| Konu: | İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 13 |
| Tarih: | 05.11.2020 |
HASAN SUBAŞI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
239 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 14'üncü maddesiyle ilgili, partim adına konuşmak için söz almış bulunuyorum. Teklifin gerekçesi, salgın nedeniyle ekonomik sorunlar yaşayan insanımızın ödemekte zorlandığı sigorta prim borçlarını, vergi ve çeşitli kamu borçlarını belli vadelerle taksitlendirip ödeme kolaylığı sağlamak. Aslında, işin doğrusu, hem ana para hem faizinin tahsil edilmesi hedeflenmiş.
Covid salgını yaşanırken milletimiz bir de deprem felaketiyle sarsılmıştır. Bu vesileyle, 114 can kaybımız için Allah'tan rahmet ve yakınlarına sabır diliyorum. Yine, binden fazla yaralımız için acil şifa dileklerimi sunuyorum. Milletimizin başı sağ olsun.
Yasa teklifiyle devlet, pandemi sürecinde yeterli desteği veremediği yurttaşından "Alacağımı nasıl tahsil ederim?" kaygısına düşmüştür; torbaya, dışarıdan gelecek parayı aklamak için madde koymayı unutmamıştır. Yine, 25 yaş altı ve 50 yaş üzerinde kıdem tazminatı, sendikaların feryadına rağmen yok edilmiştir. "Evime ekmek götüremiyorum." feryatları arasında bu yasa kime nasıl çare olur, nasıl tahsil edilir bilemiyorum ama emin olduğum şudur ki alacakların tahsili için daha çok yasa teklifleri Meclise gelecektir. En doğrusu, ana borcun kısmen tahsilatı koşuluyla borcu tasfiye etmekti.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi son yıllarda birkaç kez depremle karşılaştı. Bunlardan birisi, Elâzığ depremi. O günlerde Meclise getirilen deprem araştırma önergelerimiz reddedilirken Kanal İstanbul yapımına ilişkin kanun teklifi, itirazlarımıza rağmen, günlerce Meclisi meşgul etmişti.
Yine, Ahlat'a Cumhurbaşkanlığı sarayı yapılmasına ilişkin kanun teklifi, mahkeme kararlarına rağmen kanunlaştı ama deprem için hiçbir tedbir alınmadı. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, bu kez, yine bir depremle karşılaşmış bulunuyor: İzmir depremi.
Deprem alanında gördüğümüz tablo şudur: Maalesef 114 yurttaşımızı kaybettik, binin üzerinde insanımız yaralı ve binlerce vatandaşımız barınaksız kaldı. Buna karşılık, halkın dayanışması inanılmaz boyutta. Yurttaşlarımız, belediyelerle birlikte seferber olmuş, arama kurtarma ekiplerine yardımcı olmak için büyük çaba içindeydiler. Halk örgütlenmiş, sivil arama kurtarma ekipleri enkazların başında gece gündüz demeden can kurtarıyordu. Sağlıkçılarımız aylardır nöbette ve görevinin başında.
Hükûmet ise "Devlet nerede? Deprem vergileri nerede?" diyenlere hakaret ediyor; "İşsizlik Fonu neden işçiye değil de işverene destek fonuna dönüştü?" diyenlere "Size hesap mı vereceğiz?" diyor. Bunca deprem riskine rağmen imar affı çıkarılıyor, imar yasaları değiştiriliyor, ihale yasaları değiştiriliyor ama hâlâ deprem fay hatlarının ve riskli binaların planlaması yapılmış değil. Deprem master planı yok. Kentsel dönüşüm için belediyelerle iş birliği sağlanmıyor, bir türlü yol alınamıyor.
Sürekli düşman aramaya gerek yok. Savaşmamız gereken düşman fukaralıktır, yoksulluktur, eğitimsizliktir, risklerle yaşamaktır, sorumsuzluktur. Türkiye'nin sorunlarını çözmek için ortak sorumluluğa ihtiyaç vardır. İmar afları yerine, "Müteahhitlere büyük paralarla büyük yatırımlar yaptırıyoruz." adı altında, popülist ve oy devşirmeye dönük pahalı yatırımlardan vazgeçmeliyiz, insanımızın sağlıklı barınma hakkına, insanca yaşama hakkına dönük yatırımlar için çabalamalıyız. Barınma hakkının temel bir insan hakkı olduğu unutulmamalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.
HASAN SUBAŞI (Devamla) - On sekiz yıldır sadece fukaralık arttı, işsizlik arttı. Türk parası 2020 yılında dünyada en çok değer kaybeden para birimi oldu; yüzde 30,14.
Depremlerde en çok kayıp veren ülkeyiz. İzmir depremi 6,6; aynı deprem Yunanistan'da da oldu, çöken bina yok, ölü yok, bizde 114 kayıp. 2020 yılında Jamaika'da 7,7 büyüklüğünde deprem, sıfır kayıp. Rusya'da 7 ve 7,5 büyüklüğünde depremler, sıfır kayıp. Endonezya'da 6,9 büyüklüğü, sıfır kayıp. Papua Yeni Gine'de 7 büyüklüğünde deprem, 1 can kaybı. Şili'de 6,8, sıfır can kaybı.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, sizin on sekiz yılınızın en kötü dönemidir. Türkiye'nin ancak ortak sorumlulukla çözülebilecek ağır sorunlarını yüklenecek, hesap veren, sorumluluk sahibi bir hükûmet iş başına geçmez ise yaşadığımız sorunların altında kalırız.
Saygılarımla. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)