GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ, Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz ve Batman Milletvekili Feleknas Uca'nın 230 sıra sayılı 2021 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin yedinci tur görüşmelerinde HDP Grubu adına yaptıkları konuşmalarında AK PARTİ'ye sataşmaları nedeniyle konuşması
Yasama Yılı:4
Birleşim:31
Tarih:14.12.2020

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, en uç görüşlerin de bu kürsüden özgürce ifade edilmesini saygıyla karşılıyoruz, sabırla takip ediyoruz. Ancak konuşmalarda öyle ifadeler vardı ki bırakın vekilliği, bu ülkede yaşayan hiçbir insanımızın kabul etmeyeceği, çok özel anlamlar yüklenebilir. Örneğin "Fikirlerinden dolayı gençlerimizin bursları kesiliyor." gibi çok afaki bir ifade kullandı Sayın Vekil.

TULAY HATIMOĞULLARI ORUÇ (Adana) - Kestiniz ama.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Niye müdahale ediyorsunuz?

BÜLENT TURAN (Devamla) - Essükûtu hayrülminel dırdır... Başlamadım daha bir dakika, bir dakika...

Oysa biliyorsunuz bursların verilmesi de kesilmesi de somut kriterlere bağlıdır. Adli sicilde sorun varsa, başarıda sorun varsa bunlar kesilebilir.

Yine, aynı şekilde "genç" diye ifade edilen konuşmacı, konuşmasında bazı ağır ifadeler kullandığında, arkadaşlarımız yerinden uyarıda bulundular. Sayın Grup Başkan Vekili de belki haklı olarak dedi ki: "Gence niye laf atıyorsunuz? Gençlere sabredemiyorsunuz." Arkadaşlar, konu asla "genç" değil. Gençler başımızın tacı ama "genç" ifadesinin arkasında, bu ülkenin terörle olan imtihanında terörün yanında yer alan ifadeler kullanırsanız bu grup ayağa kalkar ve "Dur!" der. O yüzden, mesele genç değil, diğer bir mesele. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, HDP sıralarından gürültüler)

Aynı genç hatip "Kürt düşmanlığı yüzde 900 arttı. Kürtçe konuşamıyoruz." dedi ama baktım -zor değil- hatibin mezun olduğu okul, Mardin Artuklu Üniversitesi Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü.

EBRÜ GÜNAY (Mardin) - Atama yapmadınız, atama! Bir kadın öğretmen atamadınız, bir vekil öğretmen ataması yapamadınız; sizin saygınız bu!

BÜLENT TURAN (Devamla) - Dolayısıyla, aslında üniversitenin adı da size cevap, bölümü de size cevap.

Bakınız, değerli arkadaşlar, bir önemli mesele de... Aslında bunu demeyecektim ama hâlâ bağırdığınız için demek zorunda hissediyorum kendimi çünkü sizin derdiniz anlamak değil, "Bizim konuşmalarımızı nasıl anlamışlar, bir anlayalım." değil; siz, sadece bağırmayı, sadece gerginlik yapmayı bir siyaset zannediyorsunuz. Bakınız, şunu söyleyeceğim değerli arkadaşlar... (HDP sıralarından gürültüler)

ŞAHİN TİN (Denizli) - Bir dinleyin önce, Grup Başkan Vekiliniz cevap verir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT TURAN (Devamla) - Başkanım iki dakika daha izin verseniz...

BAŞKAN - Buyurunuz.

BÜLENT TURAN (Devamla) - O arkadaş, o hatip, HDP Vekili 4 kızın fotoğrafını gösterdi ve dedi ki "Siz kaybettiniz." Daha ötesi, tecavüze uğradığını iddia ettiği bir kızın fotoğrafını gösterip "Sizin elinizle bu serbest kaldı." dedi. Bakınız, bunlar çok ayıp laflar.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Evet, kaldı.

MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Sizin cezasızlığınız.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Biz AK PARTİ'nin kuruluşundan bugüne kadar "İşkenceye sıfır tolerans." demiş, işkenceyi bu ülkeden kaldırmış bir ekibiz, partiyiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, HDP sıralarından gürültüler) Eğer uygulamada hata varsa, şahsi sorumluluklar varsa, kusurlar varsa bunu, böyle, bir iktidara, bir partiye mal edemezsiniz. Suçların şahsiliği ilkesi vardır. Siz eğer suçların şahsiliği ilkesini ihlal ederseniz o zaman bize şu hak doğar...

