| Konu: | Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 25.12.2020 |
AYLİN CESUR (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Kitle imha silahlarını konuşuyoruz. Kitle imha silahları, 21'inci yüzyılda teknolojinin gelişmesiyle beraber, yeni çağda artık tehlikeli bir hâle geldi. Bir ülkeye yıllarca zarar verebilecek, masum insanların, sivillerin hayatına kastedecek seviyede araçlar bunlar. Silahların kimlerin elinde olduğu veya kimlerine eline geçebileceği konusunda, terör örgütlerinin daha kolay finansman bulabildiği, askerî ekipman ve mühimmat temin edilebildiği dünyamızda ciddi bir endişe yaşıyor ülkeler.
Biz, yedi düvele yedi ceddimizle tarih önünde rüştünü ispat etmiş ve kurduğumuz cumhuriyetimizle de kahramanlığımızı ve askerî gücümüzü tarihe kanımızla kazımış Türk milletiyiz. Biz de maalesef ülke olarak terörden çok çektik, masum pek çok vatandaşımızı teröre kurban verdik. Şimdi, terör dünyanın pek çok bölgesinde var, evet ama Türkiye 2000 yılına geldiğinde terör sorunu neredeyse kalmamıştı. Şimdi, terörü sona erdirmek adına pek çok strateji uygulanıyor. Bunlardan bir tanesi denizi kurtarmak taktiği. Ne hedefliyor bu? Terör örgütlerine insan ve kaynak girişini engellemeyi. Denizi kurutmak için sahada askerî mücadelenin yanında finansman kaynaklarının kontrolünü hedefleyen yasalar yapmak ve uygulamak gerekiyor. Güç ve kaynak kontrolü tamam da başarı için kilit ne? Evet, demokratik istikrar, ekonomik istikrar ve barışçı, güvenilir bir liman olmak. Bunu tesis etmek ve korumak şart. Yani sır ne biliyor musunuz aslında? İyi yönetim. Her gün akan kanlara rağmen, işte terörü bundan dolayı bitiremiyoruz. İtiraz edebilirsiniz ama biz de deriz ki: Her şey sonucuyla ölçülüyor. O nedenle, ben, bırakın on sekiz yılı falan, sadece 2020 karnenize bakacağım bugün. Maalesef iktidar sınıfta kaldı, çaktınız yani.
Şimdi, neler oldu Türkiye'de bu yıl, sayalım: Bir, beyin göçünün liseye indiğini gördü Türkiye ve adaletin teminatı barolarımızın bölündüğünü gördü. Kızılayımızın Ensar Vakfına 8 milyon dolar bağış yaptığını gördü. Kadına şiddet artarken İstanbul Sözleşmesi'ni kaldırmaya çalıştığınızı gördü. Muhalif medyanın düzenli cezalarını ve muhalif tonda gazetecilerin cezalandırıldığını gördü. Sosyal medyaya sansür ve kişisel bilgilerin gizliliğinin kaldırıldığını gördü. Gençlerin "Oy moy yok." dediğini gördü. İktidarınızın motoru Alman, bataryası Çin, şasisi İngiliz, tasarımı İtalyan olan bir otomobili "yerli otomobil" diye sunduğunu gördü ve açlık sınırının altında milyonlara kör "Yoksulluğu bitirdik." diyen bakan gördü. Emekli maaşı ödenmesini marifet sayan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı gördü. Öğretmen maaşlarını bütçeye yük gören Millî Eğitim Bakanı gördü. Artık her şeyi ithale bağladığımız ülkemizde, Hazine ve Maliye Bakanının "Dolara bakmıyorum." dediğini gördü. Ve sekiz ay boyunca Sağlık Bakanının her gün çıkıp karşımıza, bize düpedüz doğruları söylemediğini gördü, vaka sayısını söylüyorum. Salgın ilk çıktığında ülkedeki test kitlerinin satıldığını ve Çin'den yeni test kiti ithal edildiğini gördü. Pandemi gibi bir süreçte vatandaşına maske dağıtamayan bir Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti gördü. Patates, soğandan sonra grip aşısının karneye bağlandığını gördü. Dayanışma yardımı toplayan belediyelerin banka hesaplarına el konduğunu gördü.
SEMİHA EKİNCİ (Sivas) - Şehit cenazesinde kürklü vekil gördü!
AYLİN CESUR (Devamla) - Dünya halka yardım yaparken biz halka IBAN dağıtıldığını gördük. Ve Covid-19'a yakalanan sağlık çalışanlarına "Kendi suçları." diyen valiler gördü. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Ve cumhuriyet tarihinin rekor işsizlik seviyeleri yaşanırken TÜİK verilerinde işsizliğin azaldığını gördü. Öğrencilerin yarısının araç gereç temin edemediği için derslere giremediğini ve EBA'ya bağlanmak için çatıya çıkan küçücük bir çocuğun ölümünü gördü. Ve bir yılda 2 ayrı Bakanın sosyal medya üzerinden -birinin Instagram'dan- istifa ettiğini gördü. "Maske, mesafe, temizlik" denirken mitingler yapıldığını gördü. "Kuru ekmek yiyoruz." diyene "Demek ki aç değilsin." denildiğini gördü. 2020 biterken çiftçiye 2019 desteklerinin hâlâ verilmediğini gördü. "Anayasa Mahkemesi kapatılsın." denildiğini gördü. Ve bir siyasi parti liderinin, başka bir siyasi parti liderini tehdit eden şahsa sahip çıktığını gördü. Akdeniz'de Libya'dan, Orta Doğu'da Katar'dan başka limanının kalmadığını gördü. Avrupa Birliği ve ABD'de Türkiye için yaptırım kararları alındığını gördü. 2 milyar doları aşan borcu sebebiyle şirketler adına bir büyükelçi tarafından ülkenin ilaçsızlıkla tehdit edildiğini gördü. Güzelim Atatürk Havalimanı'nın paramparça edildiğini, piste bina dikildiğini gördü. Tank Palet Fabrikasının ardından Varlık Fonunun, Borsa İstanbulun yüzde 10'unun Katar'a peşkeş çekildiğini gördü. Ve Merkez Bankası rezervlerinin eksi 50 milyar dolara indiğini, euronun 10 liraya çıktığını gördü. Ve Maliye ve Hazine Bakanlığı koltuğu boşken liranın değer kazandığını gördü. 2021 için 180 milyar lira faiz ödeyecek, en az 245 milyar lira açık verecek bir bütçe gördü.
Evet, Türkiye sadece bu yıl bunları gördü, karneniz bu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYLİN CESUR (Devamla) - Size not vermek benim haddim değil, millet size ilk seçimde o notu verecek.
BAŞKAN - Sayın Cesur, süre tamamlandı.
Teşekkür ediyorum.
SEMİHA EKİNCİ (Sivas) - Şehit cenazesinde kürklü vekil gördü bir de, onu da unutmayalım.
AYLİN CESUR (Devamla) - Ben ancak doktor olarak söyleyebilirim ki vatandaşlarımıza: Üzülmeyin, bekleyin, iyileşeceğiz, iyileşeceğiz. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)