GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:8
Tarih:21.10.2020

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 221 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 12'nci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Yurt içinde üretilen tütün mamullerinde yerli tütün kullanım oranının artırılmasıyla yeni bir düzenlemeyi görüşüyoruz. Bu düzenlemeye göre Türkiye'de üretilen tütün mamullerinin kullanım oranlarının artırılması öngörülüyor. Bu durum, kuşkusuz yerli üreticimizin desteklenmesi bakımından oldukça önemlidir. Bu teklife göre, yüzde 30'luk yerli tütün kullanım zorunluluğu 2022 yılından itibaren başlamak üzere kademeli olarak uygulanacaktır. Buradaki esas sorun da kademelerin uzun zamana yayılmasıdır. Madem yerli tütünü destekleyeceğiz, o zaman bu kademeyi yaklaşık beş yıl gibi bir zamana yaymak doğru değildir.

2022 yılından itibaren başlayacak olan kademeler 2025'e kadar sürecek ve yüzde 30'ları bulacak. Bu zamanlamayı üç yıl gibi bir süreye yaydığımız takdirde de tütün üreticilerimizin zarara uğramasına engel olacak düzenlemeleri de yanında getirmemiz lazım. Konunun uzmanları ve teknik elemanlara göre, zaten üç yıl içinde tedarik konusunda bir sıkıntı yaşanmayacağı da açıkça ifade edilmektedir. Dolayısıyla, üreticinin aleyhine olarak uzatmaya gerek yoktur. Düzenlemede yer alan Cumhurbaşkanının yerli tütün kullanımını yüzde 45'e kadar artırma yetkisiyle yüzde 15'e kadar indirme yetkisi tamamen birbiriyle çelişmektedir. Neden artırma uygulaması yapılırken bir de o kadar indirme politikası öngörülüyor? Bu maddede, yüzde 15'e kadar indirme yetkisinin çıkarılması gerekmektedir.

Diğer yandan, yerli tütün kullanım oranına uymayan fabrikalar için düzenlenmiş bulunan cezalar caydırıcı değildir. Yine, buradan sormak istiyoruz, 2022 yılı yerine 2021 yılında başlatsanız bir sıkıntı mı olur? Yüzde 30'u yüzde 50'ye çıkarsanız ve Cumhurbaşkanımıza yüzde 75'e kadar çıkarma yetkisi verseniz bir zarara mı uğrarız? Bunları bu şekilde düzenlemek için elinizi tutan biri mi var, kaleminizi tutan biri mi var? Ama bunları yapmıyorsunuz çünkü bu işte samimi değilsiniz.

Ülkemizde, sözleşmeli olarak üretilen tütünün yüzde 12'si iç piyasada üretim yapan fabrikalar tarafından kullanılmaktadır, yüzde 88'i ise her yıl ihraç ediliyor. Tütün, üzüm, fındık gibi ihraç rekortmeni olan tarımsal bir ürünümüzdür. Dolayısıyla, bu üretimi yapan tütün üreticisi de tarımsal desteklemelerden faydalanmalıdır. Tarım ve Orman Bakanlığı destek verdiği tarım ürünlerini havza bazlı olarak oluşturmaktadır. Tütünün de aynı şekilde havza bazlı desteklemelerin desteklenen ürünler grubuna, içine alınması lazım. Yaklaşık yüzde 90'ını ihraç ettiğimiz tütün neden havzaya alınmıyor? Neden gerekli destek sağlanmıyor? Özellikle bölgesel olarak düşünürsek Ege, Karadeniz Bölgeleri, Adıyaman'ın bir kısmı ve Hatay havzaya alınmalı ve destek sağlanmalıdır.

Değerli milletvekilleri, bununla birlikte, tütün üretimi sözleşmeli olarak yapılmaktadır. Ancak bu sözleşmede üreticiye avans ödeme yükümlülüğü yoktur. Tütün üreticilerinin, finansal olarak zorluk yaşamaması için avans ödemelerinin de sözleşme maddesine eklenmesi gerekmektedir. Bu yıl pandemi nedeniyle tarımla uğraşan birçok üreticimiz büyük zorluklar yaşadı. Tütün üreticilerimiz ödenmeyen avanslarla mağdur olmuştur. Bir daha bu gibi mağduriyetlerin yaşanmaması adına, avans ödemelerinin sözleşmede yer alması son derece önemlidir. Bilindiği gibi, tütün üreticisi tüm tarımsal faaliyet ürünleri içinde en düşük gelire sahip olan gruptur. Ülkemiz ekonomisine büyük katkı sağlayan tütün üreticilerimize gereken destekler sağlanmalıdır. Burada Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Sayın Şemsi Bayraktar'ın bir sözüyle konuşmamı aslında sonlandırmak istiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) - Bir dakika alabilir miyim?

BAŞKAN - Buyurunuz.

FAHRETTİN YOKUŞ (Devamla) - Sayın Bayraktar diyor ki: "2002 yılında 405 bin olan tütün üreticisi çiftçi sayısı, 2019 yılında 50 bin çiftçiye düştü. 2019 yılında, Türkiye olarak başka ülkelerin tütün üreticisi çiftçilerine 291 milyon dolar kazandırdık." Yani şunu demeye çalışıyor: Kendi tütünümüzü, kendi üreticimizi unuttuk ve gittik yabandan tütün aldık, 291 milyon dolar harcadık. Hani, diyorsunuz ya "Biz, yerliyiz, millîyiz." Allah aşkına, bu koskoca yalanı sürekli söylüyorsunuz. Nereniz yerli, nereniz millî? Eğer yerli ve millî olsanız 291 milyon dolarlık tütün ithal etmeyiz, o para Türk çiftçisinin olurdu, diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)