, artırılmış gerçeklik, yazılım, "web" sitesi, oyun tasarımı, siber güvenlik gibi konularda proje ve çalışmaların ülke genelinde düzenlenmesi, okulların ve öğrencilerin ulusal ve uluslararası yarışmalara katılımının desteklenmesi gerekir.

Ailelerin bağımlılık konusundaki sorumlulukları da vurgulanmalıdır. Ancak yeni kuşakların yetiştirilmesinde aileden sonra gelen eğitim kurumlarımızda ve toplumsal yaşamda göz önünde bulunmasına rağmen fark edilmeyerek âdeta birer iyi huylu tümör hücresi gibi yaşayan doğru görünümlü yanlışlara da hepimiz şahit olmaktayız. Örneğin, anneler ve babalar belki bilişim teknolojilerine bağımlı değiller, sorumluluk bilinciyle hareket ediyorlar ama çocuklarını günlük hayatlarında bilmeden bilişim teknolojilerine bağımlı hâle getiriyorlar. Mesela, lokantalarda, kafelerde veya evlerinde bebeklerine, küçük çocuklarına yemek yedirmeye çalışan aileler tabletlerinden, cep telefonlarından çizgi film açarak çocuklarının dikkatini filmlere vermelerini sağlamaktadırlar. Annelerin ve babaların bu durumdan istifade ederek çocuklarına yemek yedirmeye çalıştıklarını görüyoruz.

Bu duruma bir başka örnek okullarımız da gösterilebilir. Teoride zamandan tasarruf edilmesini sağlayan birçok uygulama, pratikteyse gençlerimizi teknoloji bağımlılığına adım adım yöneltmektedir. Bilişim teknolojileri bağımlılığına yol açan etkenlerden biri olan sanal uygulama ve oyunlarda yapılan beğenilmenin gerçek yaşamda da gösterilmesi, başarılı öğrenci ve öğretmenlerin beyninin ödül merkezini çalıştırıcı teşviklerde bulunulması önemlidir.

Raporun "1.5. Tedavi, İzlem ve Sosyal Uyum Çalışmaları" başlıklı kısmında, son araştırmalara göre, internet bağımlılığının tedavisinde en iyi yöntemin bireysel yaklaşım olduğu ve psikoterapi ile psikofarmakoterapi kombinasyonun en etkili tedavi şekli olduğu ifade edilmiştir. Bu bağlamda, tedavi öncesi dönemlerin değerlendirilmesi ve bağımlılığa sebep olabilecek etkenlerin bertaraf edilmesi daha da önem kazanmaktadır çünkü bir kimsede işe yarayabilen tedavi, bir başka kimsede aynı yanıtı vermeyebilir. Bu nedenle, gerek eğitim sistemimizde gerekse aile ilişkilerinde bireyin ödüllendirilerek kendisini önemli ve mutlu hissetmesini sağlamak gelecekte yaşanabilecek olası bağımlılık sorunlarını önleyecektir. Bilişim teknolojilerini sadece kendi ülkemiz sınırları içerisinde değerlendirmek hatalı bir yaklaşım olur. Bilişim teknolojileri bağımlılığında diğer ülkelerle birlikte çalışmalar yapmak, somut sınırları bulunmayan internetin ve sanal dünyanın doğası gereğidir. Özellikle internet üzerinden oynanan oyunların değişik ülkelerden katılan oyuncularla beraber oynanması, uluslararası bir iş bilirliğini zorunlu kılmaktadır. Eğer bilişim teknolojileri bir bağımlılığa sebep veriyorsa, bu ülkemizde de görülebilir, dünyanın öbür ucunda da yaşanabilir. Böylesi sorunlarla mücadelede uluslararası platformlarda edinilen tecrübelerin paylaşılması, bilişim teknolojilerinin bağımlılığa yol açmadan kullanılması için izlenen ilkelerin sınıflandırılması, güvenli internet için elzemdir.

Diğer yandan, siber saldırılara karşı ikili ve çok taraflı platformlarda bilgi ve tecrübe paylaşımı yapmak üzere ülkelerin bir araya geldiklerini görmekteyiz. Sınırları belli olmadan, nereden geleceği bilinmeden karşılaşılan sanal tehditlere karşı ülke güvenliğinin sağlanarak yaşamın devam ettirilmesi, güçlü devletlerin öncelikleri arasındadır. Bilişim bağımlılığıyla mücadele çerçevesinde, gerek veri toplamada gerekse toplanan verilerin işlenmesinde uluslararası iş birliğinin müspet manada fayda sağlayacağı çok nettir. Bu nedenlerle, kurumlarımız arasında koordinasyonun sağlanıp uluslararası örgütlerle de bilişim bağımlılığıyla ilgili çalışmaların yapılması, dünya ölçeğinde nerede olduğumuzun anlaşılması, geleceğimizin planlanmasında önemli rol oynayacaktır.

Araştırma Komisyonu raporunun hazırlanması sürecinde, Komisyon toplantılarımıza katılarak katkı sunan tüm milletvekillerimize, çalışmalarını paylaşan akademisyenlerimize, kamu kurum ve kuruluşlarından katılarak devletimizin konuya karşı ciddiyetini gösteren kıymetli bürokratlarımıza ve Komisyonumuzda görevlendirilen değerli milletvekillerimize emeklerinden dolayı teşekkürlerimi sunar Genel Kurulu saygılarımla selamlarım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)