| Konu: | Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş ve Manisa Milletvekili Özgür Özel'in yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 27 |
| Tarih: | 10.12.2020 |
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Sayın Başkanım, senaryo falan değil.
Şimdi, tabii, konuşmalarımız devamlılık içinde oluyor.
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Evrakla konuşuyoruz biz.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Senin senaryolarına mı katılacağız?
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Bu arada, biliyorsunuz, bu konuyla alakalı bir komisyon kuruldu, malum tecavüz meselesiyle ilgili olarak; bu komisyonun, Karma Komisyonun altında, olayı değerlendirmek üzere -ne diyelim, aslında bir tür ön mahkeme safhası gibi düşünelim bunu- bir komisyon kuruldu. Belki siz bilmiyor olabilirsiniz çünkü oraya katılmadınız ve aynı zamanda komisyona gelerek de fikrinizi beyan etmediniz, "evet" diye oy kullanmadınız. Bu komisyona gelen...
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Lütfetmediler!
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Arkadaşlarımız katıldı.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - "Evet" diye oy vermediniz. Hayır, oylamaya katılmadılar.
Komisyondaki meselede, biliyorsunuz, mağdur olan kadın -tamamını okudum tekrar, hakikaten insan çok üzüntü duyuyor- komisyonda alenen isim veriyor, sizin kendi milletvekillerinizin ismini veriyor. Bunu alabilirsiniz siz de.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Gizli karar sizin elinizde ifşa ediliyor!
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Alamıyoruz, gizlilik kararı var onunla ilgili. Alamadık.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Dinle!
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Biz alamadık... Selvi alıyor maşallah!
BAŞKAN - Buyurunuz.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Hiç ilgisi yok. Ben bunu alırken o komisyondaki arkadaşlarımın hepsine sordum, kendi komisyon üyemizden aldım...
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Biz alamadık. Sen o komisyonun üyesi değilsin.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - O zaman takip etmiyorsunuz, bu rapor Komisyondaki bütün üyelere dağıtıldı.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Siz üye değilsiniz.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Bir daha söylüyorum Meral Hanım, komisyondaki üyelere dağıtıldı, arkadaşlarınızdan alınız! Ben dağıtıldı diyorum. Orada söylenen... (HDP sıralarından gürültüler)
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Siz üye değilsiniz. A Haber üye değil, siz üye değilsiniz.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Sayın Başkanım, müsaade ederlerse okuyacağım. (HDP sıralarından gürültüler)
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Komisyon üyesi "Dağıtılmadı." diyor.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Değilse de ben vereceğim. İşim bitsin, ben size vereceğim o zaman ama dağıtıldı.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Komisyon üyesi burada, "Dağıtılmadı." diyor, bir sen "Dağıtıldı." diyorsun
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Siz niye veriyorsunuz?
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Bahsedilen yani mağdur hanımefendi diyor ki uzun, ben sadece isim olarak söyleyeceğim: "Ben, Ebrü Günay ve Pero Dundar'a gittim -yani milletvekillerinize- durumu anlattım." ve durumu anlattıktan sonra bakın, kendisinin ifadesi şu, tamam mı? Tüm anlatmalarından sonra ifadesi şu: "İnsanlıksa, Kürt'se biz de Kürt'tük."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Açar mısınız Sayın Başkanım?
BAŞKAN - Buyurunuz.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Siz burada niye ifadeyi ifşa ediyorsunuz?
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - "Hani Kürt'tük..." Böyle mi savunuyorsunuz?
Bunlar gizli değil, bunlar gizli değil Sayın Milletvekili, aleni.
"Biz de Kürt'tük yani sen insan olmadıktan sonra nereye gidersen git." diyor.
Değerli arkadaşlarım, şimdi, buradaki mesele... Biraz evvel ne dendi? "Bizim hiçbir milletvekilimizin haberi yok." Hayır, mağdur diyor, mağdur. "Ben gittim onlara, gittim milletvekillerine; benimle hiç ilgilenmediler." diye anlatıyor hatta tehdit edildiğini söylüyor. "Buraya bir daha ayak basarsan ayağını kırarız, bacaklarını kırarız." dendiğini söylüyor; çok uzun.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Bu sizin ezberlediğiniz ifadeler. Böyle bir şey olmadı.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Şimdi, buradan şuraya geleceğim. Velhasılıkelam, aslında herkes her şeyi biliyor. Bunu niye böyle hararetli savunduğunuzu da anlayamıyorum yani.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Biz bir şey savunmuyoruz ya!
