| Konu: | Sakarya Milletvekili Engin Özkoç ve Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş'ın yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 25.11.2020 |
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; hayırlı bir çalışma günü temenni ediyorum.
Şimdi, sayın hatibimizi büyük bir dikkatle dinledim. Tabii, Sare Hanım'la beraber yaptığımız çok çalışma oldu bizim, kadına dönük olarak çok çalışmalar yaptık biz birlikte. Şimdi, burada şunu ifade etmek istiyorum -yani bugün çokça kadın meselesi konuşacağız- arkadaşım şunu söylemek istedi Meral Hanım, Engin Bey, hassaten ifade etmek istiyorum: Şimdi, bizim -özellikle kadın vekillerin- çok büyük bir gayretimiz var, pek çok alışkanlığı da dönüştürmeye çalışıyoruz. Şunu görmemiz lazım, lütfen görün, böyle olduğu takdirde bir fayda hasıl olacak: Bakın, Türkiye'de bir grup erkek bize inanılmaz saldırıyor; bilmem farkında mısınız, bana, arkadaşlarıma inanılmaz hakaret ediyorlar ve siz bunlara bu söylediğiniz sözlerle destek veriyorsunuz. Biz çünkü şunu anlatmaya çalışıyoruz: Bakın, ben bugün gelirken tekrar bir daha...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Özlem Hanım, buyurun.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Dünkü yaptığımız konuşma da buna örnektir. Adalet Bakanlığı nasıl bir yeni yol yani konuştuklarımızdan nasıl yeni yollar buluyor, İçişleri Bakanlığı neler yaptı, Aile Bakanlığı neyi geliştiriyor ve biz nelere destek veriyoruz, bunları anlatmaya çalışırken siz hiç bunlar olmuyormuş gibi, hatta üstüne de abartılı bir dil kullanarak anlatıyorsunuz. Bakın, bir kez daha ifade ediyorum -bilmiyorum bir anlamı var mı ama- tek ortaklaşacağımız konu varsa Mecliste ve Türkiye'de, bu, kadın meselesidir. Ne olur burada...
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Sizin hatibiniz bize...
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Bizim hatibimiz de size bunu söylüyor zaten. Bakın, diyor ki...
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Hayır, saldırdı.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Bakın, arkadaşım, İstanbul Sözleşmesi'yle ilgili bizim yediğimiz dayağa şahit olmadınız mı hepiniz? Bakın, biz bunları inanılmaz bir şeyle göğüsleyerek, İstanbul Sözleşmesi'ne, 6284'e, tüm bunlara, nasıl olması gerektiğine dair hep beraber bir tavır ortaya koyuyoruz, anlatıyoruz her bir yerde ama burada yapılan hiçbir şey size yetmiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Bize değil, kadınlara, kadınlara...
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Bir cümle daha istiyorum.
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Arkadaşım, dinlemenizi rica ediyorum. Dinlemek anlamaya çalışmaktır bana sorarsanız; işitmek değildir, anlamaya çalışmak.
Dün ben Genel Kurulda anlatıyorum, diyorum ki: Efendim, Adalet Bakanlığı açısından UYAP'a veri girmek ne anlama geliyor, İçişleri Bakanlığı için ne anlama geliyor, Aile Bakanlığı için ne anlama geliyor. Bunların teknik farklılıkları var. Bunu en iyi biz hukukçular biliyoruz. Buradan alınıyor laf, bambaşka bir yere gidiyor. Şimdi, zaten bize sıra geldiğinde tekrar bunları konuşacağız. Benim, burada... "Ona söyleyin, buna söyleyin..." Ya, niye böyle yapıyoruz arkadaşlar? Amaç burada nedir? Amaç, bir kadın incinmesin, bir kadın şiddete maruz kalmasın ise hassaten rica ediyorum, birbirimize bugün -ben yapmayacağım- saldırmaktan vazgeçelim, şu ortaklaştığımız şeylerin altını çizelim. Bak, hatalar görülerek bir ton yapılan iyi iş var. Çünkü suçlu hangi delikten geçeceğini öğrenmiş; nasıl hırsız bir daha bir daha yapıyor, öğrenmiş yolları, şiddet uygulayan insanlar da bunun yöntemlerini geliştiriyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın Özlem Hanım.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Hukuken de kendisinin hangi kanallardan kurtulabileceğini öğrendiği için her geçen gün yeni, farklı önlemler almak gerekiyor. İşte, bunlar elimizde. Bakın, ben bunları çıkardım, somut; "kınayalım" "yapmayalım" falandan değil, somut neler yapılmış ve neler yapılıyor. İnanın, getirin önerilerinizi, deyin ki: "Şurada bir boşluk var, şurada bir açık var." ama şunu söylemeyin... Bakın, ne AK PARTİ'nin... Ve şunu görüyorum: Sanki dindar insanlar, sanki AK PARTİ şiddeti destekleyen parti de... Yani olabilir mi? Buna nasıl inanırsınız? Nasıl buna inanırsınız ve bunu nasıl tekrar edersiniz? Buna tahammül edemeyiz biz, olamaz.
O yüzden, güzel arkadaşlarım, hassaten rica ediyorum. Bakın, bugünden bir damla olsun yeni bir şey çıksın; bir damla, bir adım, yeni bir yöntem hukuken ya da psikolojik olarak. Ama şundan artık vazgeçin yani. Ben de bir ton laf söyleyebilirim kendi vekillerinizle ilgili ama bugün yapmayacağım -bak, tehir ediyorum- diyebilirim ama demeyeceğim. O yüzden, lütfen, şu birbirimizi suçlamadan bugünden bir fayda hasıl edelim.
Çok teşekkür ederim.