| Konu: | İstanbul Milletvekili Zeynel Emre'nin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 8 |
| Tarih: | 21.10.2020 |
ÖZLEM ZENGİN (Tokat)- Sayın Başkanım, Sayın Emre'yi ben dinledim; burada arka taraftaydım, kusura bakmayın, yerimde değildim. Şimdi iki şey ifade etmek istiyorum; konuşmasında tabii ki itiraz ettiğim çok nokta var ama önemsediğim şeylerden bir tanesi: Diyor ki "Sizinle hemfikir olsaydı bunlar başlarına gelecek miydi?" Şimdi bu sorunun cevabı elbette ki "Hayır." Yani böyle bir şey olabilir mi, ne demek? Diyorsunuz ki "Sizinle farklı düşündüğü için başına bunlar geliyor." Bunu söylemeniz bile inanılmaz yaralayıcı yani bu, Türkiye'ye dair müthiş ümit kırıcı bir şey. Buradaki mesele, kimin yanında durduğu meselesi değil; sebep çok belli: Türkiye'de herhâlde kabul ettiğiniz bir şey var -CHP'nin kabul ettiğini düşünüyorum- terör diye bir hadise var. Bütün mesele, hangi görüşte olursa olsun, hangi partide olursa olsun, ister genel başkan ister milletvekili ister yoldan geçen vatandaş terörle yan yana mı, değil mi? Bunun iki yöntemi var: Ya aktif terörün içerisinde oluyorlar veyahut da terörün zemin bulmasına, propaganda yapmasına imkân veren tavırlar, davranışlar oluyor. O yüzden buradaki mesele, hangi partide olduğumuz hangi fikirde olduğumuz değil; asıl mesele, terörle birliktelik var mı, yok mu? Bunun cevabıyla alakalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Şimdi, Sayın Emre'nin konuşmasını dinliyorum, sanki bir araştırma önergesinden bahsetmiyoruz da siz her şeyi araştırmışsınız, kararlarınızı vermişsiniz, Meclisi teyit makamı gibi algılıyorsunuz. Her konudaki kararınız zaten belli, siz herhangi bir fikre zinhar açık değilsiniz yani. Eğer hakikaten samimi soru soruyorsanız, samimi soruların cevabı yoktur, boşluktadır; sizin sorduğunuz o suallerin hepsinin cevabı sizin kafanızda var. Meclis, sizin kafanızda var olan soruların, cevap formundaki soruların bir şekilde teyit edildiği bir yer değil ki. Burada işleyişin nasıl olduğunu biliyorsunuz yani bunu şimdi kamuoyuna anlatırken de biz bunu istemiyoruz gibi... Niye biz bunu istemeyelim? O hâlde niçin bir sürü yargı süreci var? Bu yargı süreçlerini biz bizatihi niye takip ediyoruz?
Şimdi, mesela yargıyla ilgili ithamlarınız var; bakıyorum şimdi ileriki günlerde 15. Ağır Ceza Mahkemesi sizin lehinize bir karar verse ne cevap vereceksiniz ben de onu merak ediyorum. O zaman da "O yandaş, bu böyle." mi diyeceksiniz? Siz de ben de hukukçuyuz, bu işleri gayet iyi biliyoruz.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Kanunsuz bir karar verdiler, kanunsuz.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Ben açık söyleyeyim: Yargıya ait bir yükü de siyasetin taşımasını doğru bulmuyorum, yargı kendi işini yapar.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Ya kanunsuz bir karar, kanunsuz, Anayasa'ya aykırı.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Efendim, siz hukukçu değilsiniz bildiğim kadarıyla.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Sonuç olarak, yargı işini yapsın...
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Milletvekiliyim.
ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Evet ama bana bu konuda lütfen laf atmayın, ben muhatabıma söylüyorum.
Velhasılıkelam -Zeynel Bey her konuda buna cevap verebilecek durumda- yargı işini yapsın ve doğru yapsın, siyasetin yükünü artırmasın; biz de kendi işimizi yapalım. Burada da işin nasıl yapıldığını gayet iyi biliyoruz.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)