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Siz algı yaratıyorsunuz, algı!
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Savunuyorsunuz, bu tepkileriniz aynen onu gösteriyor.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Bir mağdur kadın üzerinden partimize saldırıyorsunuz, derdiniz kadın değil sizin.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Başka isimler var; Süryani Derneği Başkanını da burada haberdar ettiğini söylüyor. (HDP sıralarından gürültüler)
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Denler misiniz!
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Ya, hakikaten siz dinlemiyorsunuz...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Siz algı yaratıyorsunuz, algı.
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Algı sizin işiniz.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - O sizin işiniz.
Açar mısınız Başkanım?
BAŞKAN - Buyurun.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - O sizin işiniz, biz gerçekleri anlatıyoruz. Dinleyin demeyeceğim ama müsaade edin.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - İhraç edilmiş bir insanı yine gündeme getiriyorsunuz!
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Ya, yeter be! Yeter, bir anlatsın! Allah Allah!
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Müsaade edin, ekranları başındaki insanlar dinlesin.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Biz dinlemek zorunda mıyız?
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Siz lütfen çıkın o zaman, dinlemeyin ya dinlemeyin, rica ediyorum!
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Yeter gayrı! Hayret bir şey ya!
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Dinlemeyin, ben bir şey demiyorum ama insanların dinlemesine müsaade edin. Demek ki sizin milletvekillerinizin 2'si, mağdurun beyanıyla... Ha, diyorsunuz ya "Mağdurun beyanı önemlidir." İşte, mağdur beyanıyla ifade ediyor; bunu ciddiye alın, bunu lütfen kale alın, sorun milletvekillerinize. Ben şu anki...
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Ya, uzaklaştırmışız, uzaklaştırmışız, neyi tartışıyorsunuz ki?
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, müdahale eder misiniz, biz de dinleyelim.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Bakın, hakikaten dinlemediğiniz için anlama zorluğu yaşıyorsunuz.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Hep siyaset yapıyorsunuz.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Benim ismini verdiğim milletvekilleri olayın failleri değil, mağdurun muhatap olduğu, anlattığı kadın milletvekillerinizin adını veriyorum, faillerden bahsetmiyorum. Ha, failler zaten siz bu işleri bize anlatırken, saldırırken zaten sizin aranızdaydı ama kamuoyuna düşünce evet, mesafe koydunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Keşke, siz de mesafe koysanız.
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Zengin.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Evet, şimdi, Sayın Başkanım, birkaç şeyi daha söyleyeceğim.
Şimdi, Elâzığ milletvekilimiz konuşurken Sayın Özel'in yanına giderek söyledim ama burada da ifade etmek istiyorum. Bakın, burada çığlıklar atıldı. Bir kadın milletvekili -adını söylemeyeceğim ama biliyorlar, Sayın Başkan da biliyor- çığlık atıyor, çığlık; "Atatürk'ün adını ağzına alamazsın..." Ya, burası neresi kardeşim?
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Almıyorsunuz.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi değil mi? "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." ifadesinin altında ne yazıyor? "Kemal Atatürk."
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Almadı, Atatürk'ün adını ağzına almadı milletvekiliniz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Öyle dememiştir, tutanağa...
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Tutanağa bak, tutanağa bak!
ŞAHİN TİN (Denizli) - Terbiyeni koru, terbiyeni!
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Evet, aynen, böyle söylüyor. (CHP sıralarından gürültüler)
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Atatürk'ün adını ağzına aldı mı? Tutanağa da bak!
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - "Atatürk'ün lafını ağzına alamazsın!" diyorsunuz, "Alamazsın!" Bizim milletvekilimize bunu söyleyemezsiniz.
Şimdi, devam...
