| Konu: | 230 sıra sayılı 2021 Yılı Bütçe Kanun Teklifi ile 231 sıra sayılı 2019 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin üçüncü tur görüşmelerinde HDP Grubu adına konuşan milletvekillerinin yaptıkları konuşmalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 27 |
| Tarih: | 10.12.2020 |
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Sayın Başkanım, çok değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Tabii, her şey vaktinde olunca güzel oluyor. Bir defa, böyle o enerjimde bir azalma oldu, kusura bakmayın fakat yine de söyleyeceğim. Yani biraz şey oldu ama...
Tabii, genel olarak özellikle, önce, HDP Grubuyla alakalı birkaç şey ifade etmek istiyorum. Tek tek konuşmacılara değil, zamanın azlığını da düşünerek yekûnuna bir cevap vermek istiyorum.
Şimdi, konuşmalarda özellikle çokça kullanılan erkek bütçesi meselesini önemsiyorum. Çünkü burada fevkalade ayrıştırıcı bir dil var yani zaman zaman kadınlarla alakalı yapılan konuşmalarda kadın vurgusu erkeklerin aleyhine döndüğü andan itibaren artık kadınların da aleyhine dönmeye başlıyor yani buradaki denge çok önemli. Kadın haklarını savunurken -3 erkek çocuk annesi olarak- erkeklere haksızlık yapmadan, birlikte, kadın ve erkeğin yan yana, eşit, adil bir ortamda, hukuk devleti içerisinde, kanunlar içerisinde, eşitlik anlayışı içerisinde bir yaklaşımla meseleyi ortaya koymanın çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Tabii, bunun en önemli sebeplerinden bir tanesi HDP'li vekil arkadaşlarım çokça "Kürt, Kürt, Kürt halkı." derken ben bugüne kadar bir kez "Türk" kelimesi kullandığınızı görmedim, hiç. Daha bugüne kadar bu kelimeyi hiç kullandığınızı duymadım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Tutanaklara bir bak, hepsinde vardır.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Yok, yok...
BAŞKAN - Buyurun.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Sürekli olarak bunu telaffuz ederek o kadar ayrıştırmacı bir dil kullanıyorsunuz ki ben bu dilin artık kadın-erkek meselesine de fevkalade sirayet ettiğini görüyorum.
Şimdi, önemli bir mesele, diyorsunuz ki: "Aile dışında olanlara karşı saldırganlık var." Efendim, ne münasebet yani bizim için bekâr kadın da aynı değerdedir, evli olan kadınlar da aynı değerdedir, aile de aynı değerdedir. Bir kadının kendi tercihidir aile mi olacak, evlenecek mi, evlenmeden birlikte mi olacak; bu kendi kararıdır, kendi tercihidir ve buna dair de en ufak yasaklayıcı bir tavır, bir üslup göremezsiniz. Yani bunun nereden, nasıl çıkarıldığını anlayamıyorum doğrusu.
Sonra bir diğer ifade "Şiddet politiktir." diyorsunuz. Ben bu ifadenin sizin tezleriniz için geçerli olduğunu düşünüyorum: Şiddet politiktir. Neden? Demek ki sizin ürettiğiniz siyaset yaklaşımı da şiddetin bir parçası ve şiddet üretiyor. Aslında bunların tekrarından ben sıkılıyorum ama siz böyle çok itham ettiğiniz için mecbur kalıyorum.
Bakın, sizin milletvekilleriniz, milletvekiliyken...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Buyurunuz.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Bir milletvekiliniz...
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Biz gereğini yaptık, siz ne yaptınız sizin milletvekilinizle ilgili? Hâlâ sıralarınızda oturuyor.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Ayşe Hanım, daha söylemedim bile, daha ağzımı açmadım yani o kadar şeysiniz ki söylemeden ne söyleyeceğimi biliyorsunuz.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Tekrar ediyorsunuz sürekli.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Ne demek, ne münasebet, siz sanki farklı bir şey söylüyorsunuz, aynı lafları bin defa söylüyorsunuz, ben de bin defaya bir defa cevap vereceğim yani.
