| Konu: | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 4'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 28 |
| Tarih: | 11.12.2020 |
MHP GRUBU ADINA ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin dördüncü tur görüşmeleri kapsamında Türk Standardları Enstitüsü, Türk Uzay Ajansı, Türk Patent ve Marka Kurumunun bütçeleri üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlamadan önce kıymetli heyetinizi ve ekranları başında bizleri takip eden yüce Türk milletinin her ferdini saygıyla selamlıyorum.
Standartlar, insanoğlu yaratıldığı günden bu yana hayata temas eden her şey için gerekli olan düzeni sağlamak adına ihtiyaç olan çözümler olarak karşımıza çıkmıştır. Çünkü dünyada kısıtlı olan imkânları en uygun ölçüde değerlendirme çabası için standartlar olmazsa olmazdır. Fakat standardizasyon konusunda ekonomik ve sosyal hayatın tümünü içine alacak şekildeki uygulamalar, dünyada son yüzyılın içinde gerçekleşmiştir. Standardizasyon, belirli bir faaliyetle ilgili olarak ekonomik fayda sağlamak üzere tüm ilgili tarafların yardım ve iş birliği ile belirli kurallar ve bu kuralları uygulama işlemi olarak değerlendirilmelidir. Bu bağlamda, ülkemizin sanayi ve teknoloji stratejisinde en önemli başlığı oluşturan millî teknolojiyi yerli ve millî imkânlarla özgün olarak üretme hedefinde standartlar, standardizasyon ve kalite yönetimi çok önemli etkenler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ülkemizin göz bebeği kurumlarından Türk Standardları Enstitüsü, altmış altı yıldır Türk sanayisine bu anlamda değer katan inovasyon faaliyetlerini sürdürmesi ve az maliyetle yüksek kalitede üretim yapmasının sağlanması açısından öncüldür. Bu faaliyetler sonucunda, ülkemizin rekabet gücünü artırmak, ulusal ve uluslararası düzeyde ticaretini kolaylaştırmak ve toplumun yaşam düzeyini yükseltmek amacıyla hizmet vermektedir. TSE, standart ve uygunluk değerlendirme alanında sadece ülkemiz sınırları içinde değil, başta komşu ülkeler olmak üzere, Türkistan coğrafyasındaki bağımsız Türk devletleri ve İslam coğrafyası olmak üzere tüm dünyada aranan bir belgelendirme kuruluşu olma yolunda hızla mesafe katetmektedir. Çeşitli bakanlıklar, kamu kurum ve kuruluşları ve üniversitelerle ortak proje ve çalışmalar yürütmektedir.
Sayın milletvekilleri, günümüz küresel ekonomik düzeninde mal ve hizmetlerin ülkeler arasında dolaşım hızının artmasıyla birlikte ticarette standart test ve belge anlayışında tekli yaklaşım tüm dünyada hızla benimsenmiştir. Özellikle Covid-19 pandemisi sonrasındaki süreçte üretimin standartlara uygunluğu tek başına yeterli olmayacağı gibi, bu durumun belgelendirilmesi, incelenmesi ve muayene hizmet süreçlerinde ciddi yapısal değişikliklerin olması ihtiyaç olarak karşımızda duracaktır. Bu noktada standardizasyon, uygunluk ve değerlendirme konusunda TSE'nin yeni projeksiyon üretme gerekliliğinin oluşacağını düşünmekteyiz. İşte bu noktada standardizasyon ve kalite yönetimiyle ilgili birkaç tavsiyeye dikkatinizi çekmek istiyorum.
Sayın milletvekilleri, kaliteye dayalı yetkin iş gücü kaynağının yetiştirilmesi, katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesi, millî markaların rekabet gücünün artırılması, müşteri memnuniyetinin sağlanması, ithal ürünlerin kalitesinin güvence altına alınması, kalite eksikliğinden kaynaklanan ihracat engellerinin aşılması, bilimsel bilginin oluşturulması gibi pek çok faktör, standardizasyon eğitimiyle yakından ilişkilidir. Kaliteden beslenen sürdürülebilir bir ekonomik yapının kurulması, standardizasyon eğitiminin mevcut eğitim sistemine entegre edilmesine ve yeni eğitim programlarının geliştirilmesine bağlıdır. Aksi takdirde bu durum, standart ve standardizasyon hakkında bilimsel bilginin ve uzmanlaşmış personelin eksik olmasına, dolayısıyla millî kaliteyi küresel kalitenin gerisinde bırakmaya mecbur bırakacaktır.
Bunlarla ilgili olarak Çin örneği bizim için çok açıklayıcı olacaktır. Öyle ki 90'lı yıllarda, hepimizin hatırlayacağı gibi Çin çok ciddi bir ürün kalite sorunları yaşamaktaydı. Çin, bunun üzerine geliştirdiği ürün kalitesi ve standardizasyon eğitim programlarının eğitim sistemine eklenmesi sonucu bugün bu problemini büyük oranda bertaraf edebilmiştir. Çin'in şu an bu anlamda hangi seviyeye ulaştığına ve teknolojik çıktılarına hepimiz yakında şahit oluyoruz.
