| Konu: | İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 15 |
| Tarih: | 11.11.2020 |
HASAN SUBAŞI (Antalya) - Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Pandemi nedeniyle kaybettiğimiz 145 sağlık emekçisini rahmetle ve şükranla anıyorum. Pandeminin meslek hastalığı sayılması isteğini tüm samimiyetimizle destekliyoruz ve sağlık çalışanlarının pandemi sürecinde gösterdikleri fedakârlıkları da şükranla ve saygıyla karşılıyoruz, selamlıyoruz.
Konuşma talebim 239 sıra sayılı Yasa Teklifi'yle ilgili. Bu yasa teklifi, pandemi nedeniyle ertelen kamu borçlarının taksitlendirilmesi, yapılandırılması ve tahsilat kolaylığı elde edilmesi amacıyla hazırlanmış bir yasa teklifi. Günlerdir görüştüğümüz bu yasa teklifi hakkında en sevindirici olan, en iyi sonuç 33 ve 37'nci maddelerin çekilmesi olmuştur. Eski Maliye Bakanının sosyal medya üzerinden istifa krizinden sonra 3 sendikanın topluca büyük tepkiye hazırlandıkları 33 ve 37'nci maddede ikinci bir sarsıntıyı iktidar göze alamamıştır; iyi de olmuştur, bu 2 madde çekilmekle çok büyük yarar sağlanmıştır. Çünkü kıdem tazminatının bu ölçüde zedelenmesi çalışanın son derece önemli kaybına neden olacaktı.
Biz bu yasa hazırlıkları, konuşmaları ve Komisyon toplantılarında -mademki ertelen kamu borçlarının taksitlendirilmesi, yeniden yapılandırılması amaçlanmıştır- tarım sektöründe Ziraat Bankasına ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan ve 2002 yılından bu yana 50 kat artan çiftçi borçlarının da yapılandırılmasının uygun olacağını hep ifade ettik fakat her defasında reddedildi. Bunun nedenini geçtiğimiz günlerde daha iyi anladık çünkü Tarım Bakanlığının bütçe çalışmalarına katıldığımda Tarım Bakanımız, mazot desteği olarak çiftçiye yüzde 50 destek verildiğini, tarım sektörünün zirvede olduğunu ve dünya tarımının en önde gelen sektörlerinden olduğunu, Türkiye'de pik yaptığını ve zirve yaptığını ifade etmişti. Ben de toprakla uğraşan bir kimse olarak şunu ifade ettim: "Biz yüzde 50 mazot desteğinden vazgeçtik, sadece tarım sektöründe kullanılan mazotun KDV'sinden vazgeçelim ve elektrik, tarımsal sulamada kullanılan elektrik tahsilatlarından KDV'yi kaldıralım yeterlidir." demiştim. Fakat, Tarım Bakanının "Yüzde 50 destek veriyoruz." ve "Tarımda zirve yaptık." demesi de çok ilginç. Hele bugün değerli hemşehrim, Milletvekilimiz Atay Uslu'nun konuşmasını da dinleyince Antalya'nın neredeyse hem Türkiye'ye hem dünyaya örnek olduğunu ve tarımsal gelişmeleri; Korkuteli'ndeki mantardan, Finike'deki portakaldan, Elmalı'daki elmadan, Alanya'daki muzdan, Demre ve Kumluca'daki sera çalışmalarından, tohumdan fideye, çilekten çiçeğe çok ciddi gelişmeler olduğunu bir güzel dillendirdi fakat unuttuğu şu oldu: Tarım sektörü çok büyük borçlanmalar sonucunda bu gelişmeleri sağlamıştır fakat küçük çiftçi de toprağından vazgeçerek büyük şehirlere taşınmak suretiyle iş arayan işsizler sınıfına katılmıştır. Şimdi, hem Tarım Bakanının hem buradaki milletvekili arkadaşlarımızın konuşmalarıyla daha iyi anlıyoruz ki tarım sektörünün gerçekte realiteyle bağdaşan sorunları yeterince incelenmemiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASAN SUBAŞI (Devamla) - Bitiriyorum.
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
HASAN SUBAŞI (Devamla) - Hele hele süt sektöründe hâlen, geçen kasımdan bu yıla kadar, bir yıl boyunca 2,3 olan süt fiyatları hâlâ 2,3 olarak devam etmektedir fakat dolarla paralel girdi fiyatları hem tarımda hem de süt girdilerinde, süt hayvancılığında tam yüzde 66 artmıştır. Hâl böyleyken hem süte destek verilmemesi hem de Ziraat Bankasına Tarım Kredi borçlarının ertelenmemesi, yapılandırılmaması son derece sakıncalı olmuştur. Bizim ortak akılla, tartışarak, doğru planlayarak ve gerçekleri doğru tespit ederek sorunları tespit etme zorunluluğumuz vardır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)