GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ olarak görevlerinin taahhüt ettiklerini yerine getirmek olduğuna, Manisa Milletvekili Özgür Özel'in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine, muhalefet olmadan demokrasi olmayacağına ancak muhalefetin iktidarın attığı her adımın karşısında olmaması gerektiğine, Genel Kurulun 5'inci Birleşiminde TBMM Başkanının beraberindeki Parlamento heyetiyle birlikte Azerbaycan'a resmî ziyarette bulunmasına ilişkin oylaması olmayan tezkerede yoklama talep edilmesi üzerine toplantı yeter sayısı bulunamadığından birleşime son verildiğine ve belli meselelerde beraber hareket etmeyi teklif ettiğine, 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü'ne, Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın ölümünün 12'nci yıl dönümüne ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:4
Birleşim:6
Tarih:15.10.2020

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkanım, sondan başlayayım da bu kadar heyecanlı olmaya gerek yok. Bir daha söylüyorum: Biraz sakin olmakta fayda var, daha mesainin başındayız...

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Millete hizmetten heyecan duyuyoruz kardeşim.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - ...daha birbirimizi anlarız. Az sonra geriliriz, kavga ederiz.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Biz iktidara gelelim, siz o zaman görün heyecanı.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - İşte, bu üslupla iktidara daha çok süre gelemezsiniz Sayın Başkan.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Göreceğiz bakalım.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sondan başlayayım: Bir defa, bizim AK PARTİ olarak taahhüt ettiğimiz ne varsa yapmak en büyük onurumuz; eksiğimiz varsa, geciktirdiğimiz varsa bunları zamanla yapmak da görevimiz.

Dediği konular başta olmak üzere, hepsini inşallah seçim de olmayacak olan şu uzun dönemde yapmayı hedefliyoruz Sayın Başkanım. (CHP sıralarından gürültüler)

Ama bu doğru değil yani, bir susacaksın, dinleyeceksin.

Özgür Bey, müdahale edin arkadaşlarımıza.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Haklısınız, sustuk...

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkanım, az önce Özgür Bey, ifade ettiği kanun gelmiş de konuşmalar yapılırken "Strateji Başkanı talimat gelmiş, demiş de..." gibi her toplantıda ifade ettiğini tekrar dile getirdi.

Bakınız, Özgür Bey bilmiyor olabilir, Türkiye'de sistem değişti. Sistem değişikliğinden sonra teklif hazırlarken partili cumhurbaşkanlığından da dolayı Cumhurbaşkanımızın ekibi, genel merkezimizin bu konudaki ilgilileri, Meclisteki grubumuz ve Cumhur İttifakı'mızın paydaşları oturup çalışıyoruz. Bu, yanlış değil. Siz kıskansanız da kabul etmeseniz de Cumhurbaşkanlığı sisteminin esası bu. Partili Cumhurbaşkanıyla, ekibiyle partimizin beraber çalışmasında, paylaşmasında, öncelik meselelerini ortaya koymasında kızmak değil, gurur duymak gerekir diye düşünüyorum.

Ayrıca, Özgür Bey'in engellemekten büyük keyif aldığını zannettiği söz konusu kanun, aslında, toplumun ihtiyaç ve beklentilerinin daha etkin bir şekilde bütçede yer almasını sağlayan, bütçenin daha sade, anlaşılır ve değerlendirilebilir olmasını sağlayan, girdilerden ziyade çıkışı, sonuç odaklı olmayı sağlayan teknik bir mesele. Buna ilişkin OECD'nin, Dünya Bankasının çok sayıda teklifi ve teşviki var. O yüzden bu bütçe gelişmiş ülkelerin bütçe hazırlama tekniklerinden bir tanesi. Kızmak değil, sakin bakıldığında aslında -bu işi bilenlerin incelemesinden- keyif alacağı bir kanun teklifi.

Sayın Başkan, Özgür Bey sataşacağımdan bahsetti. Sataşmazsak arkadaşımızı mahcup etmiş oluruz, hiç mahcup etmeyelim.

BAŞKAN - Buyurun, buyurun.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bakınız, muhalefet demokrasinin en kıymetli tarafıdır Sayın Başkanım. Muhalefet olmadan iktidarın da kıymeti olmaz, muhalefet olmadan demokrasi olmaz. Ancak muhalefet iktidarın attığı her adımın karşısında olmamalıdır Sayın Başkan. Muhalefetliğin düşmanlık olmaması lazım Sayın Başkan. Muhalefet iktidara "Hayır." derken, devlete, millî meselelere "Hayır." demek anlamına gelmemesi lazım Sayın Başkan.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

BÜLENT TURAN (Devamla) - Dün Mecliste Azerbaycan tezkeresi okunuyor. Oylama bile değil, bilgiye sunuş. Nedir tezkere? Bakınız, diyor ki...

Dün, CHP'nin ve üzülerek söylüyorum, İYİ PARTİ'nin de katılmadığı, yoklamaya girmediği ve bu yüzden Meclisin kapandığı bu yoklamadan sonraki tezkere şu: "Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Profesör Doktor Mustafa Şentop'un beraberindeki Parlamento heyetiyle Azerbaycan Cumhuriyeti Millî Meclis Başkanı Sayın Sahibe Gafarova'nın vaki davetine icabetle" diye devam ediyor. Yani daveti yapan Azerbaycan Meclis Başkanı, "Ben giderim Meclis uygun görürse." diyen bizim Meclis Başkanımız. Bugün gidecekler, salı günü Azerbaycan Meclisinde Türkiye Meclis Başkanı konuşma yapacak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bu heyette her partiden de birer kişi var ama maalesef teamüllere aykırı, usullere aykırı bir şekilde, oylaması bile olmayan tezkerede yoklama isteyerek ve maalesef bazı partilerin girmemesinden dolayı, MHP ile AK PARTİ'nin oyu da o an için yeterli olmadığından dolayı Meclis kapandı.

