| Konu: | İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 14 |
| Tarih: | 10.11.2020 |
AYLİN CESUR (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Büyük Atatürk'ün ebediyete intikalinin 82'nci yılı bugün. Ben bir Türk kadını olarak, bir Türk hekimi olarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir bireyi olarak, bir ferdi olarak kendisine şükran ve minnet borçluyum ve rahmetle anıyorum. İhtiramla aziz hatırası önünde eğiliyorum.
Evet 27'nci maddeyle hâlihazırda yanlış bulduğumuz Millî Eğitim Bakanlığı'nda bilgisayar ve donanımların, bunlar için yazılım ve hizmetlerin bedelsiz teslimleri ve bu bağışı yapacak olanlara katma değer vergisinden muafiyetin 2023'e uzatılmasını istiyorsunuz. Dolaylı olarak, bağışçıyla ticari ilişkiye giren yazılımcıya da KDV muafiyeti uygulamasının önünü açıyor bu. Hangi bilgisayar ve donanım için bu alışverişin gerçekleştiğinin tespiti ve takibi mümkün olmadığına göre bağışı yapılacak bilgisayarlar için alınmış gözüken yazılımlar başka cihazlarda kullanılabilir yani yine suistimale açık bir yasa daha.
Şimdi, eğitimde teknoloji kullanımını artırmak istiyorsanız eğer, denetimsizlikten vazgeçmelisiniz arkadaşlar. Çok daha kolay ve doğrudan politikalar yapmak mümkün. Biz sürekli söylüyoruz, güçlü bir Türkiye için ihtiyaç duyduğumuz her şeye sahibiz. Ancak, sahip olduklarımız ve 82 milyonun alın teri ve vergileriyle ortaya çıkan bu güç, maalesef ki Türkiye'nin gerçek ihtiyaçları için yıllardır kullanılmıyor.
Şimdi, israf ekonomisi yerine doğru bir kaynak yönetimiyle bütün vatandaşlarımızın sorunlarını çözeriz biz. Nasıl mı? Hemen saymaya başlayalım: "Yap-işlet-devret kapsamında yapılan köprü ve otoyol geçiş garantilerine yalnızca 2019 yılı için vatandaşın cebinden kuruş çıkmayacak." denilerek 2020 yılı bütçesinden ayrılan 7,8 milyar lirayı eğer oraya vermeseydiniz bakın neler olurdu: 50.278 mahalle ve köy muhtarımız var, her birine 155.137'şer lira yıllık bütçe verilebilirdi. KYK borçlarını ödeyemediği için hakkında icra takibi başlatılan 280 bin öğrencimiz var, 7 milyar liralık bütün borçları silinebilirdi. Kısa çalışma ödeneğinden faydalanan ve sayıları aydan aya 1 milyon ila 3 milyon arasında değişen vatandaşımıza nisandan ekim ayına kadarki her maaşlarına ilaveten 537 lira daha verilebilirdi. Şehir hastaneleri için bugüne kadar "Hastanın da garantisi mi olur?" demeden ödenen 18 milyarla, "12 milyon öğrencinin yüzde 49,8'i EBA'ya erişim sorunu yaşıyor." dediniz ya hani, işte o 6 milyon öğrenciye birer bilgisayar ve bir yıllık sınırsız internet verilebilirdi. 1 milyon 791 bin esnaf ve sanatkârımıza geri ödemesiz olarak 10.050 lira destek sunulabilirdi. Coronavirüse karşı fedakârca mücadele eden 1 milyon 61 bin sağlık çalışanının her birine 16.965 lira ek ödeme yapılabilirdi. Evet, bir tane daha örnek: 2021-2023 arasında bütçeden köprü ve otoyollar için çıkması öngörülen 48 milyar lira garantiler yerine, önümüzdeki üç yıl boyunca -altını çiziyorum, üç yıl boyunca- asgari ücretin altında maaş alan 4 milyon 179 bin emeklimize aylık 319 lira daha destekte bulunulabilirdi. 13 milyon 856 bin işçimize üç yıl boyunca yıllık 1.154 lira ikramiye verilebilirdi. 240 milyon dönüm ekili alanımızı işleten 586.144 çiftçimize işledikleri dönüm başına 10 litre mazot verilebilirdi üç yıl boyunca.
Evet, bir örnek daha vereyim: 2021-2023 arasında bütçeden şehir hastanelerine hasta garantileri için çıkması öngörülen 60 milyar lirayla, yine önümüzdeki üç yıl boyunca son olarak 4 milyon 207 bin olarak açıkladığınız işsizlerimize üç ayda bir olmak üzere 1.188 lira destek verilebilirdi veya bunun yerine 717.166 işsizimize asgari ücretle istihdam sağlanabilirdi. Açlık sınırı altında yaşayan 4 milyon 125 bin hane için üç yıl boyunca aylık 404 lira gıda yardımı yapılabilirdi. Emeklilikte yaşa takılanların (EYT) ve şartın kaldırılması durumunda hemen emekli olabilecek 1 milyon 142 bin vatandaşımızın sosyal güvenlik sistemine vereceği yük karşılanabilirdi.
Evet, bir örnek daha; 2012'den beri ülkemizdeki Suriyeliler için kendi kaynaklarımızdan harcanan 47,8 milyar dolarla 2012'den beri verilen 228 milyar 789 milyon liralık sosyal güvenlik sistemi açığı kapatılabilirdi. Edirne'den Kars'a, Antalya'dan Trabzon'a uzanacak hızlı tren hatları yapılabilirdi. Kamu-özel iş birliği kapsamında yapılan bütün bu projeler -hiçbir garantisi olmadan- vatandaşımızın ucuz bir şekilde yararlanabileceği, faydalanacağı fiyatlar sunularak rahatlıkla devlet tarafından yapılabilirdi ve dolarla olan bu garantiler 2023'ten sonra da devam edecek değerli arkadaşlar. Üstelik hâlâ daha Kanal İstanbul gibi bütün bu israfların zirvesi olacak projelerle vatandaşımızın huzurundasınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
AYLİN CESUR (Devamla) - Geleceğimizi işte böyle ipotek altına aldınız. Müteahhitlere ve Suriyelilere destek işte böyle vatandaşımıza, ülkenin gerçek sorunlarını çözmeye tercih edildi. Coronavirüs döneminde bu garantileri yüklenmemiş olsaydık, hazinemizden bu kadar para çıkmamış olsaydı ne esnafımız ne çiftçimiz ne işsizimiz ne öğrencimiz ne emeklimiz ne sağlık çalışanımız hiçbirimiz, hiç kimse bu durumda olmazdı. İşte böyle mağdur edildiler hepsi.
İşte bütçe dediğiniz böyle değil, böyle yapılır arkadaşlar. Hesap böyle yapılır. Sizden sonra ne olacak biliyor musunuz? Bu millet işte bir daha böyle israf görmeyecek. Bunlar son israf bütçeleridir. Bizimle beraber Türkiye tarihindeki israf bütçeleri dönemi de inşallah kapanacak, gelecek nesiller israfın getirdiği borçlara esir edilmeyecek. Bu dönem tarihte yerini ikinci Lale Devri olarak alacak, bu millet ilk seçimde zincirlerinden kurtulacak; yeniden yoksulluktan, kaygıdan, adaletsizlikten kurtuluşunun tarihini yazacak.
Büyük Atatürk'ün vefatının 82'nci yılında bunları söylemek bu kürsüden bana düşerdi.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)