GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:19
Tarih:24.11.2020

HASAN SUBAŞI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

24 Kasım münasebetiyle öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü'nü kutluyorum. Ebediyete intikal edenleri de rahmet ve şükranla anıyorum. Bizleri bağışlasınlar, maalesef öğretmenlerimizin sorunlarını hâlâ çözebilmiş değiliz ama günlerini de bütün kalbî duygularımızla kutluyoruz.

238 sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 26'ncı maddesiyle ilgili partim adına söz aldım. Ben bu torba yasalarla -çok eleştirildi ama- nereye varılmak istenildiğini anlamış değilim. Bu acele niyedir, neden hiç özen göstermeden yasa hazırlanır? Maalesef bunun zararını hepimiz çekiyoruz. Kamu çıkarı gözetilmeden hazırlanan yasalar, bu yasa teklifinde görüldüğü gibi enerji ve maden şirketlerinin çıkarı gözetilerek yapılmıştır. Hadi o yapılırken en azından çevreye zarar vermemesi için gerekli denetim ve önlemler alınmalıydı ama maalesef o konuda da hiçbir tedbir alınmamıştır.

Elektrik Piyasası Kanunu yedi yılda 9 kez değişti, Yenilenebilir Enerji Kanunu on beş yılda 5 kez değişti, Maden Kanunu son on sekiz yılda 21 kez değişti. Aklıma 1930 tarihli 1580 sayılı Yasa geldi, o Belediye Kanunu Türkiye'de hiç değişmeden, neredeyse altmış yıl idare etmişti. Onun gibi Askerlik Yasası ve birçok yasa Türkiye'de on yıllarca hükmünü ifa etmiştir. Ama, bu Hükûmetin hazırladığı yasalara bakıyoruz, her yıl yeni değişiklik teklifleri geliyor ki bu hazırlanan yasayı da, çevre değerleri hiç nazara alınmadan yapılan bu yasayı da yine önümüzdeki yıllarda sık sık değiştirme gayretinde olacağız. Çevre, enerji ve adalet en önemli konularımızdan ama bunlarla ilgili her yıl yasa teklifi hazırlıyoruz, Meclisin gündemine getiriyoruz ve hiç sonuç alınmadan, değişiklik yapılmadan bu yasalar özensizce çıkarılıyor ve sürekli değişikliğe tabi oluyor.

Enerjide özelleştirmek tercih edilmiş ama özelleştirmenin burada amacı üretimi artırmak, daha ucuz enerji üretmek ve enerjinin altyapısını muhkem hâle getirmektir, bundan amaç bu olmalıdır. Ben soruyorum sizlere: Hanginizin şehrinde enerji altyapısı düne nazaran daha iyidir? Şunu söyleyebilirim ki düne nazaran çok daha kötüdür. Çünkü, özelleştirilen firmalar, sadece tahsilatı ön plana çıkarmış, kaçak enerji bedellerini bile alamadığı gibi altyapı konusunda da gerekli yatırımları yapamadığı için, maalesef, gelecekte kentlerimiz için çok ciddi riskler oluşmuştur. Özel sektör yatırımlarını teşvik edebiliriz fakat kamunun denetimi olmadan özel sektör yatırımlarına girmek büyük risk arz eder. Öncelikle bu tür ihalelerin şartnamelerinde en önemli konu denetim olmalıdır. Ben soruyorum sizlere: 110 bin maden ruhsatı verildi, siz, hangi maden ocağının işi bittikten sonra rehabilitasyon yapıldığını gördünüz? Ben şahsen Antalya'da -binin üzerinde ruhsat verildi, bir o kadar da ruhsatsız çalışan var, ormanlarımız çiçek bozuğu gibi perişan durumdadır ama- bir tek rehabilite eden merkez görmedim.

Tokat Erbaa'da 20 bin dönüm tarım alanı siyanürlü altın arama faaliyetinde.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın Sayın Subaşı.

HASAN SUBAŞI (Devamla) - Köylüler ayaklanmış durumda, hem çevresini hem hayvancılığını hem insan sağlığını korumak adına ama cevap bulamadıkları gibi... Yine Bilecik Bozüyük'te Muratdere ormanları neredeyse talan edilmekte, 36 bin ağaç -yine bakır madeni için- yok edilmek üzere. Burada da su kaynakları olduğu için büyük kirlilik riski var. Şehrimiz Antalya'da Korkuteli'de kömür ocağı, Dereköy'de kömür ocağı faaliyeti son gaz gidiyor ve köylülerin ayaklanmasına rağmen "Siz neden ayaklandınız, ne istiyorsunuz?" diyen yok. Maalesef yine Finike'de, İbradı'da, Elmalı'da ve Antalya'nın neredeyse millî park sınırlarında bu hoyratça verilen maden ocakları ormanlarımızı büyük ölçüde tahrip etmiştir. Bu uğurda katliamlar yapıldı, birçok kişi cezaevine girdi, Dur Dağı'ndaki Aleviler...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HASAN SUBAŞI (Devamla) - Selamlıyorum efendim.

BAŞKAN - Vermiyorum Sayın Subaşı.

HASAN SUBAŞI (Devamla) - Peki.

Saygılar sunuyorum efendim. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)