GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:15
Tarih:11.11.2020

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Üniversitelerde birlikte kullanılan sağlık tesislerinde sözleşmeli olarak görev yapan personelin disiplin dâhil tüm özlük işleri bugün, kadrolarının bulunduğu kurum tarafından yapılmıştır. Yapılan bu düzenlemeyle birlikte, üniversitelerde birlikte kullanılan sağlık tesislerinde görev yapan personelin disipline aykırı tüm işlemleri bundan böyle kadrosunun bulunduğu kurum yerine sözleşmeli olarak görev yapmakta olduğu kurumların başhekimleri tarafından yapılacaktır. Böylece düzenleme kapsamında personelin disipline edilmesi ve daha iyi bir hizmet sunumu amaçlanmaktadır, diyor madde. Tabii, bizim bu maddeye diyebileceğimiz herhangi bir şey yok ama söz de üniversitelerden açılmışken şunu ifade edebiliriz. Özellikle son dönemlerde üniversitelere yapılan rektör atamalarını hepiniz biliyorsunuz. Bazı üniversitelere, milletvekilleri dâhil, AK PARTİ'de görev yapan bürokratların da atandığını biliyoruz. Hiç olmazsa eskiden üniversitelere rektörler bir şekilde seçiliyordu, bir anlam ifade ediyordu. Ondan da ötesi bugün üniversitelerimiz maalesef işsizlik üreten -genç işsizlikle- işsiz üreten fabrikalara dönüştü. Özellikle gençlerimiz arasındaki işsizlik oranına baktığımızda bugün neredeyse her 3 gençten 1'i işsiz. Biz istiyoruz ki üniversitelerimiz bilim yuvası olsun, yaptıkları çalışmalarla hiç olmazsa dünya literatüründe yerini alsın. Yani bugün dünyadaki 500 üniversite arasında maalesef Türkiye'den bir elin parmaklarını geçmeyen üniversiteler var. Hatta öyle üniversite rektörleri var ki zaman zaman siz de izliyorsunuzdur televizyonlarda. Şahsen ben bir üniversite rektörü görüyorum, sanki kadrolu uzman; bütün programlarda, bütün bu tartışma programlarında her seferinde baş köşede oturuyor. Her konuda uzman. Askerî mesele var, uzman. Siyasi mesele var, uzman. FETÖ konusu var, uzman. Şahsen ben o arkadaşın adına utanıyorum. İşte bilmiyorum hangi üniversitenin rektörü. Ayıptır, günahtır; madem bir üniversiteden maaş alıyorsunuz, gidin üniversitenin hakkını verin. O üniversitenin başarılarıyla biz övünelim "O rektörümüz, işte şu kadar yayını var, bu kadar makalesi var, şu kadar öğrenci yetiştirdi. Bu yetiştirdiği öğrenciler de işte şu şu şu konularda imza attılar." densin, biz de mutlu olalım.

Tabii, bunun yanı sıra bugün üniversitelerin de ödemeleri var. Hepinize geliyordur, sadece muhalefete geldiğini zannetmiyorum. Özellikle Samsun'da bu medikal sektör çok gelişmiş seviyede, bugün dünyanın belli yerlerinde -işte Almanya'da, Hindistan'da- buna paralel Türkiye'de de Samsun'da. Hatta medikalcilerin sanayisi var, kendilerine özgü bir sanayi siteleri de var. Ama hepsinin derdi şu, diyorlar ki: "İki senedir üniversitelere gönderdiğimiz medikal aletlerin parasını alamıyoruz." O da bir tarafa aradan on altı ay geçmiş, on sekiz ay geçmiş devlet gelip diyor ki: "İşte bundan ilaç olursa bilmem şu kadar indirim yap, medikal olursa bu kadar alacağından vazgeç, biz de bunları belli bir takvim çerçevesinde ödeyelim."

Arkadaşlar, ticaretin hiçbir kademesinde böyle bir yöntem yok, böyle bir yol yok. Hakikaten Samsun bundan çok ciddi oranda etkileniyor, Samsun'daki medikalciler bunlarla ilgili çok ciddi... İş yerini kapatanlar var, mağazalarını kapatanlar var, üretimi durduranlar var. Zaten bir pandemi sürecinden geçiyoruz, bir sürü sıkıntıları var. Dolayısıyla devlet, sözünde durur, aldığı malın da bedelini öder. Böyle olması lazım. "Devlet" deyince bu işler akla gelir.

Keşke şu medikalcilere yaptığınız uygulamaları, şu köprüler, şu hava alanları, şu hasta garantili şehir hastaneleriyle ilgili onları da bir çağırsanız da... "Ya arkadaş, ülke zor günlerden geçiyor, zor zamanlardan geçiyor." diye nasıl onlara böyle bir bildirimde bulunduysanız, bunlara da bir bildirimde bulunun. Bunlara da deyin ki mesela: "Gelin, şu fiyatlarda biraz iskonto yapalım, siz de alacaklarınızdan vazgeçin." Madem devir fedakârlık yapma devri... Biz fedakârlığı maalesef hep dar gelirliden, çalışandan, böyle tırnaklarıyla üretenlerden istiyoruz ve de bekliyoruz. İşte bunun en bariz örneği de -bizden önce de yapılan konuşmalarda- dolaylı vergiler yüzde 70, direkt alınan vergiler yüzde 30 yani ha bire milletin sırtındasınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Toparlıyorum Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun.

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Hiç olmazsa, dediğimiz gibi, şu medikalcilere yaptığınız gibi... Bu mahşerin 5 atlısı var ya hani, dünyada maalesef ilk 10 firma içerisinde 5 tanesi Türk firmaları... Yani böyle bir şeye sizin aklınız yatıyor mu? Bugün Avrupa'nın ekonomik büyüklüğüne bakın ilk 10'un içerisinde 5 tane firma varsa artık bunda bir olumsuzluk olmadığını düşünmek insanın aklıyla alay etmektir diyorum, kanunun hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Tabii pandemi süreci. Ben de arkadaşımıza geçmiş olsun diyorum. İçinde bulunduğumuz şartlar gerçekten zor. Sayın Başkanım, bununla ilgili de hiç olmazsa çalışma sürelerini, çalışma zamanlarını ayarlayabilirseniz... Benim bildiğim en az 15-20 arkadaşımız şu an hastanede. Şahsen bizim partimizden -bu arada geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum- Hayrettin Nuhoğlu şu an tedavi görüyor, yine Erzurum Milletvekilimiz Naci Cinisli Bey şu an tedavi görüyor. Tahmin ediyorum diğer siyasi partilerde de arkadaşlarımız vardır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Bunun da dikkate alınmasını sizlerden rica ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)