| Konu: | Türkiye Çevre Ajansının Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 03.12.2020 |
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Teklifin 12'nci maddesiyle çevrenin korunmasına ve iyileştirilmesine yönelik ilkeleri; sıfır atığın yaygınlaştırılması, motorsuz ve elektrikli araçların yaygınlaştırılması ve plastik içerikli ambalajların azaltılması ilkeleri eklenmektedir.
Dört mevsimin yaşandığı ülkemizde gerçekten pek çok ülkeyi kıskandıracak şekilde kültür ve tarih miraslarının yanı sıra turizm ve tabiat güzellikleri konusunda her şey bulunmaktadır. Geriye bizlere sadece bunları korumak ve gelecek nesillere aktarmak kalıyor. Bu görevi başta Hükûmet olmak üzere maalesef yerine getiremiyoruz. ÇED raporu eskiden çevrenin sigortası olarak bilinirdi ama bu dönemlerde maalesef çevrenin sigortası olmaktan çıktı, âdeta çevre düşmanı hâline geldi. ÇED raporlarının önemli bir kısmının biz bürolarda, ofislerde hazırlandığını gayet iyi biliyoruz, belli formatlarda hazırlandığını gayet iyi biliyoruz. Kanunlar var ama biz bunları sahaya inip uygulamadığımız sürece bunun hiçbir anlamının olmadığını buradan ifade ediyorum, yoksa bütün yatırımcı kuruluşlarda, bugün inşaatlarda bile ÇED raporu artık isteniyor. Dolayısıyla bunlar gerçek manada uygulanırsa bu sorunların da önemli bir kısmının çözüleceğini buradan ifade ediyorum.
Yine, özellikle bacasında filtre olmadan üretim yapmalarına izin verilen termik santralleri, daha sonra da yapılmaya çalışılan termik santralleri, bunları hepimiz biliyoruz. Tarım arazilerine yakın mesafelerde kurulan çimento fabrikaları, taş ocakları; hepimiz de biliyoruz ki bunlar doğaya, tarıma ciddi oranda zarar veriyor.
Kirlenen yalnızca, sadece tarım arazileri değil; ormanlarımız, akarsularımız, denizlerimiz de hızlı bir şekilde kirlenmektedir. Bugün özellikle Karadeniz yaylalarına şöyle bir baktığınız zaman, yapılan geçici binaları da görürsünüz. Uzungöl maalesef uzun havuza döndü, bunların her biri birer çevre felaketi. Tabii, denizleri de kirletince ortaya ne çıkıyor? Balık üretimi ülkemizde azaldı. 2002 yılında 566 bin ton balık üretilirken 2017'de bu 354 bin tona, 2018 yılında da 314 bin tona düşmüştür. Bu rakamlar dikkate alındığında ülkemizde avcılık yoluyla elde edilen su ürünlerinin miktarında çok ciddi azalmalar olmuştur. Bugün dünyada kişi başına düşen balık tüketim miktarı 19 kilogramken maalesef ülkemizde bu rakam 2018 yılı rakamlarıyla 6,1 kilograma düşmüştür. Peki, bu denizlerde oluşan kirliliğin sebebi kim? Hepimiz; yani bugün bunun sebebini başka yerlerde aramaya gerek yok, maalesef denizlerimizi bizler kirletiyoruz.
Peki, bunun yanı sıra daha neler yapıyoruz? Özellikle iklim değişiklikleri var. Hepiniz biliyorsunuz, her birimizin bölgesinde artık göller kaybolmaya başladı. Mesela Samsun'un Ladik ilçesindeki göl artık üçte 1'inden daha fazlasını kaybetti. Yine buna paralel olarak mesela Eğirdir Gölü, Beyşehir Gölü, Eber Gölü, Burdur Gölü, Salda Gölü de başta olmak üzere göllerimiz sularını kaybediyor, neredeyse haritadan kaybolan göllerimiz var. Yani bunların bir sebebi olmalı, bunların üzerinde ben şahsen iktidar milletvekillerimizi düşünmeye davet ediyorum.
Aynı şekilde, Konya bölgesinde oluşan obruklar var. Yer altı suyu çekilmesiyle beraber oluşan obruklardan bahsediyoruz. Bunların her biri kendi başına zaten bir çevre felaketidir. Dolayısıyla, bunlar üzerinde ciddi oranda durmak lazım. Yine, nehir yatakları, erozyonlar... Ciddi oranda tarımsal alanları kaybediyoruz. Bugün hep "Tarım gelişsin." diyoruz ama maalesef Türk tarımı ekilebilir alanlarını ciddi oranda kaybetmeye başladı. Onu da buradan her birinizi ayrı ayrı uyarıyoruz.
Değerli milletvekilleri, eğer bizler sahip çıkmadığımız sürece, bizler bu işin farkına varmadığımız sürece artık ülkenin yaşanılabilir olmaktan çıkacağını zaten hepiniz görüyorsunuz. Bugün, özellikle termik santrallerin olduğu bölgelerde nefes almak bile problem.
Buradan tekrar hatırlatıyorum, bir kez daha sizleri çevre konusunda duyarlı olmaya davet ediyorum. Bu kanunları çıkarmak yetmez, uygulama konusunda da dirayetli olmanızı buradan tekrar sizlere hatırlatıyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)