| Konu: | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 4'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 28 |
| Tarih: | 11.12.2020 |
AK PARTİ GRUBU ADINA FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Helal Akreditasyon Kurumu hakkında, grubum adına söz aldım. İnşallah, helal ve haramı kısaca, zamanımın el verdiği ölçüler içerisinde aktarmaya çalışacağım ancak dün Rahmetirahman'a gönderdiğimiz şehitlerimize bir kere daha rahmet diliyorum, gazilerimize acil şifalar temenni ediyorum.
Değerli arkadaşlar, tabii ki helal akreditasyon bir sertifika, bir belgelendirmeyle alakalı. Adında "helal" var, belki dinî bir terminoloji ama ihtiyaç var; zaten yasalar kurumlara, ihtiyaçlara binaen oluşturulur. Dolayısıyla, Müslüman ülkelerin kahir ekseriyeti bir araya gelerek ittifakla, böyle bir kurumun kurulmasına karar verdiklerinde, Türkiye, bunun öncülüğünü yapmış ilk ülke, ilk devlettir. Ben, Ticaret Bakanlığımızı bu hususta tebrik ediyor, bu ihtiyaca cevap verdikleri için kendilerine teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Dolayısıyla, bu, sadece Müslümanları ilgilendiren bir mesele değil, gayrimüslimleri de, Hinduları da, değişik dinlere mensup olan milletleri de ilgilendiren bir kavram. Çünkü artık ticaret hinterlandı öyle bir noktaya gelmiş ki yaklaşık 2 trilyon dolara sâri bir ticaret hacminin içerisinde birçok belgeler artık, ticari metaların, malların alınıp satılmasında aranır hâle gelmiş. O sebepledir ki Musevilerin, özellikle Yahudi ticaret erbabının, üreticilerin de bu şekilde çarşıda, pazarda, uluslararası hinterlantta lazım olan bu ticaret hacmine ulaşmaları için bu belgeleri onlar da uyarlamış, onlar da bu belgeleri oluşturarak -hatta bizim ihracatçılarımızdan dahi- o belgelere müracaat edenler olmuştur, o nedenle ihtiyaçtır. 1,8 milyar Âlemiislam'ı düşündüğümüzde, 2 trilyon dolara sâri bir ticaret hacminin konuşulduğu böyle bir dünyada, hiç şüphesiz, bu kurumlarımıza ihtiyaç vardır.
50 personelden oluşan ve başında bir Başkan -ki genç bir Başkanımız, fevkalade deneyimli- geçmişte bu konuyla alakalı doğrudan irtibatlı kim ve kimselerden oluşan 50 kişilik bir kadro ve 5 kişilik, yine, ehil kişilerden oluşan bir yönetimle ihdas edilmiş bir kurum. İnşallah, bu ülkenin evlatlarına, bu ülkeden ihracat yapacaklara, üretim yapacaklara katkı sağlayarak hayırlı hizmetler verecektir diye söylemek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bu bütçe, tabii ki bu kürsüden çokça lafı edildi, çokça söylendi. İnanın, sadece cevap vermek adına söylüyor değilim, elimizi vicdanımıza koyarak söylemek istediğimizin esası şu olmalıdır diye düşünüyorum: Bu millet, büyük millet; bu millet, sadece 83 milyonla da sınırlı değil. Gönül coğrafyamıza, Âlemiislam'a, tüm bölgesine, sahip olduğu kültür coğrafyasına ve gönül coğrafyasına hitap eden bir millet. Dolayısıyla, bu milletin dünü de bugünü de inşallah, geleceği de aydınlık olacaktır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Dolayısıyla, bu bütçeye, gelip bu kürsüden milletin gözünün içine bakarak "Bu bütçe, savaş bütçesidir." diyenleri lanetliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu bütçe, savaş bütçesi değildir. Bu bütçe, bu milletin anasının ak sütü gibi helal bütçesidir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Dolayısıyla, bugün, dünyada yaklaşık 7,5 milyar insanın yaşadığını düşündüğümüzde, insanların belli bir kısmının çok yemekten obez olduğu, bir kısmının da ekmek, aş bulamadığı için öldüğü bir dünyada yaşıyoruz. Böyle bir dünyada yerini almış bu Türkiye'den herkesin övünmesi, iftihar duyması lazımken bu bütçeye "savaş bütçesi" demek, bu millete en büyük ihanettir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bakınız, top yaptı bu ülke, tüfek yaptı, tank yaptı, füze yaptı, İHA yaptı, SİHA yaptı diye bu bütçeye özellikle "savaş bütçesi" demek kimin haddine Allah aşkına! Bu milletin eline kendi ürettiği yerli malı silahı veren Sayın Bakanlarımıza, Sayın Kabine üyelerine özellikle teşekkür ediyorum. Sayın Bakanlar, niçin biraz daha mesai harcayarak daha fazla silah üretmediniz? Sayın Bakanlar, niçin bu konuyla alakalı ileri teknolojiyi bir an evvel getirmediniz?