GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İstanbul Milletvekili Markar Eseyan'ın vefatı nedeniyle her gruptan yapılan konuşmalara teşekkür ettiğine, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı seçilen Ersin Tatar'ı tebrik ettiğine, vefatının 17'nci yılında Aliya İzzetbegoviç'i rahmetle yâd ettiğine, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop'un Azerbaycan Parlamentosunda bir konuşma yapmasını ve Gence şehrine gitmesini anlamlı bulduğuna, bu ziyarete İYİ PARTİ, MHP ve CHP'den yapılan üst düzeyde katılımlardan dolayı teşekkür ettiğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:4
Birleşim:7
Tarih:20.10.2020

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; sizleri saygıyla selamlıyorum. Hayırlı bir hafta olmasını temenni ediyorum.

Öncelikle çok değerli arkadaşımız Markar Eseyan 25, 26, 27'nci dönemde milletvekilliğini yapmış arkadaşımız, dostumuz vefat etti. Bu sebeple her bir gruptaki arkadaşımızın konuşmalarına, yanımıza gelerek taziyelerini belirten tüm milletvekili arkadaşlarımıza hassaten teşekkür ediyorum.

Markar kardeşimle ilgili olarak tabii biz eski bir hukukumuz var, tanışıyoruz. 25'inci Dönemde birlikte ilk defa milletvekili seçildik. Şu sıralarda yan yana oturarak yemin etmeyi beklediğimizi hatırlıyorum. Hastalığı süreci, gerçekten ağır bir hastalık döneminden geçti ve vefat ettiği şu günlerde, bence bazen insanlar yaşarken hayatları bir mesaj ama vefatla beraber de başka bir anlam ifade ediyor, hayatın başka bir mesajı ortaya çıkıyor.

Şu günlerde Azerbaycan'da, Ermenistan'da böylesine bir savaş varken, Ermenistan'ın böylesine zulmü varken, bir insanın hayatının nasıl olması gerektiğine dair, bir Ermeni'nin hayatının nasıl olması gerektiğine dair, kendisinin, Türkiye'de yaşayan bir Ermeni'nin hayatının bizatihi kendisi aslında bir tarafıyla tanıklık ediyor. Bunun üzerinden geçmemiz, konuşmamız bana enteresan geldi.

Dün kitaplarını aldım, buraya getirdim, biraz da kendime kızdım, keşke dedim daha önce okumuş olsaydım kitaplarını. Okurken duygulandım, vakti olan arkadaşlarımızın da okumasını isterim. "Jerusalem"e baktım. Çok küçük yaşta yatılı okula gitmiş, hüzünlü bir çocuk gördüm. "Şimdinin Dar Odası" ödül almış bir roman. Yazılarını topladığı "İyi Şeyler" Mesela, bayramla alakalı bir yazsını okudum, anı defterimize oradan bir bölüm yazma ihtiyacı duydum. Dünyayı "Durduran" 60 gün orada da daha sonra darbeyle alakalı, demokrasiyle alakalı yazılarını derlediği bir kitap. Bir kitabı daha var, onu temin edemedim ve şunu gördüm: Bazı insanların hayatının rengi oluyor, bazı insanların hayatında bazı şeyler daha belirgin oluyor. Mesela, okuduklarımdan aklımda kalan kelime, "hüzün" kelimesi kaldı. Yani alttan alta devam eden bir hüznü okuduğumu fark ettim ve o hüzün galiba insana daha çok yazma, daha çok anlatma, daha çok kendi içinden bir şeyler söyleme ihtiyacını veriyor. Bu manada, Markar Esayan bence bütün yazılarında bugüne kadar hem kendi hikâyesini hem Türkiye'ye dair hayallerini, hatta dünyaya dair hayallerini anlattı. Siyaseti de bunun bir parçası olarak gördü. Yani kendi yaşadığı şekilde, kendi hayal ettiği Türkiye-dünya algısı için siyaseti bir vesile olarak gördü. Biz kendimizi şanslı addediyoruz, bizimle beraber olduğu için, siyaset yaptığı için. Kendisi Sivaslı aslında, dedesi Sivas'tan göç etmiş bir Ermeni, babası bir Ermeni, annesi Çerkez kadını.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyursunlar.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Böyle bakıldığı zaman, hayatını okurken, aslında, Türkiye'nin hayatında geriye dönük baktığımız zaman neler yaşadığımızı, nereden nereye geldiğimizi, onun hayatı üzerinden okumanın -bu sebeple vefatı itibarıyla- hepimiz için öğretici olduğu kanaatindeyim.

