| Konu: | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 16.12.2020 |
MHP GRUBU ADINA HASAN KALYONCU (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2021 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'nin "Yatırım harcamaları" başlıklı 9'uncu maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi adına söz aldım. Gazi Meclisimizi ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
2021 yılı bütçesinde yatırım harcamaları 2020 yılına göre artarak 56,6 milyar liradan 103,7 milyar liraya yükselmiştir. Covid-19 küresel salgını sürecinde Türkiye ekonomisi için istikrarlı bir yatırım; üretim, ihracat ve istihdam zincirinin sürdürülebilirliği için daha önemli hâle gelmiştir. Bu dönem bizlere doğa, çevre ve suyun önemini tekrar göstermiştir. Bu sebeple, su tasarrufu açısından arıtma tesislerinde arıtılan suların tekrar sulama ve diğer kullanım alanlarına entegre edilmesi gerekmektedir. Sadece tarımda değil aynı zamanda belediyelerde, özel park, bahçelerde damla sulama, kapalı sulama ve benzeri teknikler uygulamaya konulmalıdır çünkü en büyük su tüketicisi belediyelerdir.
Su kayıp kaçak oranları ülkede bir an önce kontrol altına alınmalıdır. Yer altı barajlarının yapılmasının yanında şehir merkezlerinde, sitelerde ve yeni yapılan yerleşim bölgelerinde, kentsel dönüşüm alanlarında yağan yağmuru tutabilecek yağmur suyu depone alanları oluşturulmalıdır.
Şehir içi bitkilendirme çalışmalarında bitkilerin su ihtiyacı ve karbon emilimi açısından bitkiler değerlendirilmeli ve bu kriterlere göre planlanmalıdır. Ülkemizde yapılan planlamalar ve yatırım kalemleri makro ölçekte çok fazla, tüm girdiler ve değişkenler kullanılarak yapılmalıdır fakat durum hem belediyelerde hem de ülke genelinde farklılıklar göstermekte, parçadan bütüne doğru giden yaklaşımlar karşımıza çıkmaktadır. Örneğin, imar planları yapılırken alanların bütün riskleri etüt edilerek tüm riskler belirlendikten sonra önlemler alınarak imara açılmalıdır fakat seçim bölgem İzmir'de olduğu gibi deprem olduktan sonra önlem paketi, sel felaketi olduktan sonra önlem paketleri oluşturulmaktadır. Bu durumlar can kaybına sebep olduğu gibi maliyeti de daha fazla artırmaktadır. 2018 yılından beri iklim değişikliğiyle yağış rejiminin değiştiğini ve daha sık seller yaşayacağımızı bu kürsüden daha önce de ifade ettim, bugün de tekrarlıyorum. Bunun için, riskli alanlar vakit kaybetmeden belirlenmeli ve önlem paketleri oluşturulmalıdır. Felaketlerden sonra önlem almak değil, felaketler olmadan önce tüm ihtimaller göz önüne alınarak önlemler paketi oluşturulmalıdır.
Ülkemizde yaklaşık 3.500'ü endemik olmak üzere 10 binin üzerinde bitki türü bulunmaktadır ancak bunlardan 2 bine yakın tür yok olma riski altındadır. Biyolojik çeşitliliğin devamı için bu türlerin acilen koruma altına alınması gerekmektedir. Yurdumuzun bitki varlığının sürekliliğini sağlayacak, koleksiyonunu belgeleyerek gelecek nesillere aktaracak ve bilimsel çalışmalara ev sahipliği yapacak millî botanik bahçesi çalışmaları Ankara'da devam etmektedir. Şehre bir rekreasyon alanı olarak kazandıracağı değerin yanı sıra AR-GE merkezi ve eğitim alanı olarak etkili olabilecektir. Bunun yanında, ülkemizin biyolojik varlığını, gen bankası oluşturarak ülke için büyük yarar sağlayacak hâle getirebiliriz. Uluslararası standartlara uygun Türkiye Millî Botanik Bahçesi Projesi'ni önemsediğimizi, gecikmeksizin tamamlanmasını arzuladığımızı ve ihtiyaç duyulan her türlü desteğe hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum.
Sayın milletvekilleri, tarımsal üretim girdilerinde dışa bağımlılık ve döviz çıkışını azaltacak millî girdilerin artırılması sağlanmalıdır. Ülkemizin sahip olduğu biyolojik zenginliği, jeopolitiği, coğrafi ve ekonomik konumu, kıtalar arası geçiş konumunda bulunması, medeniyet merkezlerinin beşiği olması ülkemizin önemini bir kat daha ortaya koymasının yanında, tarımda küresel aktörler arasında pozisyonunu koruması ve varlığını sürdürmesi de önemlidir.
