GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:16
Tarih:17.11.2020

İYİ PARTİ GRUBU ADINA BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, önergeyi İstanbul Milletvekilimiz Hayrettin Nuhoğlu vermişti; o da bildiğiniz üzere Covid illetine yakalandı, şu an tedavi görüyor. Ona da bu vesileyle geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Yine, Meclisimizde tedavi gören milletvekillerimiz var. Bununla beraber, Covid illetine yakalanan bütün vatandaşlarımıza da geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.

Tabii, son dönemde sıkıntılı günler geçiriyoruz; özellikle, Sayın Cumhurbaşkanımız acı reçetelerden bahsediyor, ekonomiyle ilgili tedbirlerin alınacağından bahsediyor. Biz de tam bunlar bahsedilirken diyoruz ki: Bakın, Kanal İstanbul Projesi enine boyuna araştırılmış, düşünülmüş, yorumlanmış bir proje değil. Hiç olmazsa bu araştırma önergesi vesilesiyle bu projenin üzerinde biraz daha zaman harcayalım, biraz daha çalışalım. Bu, ciddi bir proje, "Ben yaptım oldu." mantığıyla olabilecek bir iş değil. Bu çerçevede, bilim adamlarının görüşleri var: "Bu bölgede 70 tür canlıya ev sahipliği yapan sulak alanlar başta olmak üzere Terkos, Sazlıdere ve Küçükçekmece Gölü bu projeden olumsuz yönde etkilenecektir. Projeye bağlı olarak 850 bin metrekarelik doğal sit alanı, 14 milyon metrekarelik arkeolojik ve 2 milyon metrekarelik karma sit alanı yok edilecektir. Burada binlerce yıldır var olan bir coğrafya yok olacaktır. Yazıktır, günahtır, bunun vebaline girmeyin." diyorlar. Ayrıca, proje ilk etapta 19 mahalle, 6 ilçede insanları yerinden edecek, toplam 316 bin kişi yerinden ve yurdundan olacaktır. "Projeyle birlikte, bölgede sit alanları bir hafriyat reyonuna dönüşecektir." diyorlar.

Plan değişiklikleriyle Küçükçekmece Gölü çevresinde arkeolojik sit alanının içine kentsel gelişme alanı ve üniversite alanı kararı getirdiği görülmektedir. Böylece, arkeolojik alan tamamen yok edilmektedir. Plan değişikliklerinde, Sazlıdere Barajı boyunca yer alan dere mutlak koruma alanlarını kentsel gelişme alanı içine daraltarak koruma bandını tüm dere boyunca yaklaşık üçte 1 oranına indirdiği görülmektedir. Trakya'nın verimli tarım alanları ayrıca daraltılmaktadır. Havza koruma kuşaklarını daraltan kararlar içermektedir. Yine, orman alanını da yarıp geçmekte ve böylece orman alanı sınırları da bu plan değişikliğiyle beraber daralmaktadır. "Kanal İstanbul" adı verilen su kanalı gerçekleştiğinde bir daha asla geri dönüşü olmayan bir ekolojik ve oşinografik faciayla karşı karşıya kalmamız kaçınılmazdır.

Yine, bu projeden etkilenecek bölgenin yüzde 7'si orman alanı, yüzde 44'ü ise tarım alanından oluşmaktadır. Bölgedeki köyler tarımın yanında hayvancılıkla da uğraşmaktadır. Projenin yedi yıllık inşaat süresince yerleşik halkın yaşamını nasıl idame ettireceğine ilişkin bir plan, program yapılmamış, bununla ilgili herhangi bir bütçe de ayrılmamıştır.

