| Konu: | İstanbul Milletvekili Erkan Baş'ın söz hakkına ilişkin verdiği dilekçenin işleme alınıp alınmayacağı hakkında usul görüşmesi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 24 |
| Tarih: | 07.12.2020 |
ERKAN BAŞ (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Genel Kurulu ve bizleri izleyen emekçi halkımızı, yoksulları selamlıyorum.
Tabii, gönül isterdi ki bütçenin içeriğine ilişkin konuşalım; esas olan o ve ben Meclis Başkanlığına yazdığım dilekçede de esas olarak bu görüşümü ifade ettim.
Değerli arkadaşlar, bütçe hakkı 1215 Magna Carta'dan bu yana kabul edilmiş bir hak ve şunu içeriyor, diyor ki bütçe hakkı: Bu bütçeler emekçilerin, yoksulların, halkın, işçilerin vergisiyle oluşuyor. Dolayısıyla bunun nasıl kullanılacağını, nasıl değerlendirileceğini, kime ne kadar aktarılacağını halk izler, denetler ve yönlendirir. Şimdi bunu tartışıyoruz ve burada, bütçe görüşmeleri sırasında, Türkiye'de bütçenin neredeyse yüzde 99'unu oluşturan işçilerin, emekçilerin, yoksulların partisi olma iddiasında olan bir parti var, Türkiye İşçi Partisi. Sayın Başkan diyor ki: "Bu parti bütçe üzerine konuşamaz." Şimdi, bir kere burada bırakalım kanunları, Anayasa'yı, İç Tüzük'ü falan; aklen, fikren, vicdanen bunu içinize sindirebiliyor musunuz? (CHP ve HDP sıralarından alkışlar) Yani bu memlekette bütçe emekçilerden oluşacak ama emekçiler bu kürsüde konuşamayacak; bir.
İkincisi; değerli arkadaşlar, parlamento, konuşulan yer demektir. Parlamentoda insanlar konuşur, özgürce, hatta topluma göre radikal birtakım fikirleri, şok edici birtakım fikirleri de söylerler, daha fazla konuşulur, ortak akla ulaşmak amaçlanır ama "Ben parlamentoda çoğunluğu buldum; istediğimi konuştururum, istediğimi sustururum." derseniz, bu, sizin parlamento ruhuna aykırı bir eylem içerisinde olduğunuz anlamına gelir, dolayısıyla yazılı teamüller üstüne yine yanlış bir yaklaşım içerisine girersiniz.
Üçüncüsü; bakın, burada, gerçekten bence sevindirici bir gelişme bu, çok sayıda siyasi parti var. Ne güzel, daha fazla siyasi parti olsun, toplumun bütün renkleri Parlamentoda temsil edilsin ve Parlamentoda temsil edilenler de bu kürsülerde gelsin konuşsun ama şimdi bizim elimize bir konuşma listesi geliyor, örneğin bu partilerden bir tanesi, Adalet ve Kalkınma Partisi listesinden Genel Başkanını Meclise sokmuş, o konuşabiliyor ama muhalefette olanlar konuşamıyor. "Bu mu adalet, bu mu demokrasi, bu mu özgürlükler?" diye insanın sorması gerekiyor.
Değerli arkadaşlar, siyasi partiler, Anayasa'mıza göre demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır. Bir kere, konuşturmamak Anayasa'ya aykırı; siyasi partiler burada konuşmalılar, konuşma hakları sağlanmalı. Ben Başkanın veya Genel Kurulun takdirini bu yönde değiştirmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bırakın, bu kürsüden bu memleketin vergisini veren, alın teriyle damla damla bu bütçeyi oluşturan insanların temsilcileri de çıksınlar konuşsunlar.
Bütçe, tuzu kuruların, mutlu azınlığın bütçesi olmasın; emekçilerin, yoksulların da bütçesi olsun diyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)