Bakınız, değerli arkadaşlar, "Neden yok?" diyebilirsiniz. Ben söyleyeyim, bütün vekillerimizin nerede olduğunun evrakı tek tek bende, hepsi bende. Çevre Komisyonu var, çalışıyor çünkü biz, "CHP, iktidara kötülük yaparken Azerbaycan'a yapmaz." diye düşünüyoruz çünkü biz, yoklamaları takip ediyoruz ama "Oylaması olmayan bir tezkerede, hele ki Azerbaycan Meclis Başkanının davetinin söz konusu olduğu tezkerede yoklama istenmez." diye düşünüyoruz; isterlerse de "İYİ PARTİ de destek olur." diye düşünüyoruz, "CHP'nin en azından bir kısmı destek olur." diye düşünüyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Dün, 190 vekilimiz "Evet." dedi, 10 eksiğimiz oldu ama bir daha söylüyorum, 10 eksiğimizin hepsi ya komisyonda ya genel merkezde ya da illerinin sorunları için bakanlıklarda toplantılarda çünkü muhalefet yaparken Azerbaycan tezkeresine "Hayır." deneceği, yoklama yapılacağı hiçbirisinin aklına gelmez, biz muhalefeti böyle bilmeyiz.

Bugün, istirham ediyorum, lütfen bir daha isteyin, bir daha yoklama isteyin, hangi parti Azerbaycan davetinin neresinde hep beraber bir daha görelim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Usulen imza attığınız, beraber imza attığımız o bildirinin hatırı için insan bunu yapmaz, Azerbaycan Meclis Başkanının davetinin hatırı için insan bunu yapmaz; bu yakışmadı Özgür Bey, bu yakışmadı arkadaşlar.

O yüzden diyorum ki: Muhalefet demek düşmanlık demek değildir, muhalefet demek Azerbaycan'a "Hayır." demek değildir. (CHP sıralarından "Neredeydiniz?" sesleri)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Turan.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, ayrıca bir şey daha söylemek isterim: Arkadan fısıltılar geliyor "Neredeydiniz, neredeydiniz?" Biz buradayız; komisyonu biz çalıştırıyoruz, Meclisi biz çalıştırıyoruz, her türlü görevde varız. Ama sadece bakın, yine 20-25 vekille Meclisi kilitlemek...

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Yuh artık!

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Özgür Bey, bir daha söyler misiniz o ifadeyi, bir daha söyler misiniz?

BAŞKAN - Sayın Turan...

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Özgür Bey'in söylediğini buradan söyleyemem, özüne davet ediyorum.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Yuh dedim, yuh!

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bu, ayıp; bu, terbiyesizlik; bu, yakışmaz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bir Grup Başkan Vekiline, bir iktidar alternatifi olan partiye yakışmaz.

Sayın Başkan, burada az sayıda vekile nöbet verip de "300 vekil niye yok?" diye bağırmak makul değil. Ama diyorum ki az sonra kanun görüşmeleri var, sonuna kadar direnin, yoklama isteyin, önerge verin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Ama iktidarlar değişir, hûkümetler değişir. Azerbaycan tarzı gündemlerde, ortak meselelerimizde -tırnak içerisinde- "çocukça yaklaşımlarla gol atmak, yoklama istemek" bu Meclis çalışması değil. Dün sizin de ulusalcı, milliyetçi, devletçi vekillerinizin rahatsızlığını ben duydum, konuştum. Orada yoklama olmaz, ayıptır ya! Ayıptır arkadaşlar! (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bir daha söylüyorum: Dünkü yoklama bugün olsaydı ve bugün Meclis kapansaydı İç Tüzük gereği salı gününe kalıyoruz. Yani Azerbaycan Meclis Başkanının davetine CHP'nin öncülüğünde kocaman bir ülkenin Meclisi "Hayır" demiş olacak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Son sözlerinizi alabilir miyim Sayın Turan.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, bu tarzın CHP'ye faydası var mı, ülkeye faydası var mı? Faydası olsa on sekiz yıldan beri dön sağa 25, dön sola 25 olmazdı zaten.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Hadi seçime gidelim, seçime!

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - O yüzden diyorum ki makul olmayı, sakin olmayı, ülkenin bazı meselelerinde iktidarlarla, MHP'yle, Cumhur İttifakı'yla olmayı kötü görmeyin, yanlış görmeyin. Bunlar yanlış şeyler değil.

Değerli arkadaşlar, ümit ediyorum, bugün, daha soğuk akılla, sakin bir yaklaşımla -muhalefetimiz başımızın tacı- eleştirin, itiraz edin ama belli meselelerde beraber hareket etmeyi, şık olanı yapmayı, kendinize yakışanı yapmayı teklif ediyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Turan.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, aynı zamanda bugün, biliyorsunuz, Dünya Kadın Çiftçiler Günü. Ben uzattığım için çok kısa söyleyeceğim: Tüm kadın çiftçilerimizi yürekten kutluyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Evet, son cümleniz.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Yine aynı şekilde bugün, usta şair Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın ölümünün 12'nci yıl dönümü; rahmetle anıyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)