Tabii, cenazesi var Perşembe günü. Biz, milletvekilleri olarak orada olacağız. Biliyorum sizlerden de iştirak edenler olacaktır. Perşembe günü, saat 14.00'te, Meryem Ana Patrikhane Kilisesi'nde, Kumkapı'da olacak. Üzgünüz, ben de Allah'ın merhametiyle muamele etmesi için dua ediyorum, başsağlığı diliyorum, ailesine. Elbette Türkiye'ye başsağlığı diliyorum. İnşallah kitaplarıyla yaşamaya devam edecek. Bekâr bir insandı, evladı yoktu ama görüyorum, fikirler aslında bizim evlatlarımız. Fikirleriyle nişanlı olduğunu söylüyor Öznur Hanım. Fikirlerimiz, kitaplarımız, bıraktığımız şeyler bizim izlerimiz.

Bir de şunu belki ifade edebilirim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Sayın Başkanım...

BAŞKAN - Buyurunuz.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Galiba birbirimizi daha iyi tanımaya ihtiyacımız var diye düşünüyorum. İnsan olarak daha fazla tanımaya ihtiyacımız var. Yani buralarda evet, kavgalar yapıyoruz, tartışıyoruz -yapalım da zaten, yapalım- ama günün sonunda insanız, yani, her şey bizim için, ölüm de bizim için. O yüzden birbirimizi daha iyi tanıyalım ve birbirimize karşı olan muhabbetimizi artıralım diyorum. Yani söyleyeceğim şey budur.

Evet, buradan tabii ki, dünya akmaya devam ediyor. Ben de tebriklerimi iletiyorum, Ersin Tatar'a. 5'inci Cumhurbaşkanı Kıbrıs'ın, Allah muvaffak etsin. Kıbrıs bizim için çok önemli, 1974 bizim için bir milattır. Öyle baktığımız zaman Kıbrıs'ın iyiliği, bu manada Türkiye'nin iyiliği. Aslında kendimizden öte yani Kıbrıs'ın iyiliği -bir manada baktığımız da- onların iyiliği bizi iyi eden. Yani bize faydadan öte bir şeyden bahsediyorum. Kıbrıs iyi olduğunda, onlar iyi olduğunda biz ancak iyi olabiliriz. Evet, güvenlik meselesi vesair hepsi bunun bir parçası ama günün sonunda orada yaşayan insanımızın iyi olması bizim için nihai nokta diye düşünüyorum.

Aliye İzzetbegoviç, tabii ki, rahmetle yâd ettiğimiz..

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Rica ediyorum.

On yedi yıl önce vefat etti ama baktığınızda da onun bence en önemli simgesi iyi bir insan olmasıdır. İyi bir insan olduğunuzda yaptığınız her işin farklı bir tezahürü oluyor. Genç Müslümanlar Hareketinin öncülerinden, bu konuda hapis yatmış ve nihayetinde de kendi hikâyesiyle beraber tabii olarak bir topluluğa, kendi insanlarına da liderlik yaparak ülkesinin barışa çıkmasında, ulaşmasında fevkalade rol üstlenmiş önemli bir lider, onu da rahmetle yâd ediyorum.

Son olarak da, biliyorsunuz, Türkiye Büyük Millet Meclisi Meclis Başkanımız, partilerimizle çok önemli katılımlarda; onlara da hassaten teşekkür ediyorum, Azerbaycan'dalar. Sayın Başkanımız, orada, Mecliste bir konuşma yaptı ama en önemlisi Gence'ye gitti. Gence'ye gidişini çok anlamlı buluyorum. Orada sıcak bir çatışma var hâlâ ve oradan dünyaya bir mesaj vermek, dünyaya seslenmek, bu haksız savaşa, işgale tam bir yerinden "Dur." demek önemli diye düşünüyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Sayın Başkan, son bir cümle...

BAŞKAN - Buyurun.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Onların anlatımıyla ifade etmek gerekirse, Azerbaycan'ın başkenti Bakü ama fikrî başkenti Gence. Gence'nin vurulması bence ayrıca bir önem arz ediyor. Bu manada, Sayın Başkanımıza ve siyasi partilerden, İYİ PARTİ'den, MHP'den, CHP'den üst düzeyde katılarak oraya giden milletvekillerimize, gruplarımıza hassaten teşekkür ediyorum.

İyi çalışmalar diliyorum Sayın Başkanım.