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Yeni bir şey anlat, yeni bir şey söyle, yeni bir şey!

BÜLENT TURAN (Devamla) - O konuşmacınız yani az önceki konuşmacınız Dersim Dağ'ın ağabeyi "Mazlum Dağ" adlı terörist, bizim devlet görevlimizi şehit eden bir terörist. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, HDP sıralarından gürültüler) O zaman şunu mu diyeceğiz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT TURAN (Devamla) - "Biz bundan sorumluysak siz de ağabeyinizin terör faaliyetinden sorumlusunuz." mu diyeceğiz? (AK PARTİ sıralarından alkışlar, HDP sıralarından gürültüler) Bu yanlış, bu ayıp! Suçların şahsiliği ilkesine saygı duyan insanlarız, ekibiz.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Siz kardeşi misiniz?

HÜDA KAYA (İstanbul) - Musa Orhan'ın kardeşi misin sen şimdi?

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bir dakika daha verirseniz çok kısa konuşacağım Başkanım.

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Turan.

BÜLENT TURAN (Devamla) - "Diplomatımızı şehit eden teröristin kardeşisin." mi diyelim biz de?

HÜDA KAYA (İstanbul) - Ne demek şimdi bu?

BÜLENT TURAN (Devamla) - O yüzden diyorum ki şahsi suçları Hükûmetin tümünün işiymiş gibi sunmanız büyük yanlış.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Sen çarpıtma, çarpıtma!

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bir başka arkadaş, bizim üzerine titrediğimiz, rüyalar gördüğümüz, 83 milyonun kardeşliğini esas edindiğimiz Türk-Kürt kardeşliğini "bir terane" diye ifade etti. Ben buna cevap vermeye utanıyorum. Bin yıllık tarihimize "terane" tarzı bir yaklaşımla eğer söylem hâline getirirseniz "yazık" derim sadece. Derdinizin Kürtler olmadığını, bin yıllık kardeşliğimiz olmadığını bir daha itiraf etmiş olursunuz ancak bu ifadeyle. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ŞAHİN TİN (Denizli) - Aynen.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bakınız, bir diğer hatibiniz, efendim, "Ezidileri öldürüyorsunuz." dedi.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Evet.

BÜLENT TURAN (Devamla) - İnsaf, insaf!

HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) - İnsaf! İftira, iftira.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Arkadaşlar, bizim için insan var.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Hikâye anlatma.

BÜLENT TURAN (Devamla) - İnsanın mezhebi, dini, ırkı yok. Biz kapıları açarken "Sen Ezidi misin, sen değil misin?" demedik, kim mazlumsa kapımızı açtık ama bir şey daha söyleyeyim. O arkadaş bütün konuşması boyunca...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT TURAN (Devamla) - Başkanım, affınıza sığınıyorum, önemli bir konu bu.

BAŞKAN - Buyurunuz.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) - Ama üç dakika anlaşmıştık.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Başkanım, değerli arkadaşlar, o arkadaş, baktım, Almanya'da yetişmiş, büyümüş bir siyasetçi.

Değerli arkadaşlar, o konuşmanın yarısını Almanya'da yapamazsınız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ŞAHİN TİN (Denizli) - Yapamazsınız, asarlar orada asarlar.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bu ülkede her şeyi söyleme hakkını kendinizde görüyorsunuz, ülkenin birliğine, beraberliğine kastetmesine rağmen söylüyorsunuz.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Aynen.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Bakınız, değerli arkadaşlar, vekilliği yanlış anlamışsınız. Vekillik, bu ülkenin birliğine hizmet etmektir. Vekillik, yeri geldiğinde omuz omuza millî konularda beraber olmaktır. Vekillik, Kandil'in sözcülüğü değildir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, HDP sıralarından gürültüler) Vekillik, terörist cenazesine katılmak değildir. Vekillik, teröristi aracına alıp şoförlük yapmak değildir. Vekillik, Türkiye'yi gidip Avrupa'ya şikâyet etmek değildir. Vekillik, teröristlerin cep telefonunu alıp da emniyetten kaçırmak değildir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, HDP sıralarından gürültüler) Vekillik, bu ülkenin beraberliğine omuz vermek, adım atmak demektir.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Zulme karşı baş kaldırmaktır.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Biz, bunları konuşmaktan bıktık, yüzünüze anlatmaktan bıktık ama siz duymaktan bıkmadınız.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)