GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:34
Tarih:17.12.2020

HASAN SUBAŞI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'nin 15'inci maddesi hakkında aleyhte söz almış bulunuyorum. Dün kaldığım yerden devam etmek istiyorum. Şunu sormuştum: Siz, devleti şirket gibi mi yönetmek istiyorsunuz? Eğer kazan kazan düşüncenize uygun şirket gibi yönetmek istiyorsanız en azından sorumlu ve basiretli bir tüccar gibi, basiretli bir tacir gibi hareket edin demiştim. Bu geçtiğimiz günlerde bütçeyle ilgili, bütün iktidar milletvekilleri ve Sayın Bakanlar öve öve bitiremediler ve Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini neredeyse kutsadılar. Ben sadece şu üç yıla yakın zaman, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin şu üç yıllık süre zarfında bugünkü fotoğrafını, geldiği noktayı kısaca hatırlatmak istiyorum, çok veri var ama hiç değilse zaman içine sığdırabilmek bakımından bir ekonomiyle ilgili bir de hukuk alanındaki görüntüsünün bir resmini çizmek istiyorum.

Ekonomiyle ilgili bakarsak -Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi 2018'in ikinci yarısında başlamıştı- 2018 yılı Ocak-Ekim ayı faiz ödemesi 72 milyardır. 2020 yılı aynı dönemde faiz artışı yüzde 67 olmuştur ve 120 milyar liraya çıkmıştır. 2018 yılı Ocak-Ekim bütçe açığı 62 milyar iken 2020 yılı aynı dönem yüzde 134 artarak 145 milyar liraya çıkmıştır. Merkez Bankası, tarihinde ilk defa 47 milyar dolar eksi rezervle kapatmıştır dönemini ve bu, ilk defa olmuştur. 120 milyar doların üzerinde para kaybedilmiştir. Bu, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin kıvama geldiği ikinci yılında maalesef olmuştur. Enflasyon, dünya ortalamasının 4,8 katına çıkmıştır. Bize benzeyen ülkelerin 3 katı yüksektir. Tanzanya'da dahi 3,3'ken bizde 4 katına, TÜİK verilerine göre 14,3'e çıkmıştır Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemimizde. TÜİK verilerine göre işsiz sayısı 700 bin kişi artmış, iş gücüne dâhil olmayan nüfus, 3 milyon 100 bin kişi artmıştır. Türk lirası, dolara karşı yüzde 61 değer kaybetmiş, euroya karşı yüzde 57 değer kaybetmiştir. Kamu iç ve dış borç stoku, yüzde 100 artarak 970 milyardan 1 trilyon 934 milyara çıkmıştır.

Yine, hatırlatıyorum, AK PARTİ'li bir milletvekilimiz Sayın Hacı Turan Bey, Almanya'nın 5 trilyon dolar borç aldığını, Japonya'nın, Fransa'nın, birçok ülkenin trilyon dolarlar borç aldığını söylemiştir. Evet, Almanya'nın kamu borç stoku 2,3 trilyon dolardır, Türkiye'nin ise 247 milyar dolardır gerçekten ama Almanya, 10 kat fazla almasına rağmen ödediği faiz 11,6 milyardır, Türkiye'nin ise 17,8 milyardır. Bunun sebebi, onlar 1'in altında faizle borç alırken, hatta eksi faizle borç alırken biz yüzde 7 tefeci faiziyle borç almaktayız. Bunun sebebi ne derseniz, hukukumuza, hukuk sistemine güvenilmediğidir ve Türkiye'de bunun farkına varılmıştır. Hükûmet, hemen hukuk reformlarıyla bu durumu düzeltmek istese de maalesef dünyaya güven verememiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

HASAN SUBAŞI (Devamla) - Dünyada para çok, yatırım yapmak için, para vermek için yer ararken maalesef Türkiye'ye hiçbir kredi kurumu borç vermek istemediği gibi, verenler de ancak yüzde 7 faizle vermektedir. Bu da zaten Türkiye'de bütçeyi çökertmiştir, taşıma imkânımız da hiç yoktur. Bu neden derseniz, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, bir tarafta ekonomi kurumlarından bir tarafta da yargı kurumlarından elini hiç çekmediği için bu kurumlar maalesef ne tarafsız ne bağımsız kalamadıkları için, görevlerini yapamadıkları için bu kurumlar çökmüştür. Türkiye'nin düzelmesi, ancak bağımsız yargıyla, bu kurumların, ekonomi kurumunun ve bağımsız yargının yeniden ihya edilmesiyle mümkündür, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine son vermekle ancak bu çöküntüden kurtulabiliriz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)