| Konu: | Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 25.12.2020 |
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi'nin 18'inci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz değişiklik önergesi hakkında söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, maddeyle, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 123'üncü maddesine yeni fıkra eklenmiştir. Böylece, eşya ve kazancın muhafaza altına alınması ve bunlara el konulması işleminde bir kıymet tespiti yapılması öngörülmüştür. Değişiklikle, şüpheli eşyaların zarara uğraması sonucunda kişilere ödenecek ücret tespit edilecektir.
Değerli milletvekilleri, biz savcılık kararı ile yargı kararı olmadan el konulma işleminin hukuka ve hukukun ilkelerine uygun olmadığı kanaatindeyiz. El koyma konusunda "Yirmi dört saat içinde hâkim onayına sunulur." denilmektedir. Yirmi dört saat içinde hâkim onayına sunulmadığında bu el koyma kararı hükümsüz mü kalacak, yoksa çeşitli bahanelerle, savcı bir hafta, on gün bu işlemi uzatacak mı? Burada bir belirsizlik söz konusudur. Biz bu düzenlemenin Anayasa'ya, mülkiyet hakkına ve diğer temel hak ve hürriyetlere aykırı olduğu kanaatindeyiz.
Değerli milletvekilleri, bu, Hükûmetin çıkardığı 33'üncü torba yasa. Yani biz bu son dönemde, şöyle ağız tadıyla, oturup kanun teklifleri, yasa yapma konusunda... Maalesef, Sayın Cumhurbaşkanımızın çıkardığı kararnamelerin sayısı, Parlamentonun çıkardığı yasalardan daha fazla. Burada da aynı torba kanun teklifinin içerisinde 7 ayrı yasada değişiklik yapılıyor; 5326 sayılı Kabahatler Kanunu, 5253 sayılı Dernekler Kanunu, 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun, 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu, 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun.
Tabii, bazı kanunlara biz İYİ PARTİ olarak olumlu oy veriyoruz, bunların başında da Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun geliyor. Diyoruz ki: Bununla ilgili ne varsa... Yani terörizmin finansmanının nasıl olduğu konusunda hepimiz neyin ne olduğunu biliyoruz. Siz kayıt dışı ekonominin önüne geçemediğiniz sürece terörizmin finansmanının da önüne geçmeniz mümkün değil. Hepimiz görüyoruz yani bu teröristlerin yaptığı faaliyetlere baktığınız zaman, mesela, Amerika'da İkiz Kuleler'in vurulmasından tutun, Pentagon'un bombalanmasına kadar kullanılan silahlara baktığınız zaman, neyin ne olduğu konusunda herkesin bir fikri var. Burnumuzun dibinde, Suriye'nin kuzeyinde PYD terör örgütüne binlerce silahı, dostumuz dediğimiz Amerika'nın teslim ettiğini de hep beraber görüyoruz; daha neyi nerede arıyorsunuz, işte, burnunuzun dibinde. Dolayısıyla, Türkiye'de de görüyoruz, yurt içinde de her geçen gün... İşte, arkadaşlarımız bahsediyorlar, 1,5 milyar dolar, 2 milyar dolar, 3 milyar dolar her yıl Türkiye içinde yapılan ticaretten, terör faaliyetlerine finansman aktarılıyor. Bunun önüne geçilemez mi? Geçilmesi lazım. Kırk yıldır terörle mücadele ediyoruz, binlerce şehit verdik. Yani bunun hiçbir "ama"sı "vesaire"si, "şu"su, "bu"su olmadan ne getiriyorsanız, getirin imzalayalım, ne istiyorsanız getirin destekleyelim ama bu terörün kaynaklarını bir an önce kurutalım.
Bakın, varlık barışıyla yine bir şeyler yaptınız. Diyorsunuz ki: "Kaynağı belli olmayan paraları getirin." Hiçbir sorgu, sual yok. Ben size söylüyorum: Bu paraların kaynağı nasıl olur? Biz bol miktarda ihracatlar yapıyoruz. Bu paranın kaynağı belli mi? Belli. Yurt dışında müteahhitlik hizmetleri yapan arkadaşlarımızın yurt dışında parası olabilir mi? Olmaz. Neden? Zaten bu elde ettiği gelirler vergiden muaf. Demek ki bu paraların önemli bir kısmı gayriyasal paralar. Bu içerideki insanların, müvekkillerin yasal çalışmasının önündeki en büyük engel bu. Nasıl olsa bir şekilde devlet bunu 6'ncı seferdir uzatıyor, dolayısıyla bir problem olmuyor.
Bakın, şu an biz bir şekilde yurt içerisinde SGK ve vergi borçlarının öteledik. Ne diyor mükellefler? Diyor ki: "Hiç olmazsa gelin matrah artırımı yapalım." Matrah artırımıyla da bakın, bu matrah artırımı isteyen insanlar şu an defterini, kitabını zaten kapattı. Bundan sonra kayıtlarında değiştireceği hiç bir şey yok. Pandemi süreci, zaten zor günler geçiriyor. Hiç olmazsa şu maddeye bunu da ilave edelim, matrah artışıyla vergisini düzgün ödeyen müvekkillerimize de bir katkı sağlayalım diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)