Kanal İstanbul'un bir başka negatif yönü ise ekolojik sistem ve balıkçılık sektörüyle ilişkilidir. Kanal İstanbul, iki denizi yapay olarak birleştirmeyi amaçlayan bu proje, yer altı sularıyla birleşen deniz suyunun PH dengesinin değişmesine, su altı bitki örtüsünün geri dönülmez şekilde zarar görmesine neden olacaktır. Bu, şu demektir: Kanal İstanbul Projesi'yle Marmara Denizi bir ölü deniz hâline gelecektir. Hâlen Gemlik ve İzmit Körfezlerinin derin bölgelerinde gözlenen oksijensiz koşullar, Kanal İstanbul'la birlikte Silivri körfezi ve İstanbul kıyılarına doğru yaklaşacak ve Marmara Denizi'ndeki hayat önemli oranda sekteye uğrayacaktır.

Kanal İstanbul Projesi, yaklaşık dört yıl içinde 1,1 milyar metreküp seviyesinde bir hafriyat ortaya çıkaracaktır; bunun da bedeli yaklaşık 32 milyar TL'dir.

Yine, Çevresel Etki Değerlendirmesi rapor kapsamında, uzmanlar, kanalın deprem riskine etkisiyle su kaynaklarına, orman alanlarına, tarım alanlarına vereceği geri dönüşü olmayan zararlara ilişkin yeterli verinin oluşturulmadığını ve teknik değerlendirmelerin kısıtlı olduğunu tespit etmişlerdir.

ÇED raporunda, kanalın yapım maliyetine ilişkin de net bir veri olmadığı gözlenmektedir; 70 milyar diyen var, 140 milyar diyen var. Biz de diyoruz ki: Bugünkü şartlarda 140 milyarsa bu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kentsel dönüşüme ayırdığı bütçenin yaklaşık 7 katıdır. 150 yataklı 1.650 tane hastane yapılabilir, yine, bu parayla İstanbul'un riskli yapı stoku sorunları da çözülebilir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Yine, aynı şekilde esnafa, sanayi yatırımlarına -2020 yılı verileriyle- yapılan desteğin 50 katı daha fazla kaynak ayrılabilir.

Sayın Cumhurbaşkanımız, Uluslararası Şehir ve Sivil Toplum Kuruluşları Zirvesi'nde yapmış olduğu konuşmada İstanbul'un kıymetini bilemediğini belirterek "Biz, bu şehrin kıymetini bilemedik, biz bu şehre ihanet ettik, hâlâ da ihanet ediyoruz. Ben de bundan sorumluyum." şeklinde açıklama yapmıştı.

Sayın Cumhurbaşkanının o gün yapmış olduğu açıklama da şehrin silüetiyle ilgili bir açıklama olarak kamuoyunda yerini almıştır. Demek ki, değerli arkadaşlar, bugün, İstanbul ciddi oranda bir deprem riskiyle karşı karşıya. Bunun için ilk olarak bu depremle ilgili çalışmalar için bu bütçenin buraya ayrılması lazım; 300 bin diyen var, 500 bin diyen var. İstanbul'daki sorunlu yapılarla ilgili rakamlar zaten uçuk, dolayısıyla Kanal İstanbul yerine bugün ilk elden depremle ilgili tedbirlerin İstanbul'da yapılmasının ele alınmasının daha önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu araştırma önergesinin de verilmesinin amacı bu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Tabii, bugün bununla beraber gündemde başka şeylere de şahit oluyoruz; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının söylediği "Kanal mı, İstanbul mu?" ile ilgili İçişleri Bakanlığının bir araştırması var. Hakikaten böyle ince düşündüğü için, devletin malını bu kadar ince eleyip sık dokuduğu için ben huzurlarınızda Sayın İçişleri Bakanına teşekkür ediyorum. İnşallah bu ince ayarı, ince düşünceleri on sekiz yıldır idare ettiğiniz bütün belediyelerde uygularsınız. Kim methetmiş, kim övgüler dizmiş, kim belediyenin imkânlarını hangi vakıflara, nelere kullandırmıştır? Ben bunun da hesabını Sayın İçişleri Bakanının soracağına canıgönülden inanıyorum. Gün bugün, şu Kanal İstanbul'u bir daha gözden geçirelim. Bakın, acı reçetelerden bahsediyorsunuz. Bunu hiç olmazsa Meclis de bir gözden geçirsin diyor, olumlu oy kullanacağınızı düşünerek yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)