GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:40
Tarih:26.12.2020

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi'nin 23'üncü maddesi üzerinde verdiğimiz değişiklik önergesi üzerine söz almış bulunuyorum.

Madde, 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun'da yer alan yükümlülük ihlalindeki idari para cezalarını yeniden düzenlemektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye, terörden çok çekmiş bir ülkedir. Türkiye, son kırk yıldır, geçekten de terörden çektiği kadar başka hiçbir şeyden çekmemiştir. Ülke kaynaklarından milyarlarca dolar teröre harcanmış, binlerce vatan evladı şehit olmuştur. Bugün insan hakları ve demokrasiden bahseden pek çok ülke terörle mücadelede, maalesef, Türkiye'yi yalnız bırakmıştır.

Terörizmin finansmanının önlenmesi sadece bölgesel olarak değil, küresel olarak da topyekûn mücadeleden geçmektedir. Bu düzenleme, Türkiye'nin 2021 yılına kadar yapması gereken bir düzenleme olarak önümüze gelmiştir. Düzenleme, G7 ülkeleri tarafından kurulan Mali Eylem Görev Gücü çalışmaları ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarını kapsamaktadır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde bu yasayı, bazı maddelerdeki itirazlarımıza rağmen, parti olarak yararlı ve faydalı bir yasa olarak görüyoruz. Yapılan düzenlemeler Hükûmet tarafından dar bir kapsamda ve maalesef samimiyetten uzak şekilde yapılmıştır.

Değerli milletvekilleri, Mali Eylem Görev Gücü, G7 ülkeleri bünyesinde 1989 yılında kurulmuş, Türkiye bu görev gücüne 24 Eylül 1991'de üye olmuştur. Görev gücünün en önemli amacı, kara para aklama, terörün finansmanı ve kitle imha silahlarının yayılımını önleme konusunda ortaya çıkmaktadır. Mali Eylem Görev Gücü, en son 2019'un Aralık ayında bir rapor yayınlayarak Türkiye'yi belli konularda uyarmıştır. Yayınlanan raporda Türkiye'de insan, göçmen, uyuşturucu, akaryakıt kaçakçılığı ve terör saldırısı riski yüksek olduğu gerekçe gösterilerek 40 ayrı konuda Türkiye'ye tavsiyede bulunmuştur. Bu tavsiye üzerinden yaklaşık bir yıl geçmiş, buna rağmen Hükûmetin bu konuda bugüne kadar herhangi bir adım atmadığı görülmüştür.

Değerli arkadaşlar, normal şartlar altında anılan kelimeler -uyuşturucu, yakıt kaçakçılığı, terör saldırısı- Türkiye Cumhuriyeti'nin literatüründe bile olmaması gereken hadiselerdir. Türkiye'nin bu tür terminolojilerle anılması şahsen, bir Parlamento üyesi olarak beni ciddi oranda rahatsız etmektedir. Bırakın bu tür ev ödevlerini yapmayı, tam tersine, Türkiye'nin bu konuda öncülük edip rehberlik yapabilecek bir ülke olması bizi mutlu edecektir.

Değerli milletvekilleri, yine, her zaman olduğu gibi, son anda düzenliyoruz. Bu yasa çıkmazsa Türkiye gri listede yer alacak, Türkiye stratejik geçersizliği olan ülkeler arasında yer alacak yani terörizmin finanse edilmesine karşı güvenli olmayan ülke konumuna düşecektir. Şimdi, uluslararası arenada, tabii, yatırımcılar neye bakıyorlar? O ülkenin adalet konusundaki güvenilirliğine bakıyor, normal yasal işlemlere, uyuşturucu trafiğinden tutun kaçakçılığa kadar, yolsuzluğa kadar nelerin olup bittiğine bakıyor; bu değerlendirmelere göre de o ülkede yatırım yapıyor. Bunlarda aşağı olduğumuz için bugün, maalesef, Türkiye uluslararası arenada en pahalı faizlerle, en yüksek faiz oranlarıyla borçlanan ülke durumuna gelmiştir.

Şimdi sizler 2002'de iktidara gelirken dediniz ki: "Yoksullukla mücadele edeceğiz, yolsuzlukla mücadele edeceğiz, yasaklarla mücadele edeceğiz." Ama bu geçen on sekiz yıllık süreye bir baktığınız zaman, maalesef, Türkiye dünya liginde gerek yoksulluk gerek yolsuzluk gerekse yasaklar konusunda çok aşağılarda. Bunu buradan telaffuz etme gereği bile duymuyorum, Türk milliyetçisi olarak bu rakamlardan üzüntü duyuyorum. Türkiye bugün hak ettiği yerde değil.

Diyoruz ki: Yoksullukla, yolsuzlukla, yasaklarla mücadele edelim. Bakın, daha geçtiğimiz günlerde Samsun'da yan belediyelerden, bağlı ilçe belediyelerinden birinde zabıta memuru olarak işe giren bir arkadaşımız, hızlı bir trafikle, ilçeleri de takip ederek büyükşehir belediyesinde Mali İşler Daire Başkanlığına kadar yükseliyor. Ne oluyor, biliyor musunuz? Geçen polis baskınında -bu kasalar masalar, bir sürü literatürde var- 10 milyon lira nakit parayla yakalanıyor. Bu da nerede? Şu an hapiste. Bakın, ben Samsun Milletvekili olarak Samsun'un bu tür olaylarla anılmasından bile üzüntü duyuyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Yaşar.

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Gelin, şu işe ciddi asılın, şu işin altından hep beraber kalkalım diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)