Şimdi, bakıyorsunuz, Tuma Çelik; sizin vekilinizken bir kadına tecavüz etmiş, sizin vekilinizken. Sizin vekilinizken başka bir milletvekiliniz kendi eşini dövmüş, daha uzağa gitmeye gerek yok, sizin haberiniz de varken üstelik. Milletvekilleriniz, bir kadına olabilecek en kötü suçların birden fazlasını işlemişler. Şimdi, böyleyken, demek ki sizin kendi politikalarınız bir şiddet üretiyor, zaten öyle, hakeza öyle, şiddet üretmeye devam ediyor.
Son bir şey daha söyleyeceğim bu konuya dair. Şimdi, hatiplerinizden birisi dedi ki: "Ben soyadımla gurur duyuyorum." Şimdi, burada olan milletvekillerinden acaba normal şartlar altında soyadıyla gurur duymayan var mı? Ben de gurur duyuyorum soyadımla.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Sataşma oldu.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Bir saniye, bir saniye...
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Sataşma var, çarpıtmayın.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Ama hiçbir zaman...
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Çarpıtmayın, çarpıtmayın, sataşma oldu ya!
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Lafımı bitirebilir miyim saldırmadan. Ben hiçbir zaman kürsüye çıkıp adımla, soyadımla gurur duyuyorum demiyorum.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Sataşılırsa siz de söylersiniz.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Öyleyim, evet, ben de adımla soyadımla -hamdolsun- gurur duyuyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Sayın Başkanım...
BAŞKAN - Tamamlayın.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Sataşma vardı, sataşma.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Bir saniye...
Fakat siz bilerek soyadınızı tekrar ediyorsunuz, diyorsunuz ki: "Öcalan soyadıyla gurur duyuyorum." Bunun bir mesajı var, bize mesajı var, Türkiye'ye mesajı var. Siz diyorsunuz ki: "Biz Abdullah Öcalan'la gurur duyuyoruz." Bunun mesajı budur.
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Siz soyadı üzerinden vekilimize sataşırsanız o da bunu söyler.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Her zaman olduğu gibi, siz, terörle...
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Ama böyle bir şey olmaz ki. Soyadı üzerinden vekili yargıladınız.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Her sataşmaya böyle cevap mı veriyorsunuz? Böyle verilmez. Her zaman böyle bir şey olamaz. Yani siz bu kürsülerden bunu daha evvel de yaptınız; çok genç bir hanımefendi vardı, buraya, sırf kürsüye otursun diye -hatırlıyorum- 25'inci Dönemde -soyadı Öcalan- siz bunu yaparak bu milleti tahrik etmek istiyorsunuz.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Çarpıtmayın, çarpıtmayın!
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Evet, gelin konuşun, muhakkak başka meziyetleriniz de vardır.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Siz çarpıtıyorsunuz ya da Meclis teamüllerini bilmiyorsunuz.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Ama siz, bu kürsülerde "Ben bu soyadıyla gurur duyuyorum." dediğiniz zaman, ben terörle, PKK'yla gurur duyuyorum demekle eş değerdir, ne derseniz deyin, eş değerdir. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - En gençler ve yaşı en büyük olanlar olduğu için oturmuştu oraya.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Laf atmayalım, atmayalım. Laf atıyorsunuz, laf atarken de bilmemekle itham ediyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Sizler buralara geldiğinizde "Sayın Öcalan" diyerek, kendi soyadlarınızı, bunları ifade ederek bu Meclisi terörize ediyorsunuz. Asıl sizin politikalarınız şiddet üretiyor, bizatihi ifade diliniz şiddet üretiyor, kadını erkeği bölüyor, ayrıştırıyor; daha fenası, siz bu ülkede Türk-Kürt ayrımı yaparak milleti bölüyorsunuz. Bu konuya dair ifadelerim böyledir.
Sayın Başkanım, eğer tekrar söz alamayacaksam CHP'yle alakalı da birkaç şeyi ifade etmek isterim veya daha doğrusu, Enerji Bakanlığıyla alakalı birkaç ifadem var ama sanıyorum biraz fazla oldu, biraz daha devam eden süreçlerde Enerji Bakanlığımıza yönelik CHP milletvekili arkadaşlarımızın söylediklerine de -faturalar dâhil olmak üzere- cevap vermek istiyorum. Ona da bir sonraki süreçte, eminim, zaman içerisinde fırsat vereceksinizdir.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)