Tarım politikalarının önemli bir sorunu olarak uygun ve sürdürülebilir Hal Yasası değişikliği gerekliliği ortadadır. Tarım ürünlerinde spekülatif fiyat dalgalanmalarının önüne geçilmesinin yanında, sistemden aracıların çıkarılması sağlanarak üretici, çiftçi meslek kuruluşlarına daha etkin rol verilmelidir. Bu sayede hem üreticinin hak ettiği geliri elde etmesi hem de tüketicinin suni olarak artırılmış fiyatlara mahkûm kalmadan tarımsal gıdalara ulaşması ve halkın sağlıklı ve ekonomik beslenmesi sağlanabilecektir.
Kent tarımı kapsamında, kontrolsüz ve denetimsiz faaliyetler yapan üreticiler denetim altına alınmalıdır. Yapacakları üretim faaliyetleri sonucunda kullandıkları toprakta yorgunluğu ve kirliliği, denetimsiz tarım ilaçları ve kimyevi gübreler yanında, şehir hava kirliliğinden kaynaklanan ağır metal birikimi ve tarım ilaçları kalıntılarının insan sağlığına tehdit olmaktan çıkarılması gerekmektedir. Modern şehir anlayışıyla bağdaşmayan şehir içi hayvan besiciliği de engellenerek çevre kirliliği oluşturan etmenler bertaraf edilmelidir. Bu sebeple kent tarımı değil, tarım kentleri oluşturulmalıdır.
Sayın milletvekilleri, tarım kentlerinin kurulması, ekonomik açıdan hem devletin hem de vatandaşın faydasına olacaktır. Bazı sektörlere hızlıca göz atarsak; eğitim açısından ele alındığında, okulların sahip olacağı fiziki altyapı, araç gereç imkânları ve öğretmen-öğrenci dengesi açısından daha güçlü bir eğitim ortamı sağlanacaktır. Her köye bir okul yapmak yerine merkez köyde ya da merkezî durumdaki köyde sınıf sayısı fazla tek bir okul yapılacaktır. Bunun yanında, köylülerimizin, kurulacak sağlık birimleri sayesinde, temel ve koruyucu sağlık hizmetlerine erişimleri kolaylaşacaktır. Bunun da hem toplum sağlığı hem de köylümüzün hayat standardı açısından avantajları yüksek olacaktır.
Ulaşım açısından ele alındığında, mezra veya dağınık yapılaşmalar yerine mümkün olduğunca birleştirilen ve medeni altyapısı güçlü merkez köyler ve onunla bağlantılı çevre köylerin yol yapım ve bakımları yapılacak, hizmet artacak ve maliyet azalacaktır. Ulaşım sorunları yaz kış ortadan kalkacaktır. Belediye hizmetleri köylerimize daha iyi ulaşacak, içme suyu, atık su ve çöp toplama hizmetleri çağın gereğine uygun şekilde planlanabilecektir. Belediyeler açısından da hem yatırım hem de kolaylık olacaktır. Şehircilik açısından çevreyle uyumlu, ekolojik hassasiyetleri düşünülmüş, yağmur suları depone alanları olan, depreme, fırtınalara, sel baskınlarına karşı dayanıklı olan kentler oluşturulabilecektir.
Tarımsal üretim açısından üretici birliklerinin oluşturulması, devletin desteklerinin tam ulaşacağı, makine parkının oluşturulacağı ve uygun yerlerde tarıma dayalı sanayi tesislerinin olacağı, tarımsal üretimin planlı şekilde yürütüleceği dirençli tarım kentleri oluşacaktır. Böylece köylerimizde doktor, sağlık personeli, eczane, gelişmiş okullar ve kaliteli eğitim, ziraat mühendisleri, tarım yönlendirme birimleri, üretici birlikleri ofisleri yer alacaktır. Ayrıca, iklim değişikliğinin etkilerini en aza indiren ve su tasarrufunu sağlayacak olan avantajlar da sunacaktır. Tarım kentleri veya merkez köyler, terör örgütüne karşı da dirençli duruma geçebilecektir. Tarım kentlerinde oluşturulacak güvenlik birimleriyle vatandaşlarımızın huzur ve güvenliği sağlanacaktır. Güvenlik birimlerimizin, halkımızı koruma ve terörü yok etmek için yürüttüğü faaliyetler daha tesirli olacaktır.
Dirençli tarım kentleri tüm yönleriyle ele alınarak planlanmalı, yıllardır destek programları ve uygulamalardan tam verim alınamadığı da düşünülerek gündeme alınacak akıllı tarım kentleri gibi projeler, dirençli tarım kentleri kapsamında değerlendirilmelidir. Bu sebeple, başta Tarım ve Orman Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı olmak üzere Cumhurbaşkanlığı koordinasyonunda tüm bakanlıklarımız planlamada yer almalıdır. Ülkenin geleceğine yön verecek bu projenin ele alınıp uygulanması beklentimizdir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
HASAN KALYONCU (Devamla) - 2021 yılında dünyadaki konumumuzu büyük ölçüde tarımda atacağımız adımlar ve üretimimiz belirleyecektir.
Bu vesileyle, 2021 yılı bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)