| Konu: | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 1'inci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 25 |
| Tarih: | 08.12.2020 |
SEVDA ERDAN KILIÇ (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütçenin birinci tur görüşmelerinde aleyhte söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, sekiz yüz yıllık geçmişe dayanan bütçe hakkı, demokrasi mücadelesinin en önemli kazanımlarından biridir. Demokrasilerde vergilerin toplanıp harcanması konusundaki kararlar, halkın temsilcilerinin olduğu parlamentolara bırakılmıştır. Bütçe hakkı, iktidarlar tarafından yok sayılır veya kısıtlanırsa demokrasiden, kuvvetler ayrılığından, hak ve özgürlüklerden söz edilemez.
Şimdi geldiğimiz noktada, beş hafta Komisyonda görüşülen bütçeyi iki hafta boyunca da Mecliste görüşüp oylayacağız. Olmayacak ama diyelim ki oldu, bütçe Meclisten geçmedi. Peki, ne olacak, ne değişecek? Tabii ki hiçbir şey değişmeyecek. Saray rejimi sayesinde, Cumhurbaşkanı, halkın olması gereken bütçeyi şahsının bütçesi kabul edip yeniden değerleme oranında artırarak uygulayabilecek.
Şimdi, şehirlerimize döndüğümüzde vatandaş bize sorarsa: "Bütçe nerede?" Komisyonda. "Komisyon nerede?" Mecliste. "Meclis nerede?" Çoğunluğu sarayın emrinde. "Bütçe ne oldu?" Yandı, bitti, kül oldu. (CHP sıralarından "Bravo!" sesleri, alkışlar; AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Sayın Başkan, orayı niye uyarmıyorsunuz?
SEVDA ERDAN KILIÇ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bugün görüştüğümüz kurumlar, devletin çatı kurumları. Bu kurumlara ayrılan bütçelere baktığımızda maalesef yalnızca bir yandaş firmanın bir ihalesi bile bu kurumların yıllık bütçelerinin 10-15 katı. Fakat kurumların işleyişine bakarsak, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı, soru önergeleri konusunda takındığı tavırla zaten saray rejimiyle etkisiz hâle gelen yasamayı, Meclise ve vatandaşa karşı sorumluluğu olmayan bakanların kibrine mahkûm etmiştir. (CHP sıralarından alkışlar) Aynı işi yapıp farklı ücret alan Meclis çalışanları, Meclis emekçileri konusunda takındığı tavırla da "Ücrette adaletsizlik Mecliste başlıyor." dedirtmiştir. Hele ki milletvekilimiz Enis Berberoğlu konusunda, sadece açıklama yapıp göreve davet etmeyerek milletvekillerinin bile haklarını koruyamaz olmuştur.
Diğer kurumlara bakarsak millî saraylardan tarihî eserler kaybolmuş, RTÜK yandaşlıkta pik yapmış, opera, bale, tiyatro yok sayılmış, turizm sektörü kendi kaderine terk edilmiş, dünya harikalarından olan Kapadokya katledilmeye çalışılmıştır ve en acısı da adında Atatürk olan kurumlarda, bu ülkenin kurucusu, önderi Mustafa Kemal Atatürk'ün izleri silinmeye çalışılmıştır. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)
ARZU AYDIN (Bolu) - Sen kendi partinin il başkanına bak!
SEVDA ERDAN KILIÇ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, on sekiz yıllık AKP iktidarı ve Covid sürecinde müzisyenlerin yaptığı sanata iş gözüyle bakılmamış, enstrümanlarını satacak kadar zor durumda bırakılmış, sanatçılar sosyal haklardan mahrum bırakılarak intihara sürüklenmiş, tiyatrocular ve kamera arkası emekçileri açlığa terk edilmiş, çağın tanığı müzik camiasına ve sanat emekçilerine "Ben insan değil miyim?" bile dedirtilmiş bu ülkede.
Değerli milletvekilleri, son on yılda asgari ücret yani iktidarın gözünde kürek mahkûmluğunun bedeli sadece 4 kat artarken, sarayın giderlerine ayrılan bütçe tam tamına 36 kat artmış. Covid'den önce zaten ekonomi batmıştı; iktidar, insanları sefalete mahkûm etmişti. Covid döneminde ise iktidar, vatandaşın feryatlarına kulaklarını kapatmış, vatandaşa el uzatmayıp IBAN'la el açmıştır, hatta gerçek rakamları da saklayarak vatandaşların yaşam hakkını bile yok saymıştır.
Değerli milletvekilleri, son söz olarak, bizler, yoksuldan, ezilenden, emekçiden, haklıdan yana olanlar, Konfüçyüs'ün deyimiyle, karanlığı lanetlemektense hep beraber bir mum yakacağız. Cumhuriyet Halk Partisi nasıl ki ilk yüz yılda bu ülkeye cumhuriyeti getirdiyse ikinci yüz yılda da ülkenin üstüne yeniden güneş gibi doğacak ve demokrasi şemsiyesi altında, hiçbir kesim ayırt edilmeksizin emek, göz nuru, alın teri hak ettiği değeri bulacaktır diyor, oyumun aleyhte olduğunu belirtiyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)