Sayın milletvekilleri, standartları geliştirerek uyarlayacak, yorumlayacak, uygulayacak, yönetecek ve kalite sistemlerini kuracak insan kaynağının yetiştirilmesinin zamanla millî kalite kültürünü de oluşturacağı düşünülmelidir. Ekonomiyi, bilimsel bilgiyi, kaliteyi ve yetkin insan kaynağını sürdürülebilir kılmak için standardizasyon eğitiminin, millî eğitim programlarına hem entegre edilmesi hem de programların açılması yararlı olacaktır.
Sonuç olarak, standardizasyon üzerine branşlaşmış mesleki lise, bölüm, fakülte ve üniversite kurulmalı ya da mevcut bölümlere uygun standardizasyon dersleri eklenmelidir. Ayrıca, geçecek süre zarfında yurt dışına çeşitli öğrenci değişim programları aracılığıyla veya direkt olarak lisansüstü veya doktora seviyesinde öğrenci göndermek suretiyle bu konuda standardizasyona dair nitelikli iş gücü ve bilimsel bilgi kaynağına önemli katkılar yapılabilir. Böylece, kalite gelişimi ve dönüşümü bilime ve profesyonelliğe dayandırılabilir çünkü dünyada dijital dönüşüm ve gelişim, aşama itibarıyla yeni bir versiyona geçmiş durumdadır.
Ülkemizin küresel pastadan payına düşeni alabilmesi için kendi dijital standartlarını geliştirmesi ve yaygınlaştırması gerekmektedir. Özellikle millî imalat sanayisinin güçlü yönlerini öne çıkaran standartlar, küresel pazar payının dağılımının lehimize sonuçlanmasını sağlayabilir. İnsan gücümüz, millî cevherimizdir. Yaşadığımız coğrafi, sosyal ve siyasal meselelerin ve milletimize dayatılan kaderin yırtılıp atılması için bu fırsatı kaçırma ve ıskalama lüksümüz kalmamıştır.
Sayın milletvekilleri, dünyayı etkisi altına alan yeni tip coronavirüs salgınına rağmen Türk Patent ve Marka Kurumuna yapılan patent, marka, faydalı model başvurularında 2020 yılında da artış devam etmektedir. 2020 yılının ilk altı aylık verilerine göre 64.241'i yerli olmak üzere toplam 71.753 marka başvurusunda bulunulmuştur. Yerli marka başvurusu oranı, yüzde 89,5 olarak kayıtlara geçmiştir. Türk Patent, Türkiye'nin coğrafi işaretli ürünlerinin dünyada tanıtılması için çabalar da sarf etmektedir. Özellikle coğrafi işaret tescili ve onayı konusunda da illerimiz arasında tatlı bir rekabet vardır.
Bilindiği gibi, ülkemizde Avrupa Komisyonuna coğrafi işaret tescili için yapılan ilk başvuru, Antep baklavası içindir. Bunun yanı sıra Gaziantep şehrimiz, Antep baklavası, Antep fıstığı, Gaziantep bakır el işlemeciliği ve Gaziantep sedef el işlemeciliği gibi tescilli coğrafi işaretlerle de öncü şehir durumundadır. 2019 yılında 3.619 marka başvurusuyla dikkatleri üzerine çeken marka şehrimiz Gaziantep, yine coğrafi işaret başvurusunda da dikkatleri üzerine çekmiştir. 2020 yılında 55 coğrafi işaret tescili için başvuruda bulunan ilk sıradaki ilimizdir. Nizip nanesi ve Oğuzeli Belediyesi başvurusuyla coğrafi işaret alan geleneksel nar ekşisi gibi ürünlerimizin 27'si, bu yıl içerisinde tescillenerek 2'nci sıraya oturmuştur.
Sayın milletvekilleri, inşallah 25 Aralık 2020 tarihinde Gaziantep'in düşman işgalinden kurtuluşunun 99'uncu yılını kutlayacağız. Gelecek yıl 100'üncü yılını Cumhurbaşkanlığı himayelerinde kutlayacağımız Gaziantep, Kurtuluş Savaşı'ndan gelen millî mücadele gücü, Yesemek, Tilmen, Zeugma, Rumkale gibi eşsiz tarihî mirası, dünyaca ünlü zengin mutfak kültürü, Anadolu sanayileşmesine örnek gösterilen sanayileşme modeli ve en önemlisi girişimci insan profiliyle Türkiye'de bir marka hâline gelmiştir. Bu süreçte büyük fedakârlıklar gösteren, bedelini canlarıyla ödeyen 6.317 şehidimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyorum. Markalaşma süresince insanüstü emek veren, gazi şehrimizi şahlandıran tüm hemşehrilerimizi partim ve şahsım adına kutluyorum.
Kıymetli milletvekilleri, büyük dava adamı, mütefekkir, Türk ülküsünün Atsız Ata'sı Hüseyin Nihal Atsız Bey'i özlemle ve rahmetle kendi dizeleriyle anıyorum:
"Hangi ruh anılmakla olmaz ki sarhoş,
Vaktiyle bir Atsız varmış derlerse ne hoş."
Kutlu Ata'm, durağın en kutlu diyar olsun, vaktiyle bir Atsız varmış, var olsun. (MHP sıralarından alkışlar)
Gaziantep'in adaşı Gazi Meclisimizi saygılarımla selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)