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Ruhunuza işlemiş yalan!
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Şimdi, değerli arkadaşlarım, Özgür Bey'le... Ben şu Mecliste, televizyonlarda da söylüyorum, iyi yaptığımız işlerin altını çizmemiz lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Ben Özgür Bey'e de buradan teşekkür ediyorum çünkü dedi ki: "Özlem Hanım, bu konuyu çözelim, kürsüden size teşekkür edeceğim." Aynen öyle oldu. Bakın, iyi yaptığımız, beraber yaptığımız işlerde bu Genel Kurul birleşmeli, bu kadın meselesinde de böyle, böyle çığlık çığlığa olmadan, kötülüklerde hep beraber kötüye "kötü", iyiye "iyi" diyebilmeliyiz.
Şimdi, madencilerle ilgili ben Enerji Bakanımıza hassaten teşekkür ediyorum. Biz burada uğraştık, cebelleştik ama işin sahibi Enerji Bakanlığı. Enerji Bakanlığımız bu konuyu fevkalade sahiplendi ve madencilerimizle ilgili yani bizim Soma'daki 301 madencimizle ilgili mesele zaten çözülmüştü ama kısmi problemler vardı, bunları da çözdü Sayın Bakanımız. Şimdi, diğer madencilerimizi de... Siz de biliyorsunuz, o arada bir sürü telefonla konuştuk hatta Erkan Baş Bey'le de biz defaatle telefonda konuştuk bu konuyla ilgili ve sayın madencilerimiz geldiler, bizi ziyaret ettiler Mecliste. Daha doğrusu, Manisa Valimiz beni aradı...
Sayın Başkanım...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Önemsiyorum bu konuyu yani kamuoyunun dikkatle takip ettiği bir mevzu.
Manisa Valimiz aradı ve dedi ki: "Madencilerle olan muhataplığımda, size gelmek istiyorlar." "Tamam." dedim, organize ettim, geldiler; madenci kardeşlerimizin kendilerini dinledim.
Şimdi, bir defa kamuoyunun şunu bilmesi lazım: Bu madencilerimizin yani şu an bahsi geçen, eylem yapan madencilerimizin borçlarının hiçbiri devlete ait borçlar değil. Bu kardeşlerimizin tamamı özel sektörden borçlu ve hep adı geçen redevans usulüyle çalışarak işlerinden çıkartılmışlar ama alacaklarını alamamış insanlar. Tabii, burada bize düşen, sonuç olarak bu kardeşlerimizin özel sektörle olan işlerinde aslında -ne diyelim- sorumluluğumuzun ötesinde bir sorumluluk alarak bir çözüm üretmek istiyoruz. Sayın Bakanımızla da biz bu mevzuyu konuştuk ve buna tez vakitte -nasıl diyelim- Bakanlığımızın yükünü artırmadan... Çünkü Türkiye'de sadece 1 tane redevanslı şirket yok, 37 tane başka redevanslı...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - ...madencilik işletmesi var. Böyle olunca yani bütün özel sektörün borcunu bizim Bakanlığımızın üstlenmesini bekleyemeyiz yani Bakanlığımıza da lütfen, haksızlık yapmayalım ve bir de şunu görmemiz lazım: Bakın, değerli arkadaşlarım, o bölgede kaşınan bir şey var. Yani onlara sürekli deniyor ki vatandaş bilmiyor, çalışan garibanım; "Yani orada bak, Soma'dakilere verdiler parasını, seninkini vermiyorlar. Soma'ya verdi, sana vermiyor." Ben, bütün alakalı sendikaları da davet ettim Özgür Bey, onlarla da konuştum.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Denetim yapmadığınız için suçlusunuz.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Şimdi, sonuçta Bakanımız da burada; biz de istiyoruz, hepimiz istiyoruz, hep beraber; bu konuda Bakanlığımızın yükünü artırmadan, herhangi bir şekilde bunun bazı terör örgütleri tarafından kazınmasına, kaşınmasına müsaade etmeden, makul, mantıklı bir çözüm üretilmesi herkesin arzusudur ama bilinmelidir ki bu, devletin bir borcu değildir. Devlet aslında, burada bu alacağın alınmasıyla alakalı, tahsiliyle alakalı madencilerimize bir formül aramaktadır, problemin kaynağı nereden...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Ben de bunu söyleyeyim Özgür Bey: Bu iş de hallolduğunda ben bütün gruba teşekkür edeceğim, Genel Kurulda ben de herkese teşekkür edeceğim.
Şimdi, tabii bir de şu var: Kardeşlerimizle ilgili ufak bir açıklama yapıyorsunuz, orada da bir suistimal görüyorum yani "anlayamıyorum" kelimesini kullanmaya insanları pişman eden de kötü niyetli, karşı yandaş bir medya olduğunu da görüyorum.
Son olarak, şimdi, şeyle ilgili söylemek istiyorum. Metin Bey'in de tabii, bence onun da bir dakikalık bir söz hakkı var. Bu kadar şeyden sonra Metin Bey'e de bir dakikalık bence bir söz hakkı vermemiz lazım.
En son söyleyeceğim şu SGK'yle ilgili mesele: Tabii, bir teşekkür de Sayın Bakanımıza, tabii Bakanımızın şahsında şu ana kadar görev yapan, bu konuyla alakalı çalışan bütün bakanlarımıza, Çalışma Bakanlarımıza, şu an birleştiği için tek çatı altında, Sayın Zehra Zümrüt'e ama arkaya doğru gittiğimizde Sağlık Bakanlarımıza, tamamına. Türkiye'nin sağlık sisteminde muazzam bir dönüşüm oldu bunu kabul etmemiz lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Yani şu pandemi sürecinde herkes şunu kabul ediyor ki Sağlık Bakanlığının ortaya koyduğu o performansta bu sistematiğin çok büyük bir rolü var, elbette bütün sağlık çalışanlarının çok büyük gayreti var. Şimdi, buradan anlatırken yani tuhaf bir şey ortaya çıkıyor, ona teşekkür et, buna teşekkür et; ya, mesele aslında sistemin değişmiş olması, değişen sistem bizi bu önemli ve faydalı, başarılı noktaya getirdi. Bunları küçültmek bu ülkeye haksızlıktır diye düşünüyorum.
Tabii, devamında da yani son bir şey, şu şeyle alakalı Maltepe'de yaşananlarla ilgili de şunu söylemem lazım, Özgür Bey, sesinizi çok yükselterek ifade ettiniz. Şimdi Maltepe'deki sorun şu: Birden fazla kadının şikâyeti var, aynen bu şikâyette de... Bakın, bu sefer de ben diyeceğim ki HDP grubunun yaptığını siz yapamadınız. Sonuçta, olay ortaya çıktığı anda...
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Vallahi yaptık, fazlasıyla yaptık.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Hayır, olay ortaya çıktığı anda, öncesiyle ilgili bütün söylediklerimi söyledim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Yaptık.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Eğriye eğri, doğruya doğru ama olay kamuoyuna çıktığı andan itibaren HDP Grubu bunu şiddetle reddetti ve doğru olanı yaptı, öyle yapılmalıydı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Siz de doğru olanı yapın.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Siz de yapın doğru olanı.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Şu anki gereksiz çığlıkları da biraz tuhaf buluyorum yani siz istiyorsunuz ki aman kafa kafaya gelelim, 2 tane iyi şey söylemeyelim. Aynı şeyi CHP'nin de yapması gerekirdi. Özellikle de İstanbul İl Başkanının bir kadın olduğunu düşündüğümüzde, onun burada onları korumaya meyyal -ki öyle algılandı, öyle görüldü, niyetini bilemem ama kamuoyuna yansıyan hâli böyledir- hâli, tavrı, yanında gezdirmesi... Biz ne bilelim yanındakilere hangi nasihatte bulundu, biz gördüğümüz resme bakıyoruz.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - İhraç ettik hepsini.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - O yüzden, buradaki duruşun, tavrın, "ama"sız, şartsız kamuoyu tarafından çok net bir şekilde muhakkak surette anlaşılır olması gerekirdi diye düşünüyorum.
Teşekkür ederim.