| Konu: | İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 118 |
| Tarih: | 28.07.2020 |
AYLİN CESUR (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iyi sabahlar dilerim.
Bir hafta önce Netflix'te yaşanan ve Türkiye'nin milyonlarca lira dizi ihracatı gelirini çöpe attığı, yüzlerce sektör çalışanının işsiz kaldığı RTÜK-Netflix tartışmasının ardından iktidarınız ve küçük ortağınızın hedefinde bu defa dünyada milyarlarca kullanıcıya sahip Twitter, Facebook, Instagram gibi sosyal medya platformları var. Daha bu olayın kırkı çıkmadan önümüze bir kanun teklifi getirdiniz, "manidar" sizin deyişinizle.
En çok gençler kullanıyor bu platformları ve gençler korkusuz. Gençlerimiz cesur, gençlerimiz kararlı ve sabırlı. Seslendiler daha önce size: "İşsiziz." Duymadınız. "KYK borcumuz var." Duymadınız. "Atayacağız." dediniz, KPSS kazandılar, atamadınız. ODTÜ'de mezuniyette pankart açtı çocuklar, Dilan ve arkadaşları, içeri aldınız. "Rektörü biz yollarız." "İşe biz kimi istersek onu alırız." Bedelliye af mı? Uzaktan eğitim mi? "Iı." yaptınız ve gençler "Oy moy yok!" dediler. Bu defa duydunuz sandık, sanmışız çünkü duyup da onların sesini dinlemek ve çözüm üretmek yerine elinizde kalan son mermiyi de onları cezalandırmakta değerlendirdiniz.
Sayısal çoğunluğunuzla çözüm yasaları yapmak yerine, hak arayanların sesi baroları böldünüz. Ses edeceklere yeni kolluk yaratalım diye bekçileri getirdiniz. Şimdi de madem gençler "Oy moy yok." dediler "İntikamı acı olsun." diyerek bu yasayı sezon finali olarak koydunuz önümüze.
Komisyonda da söylemiştim, bu yasa, bir intikam yasasıdır; iktidarın Z kuşağına ulaşamadığının da aslında bir kanıtıdır. 21'inci yüzyılda dijital dönüşüm tüm dünyada bütün hızıyla devam ederken dünya bilgi ve iletişimi en hızlı şekliyle sosyal medya platformlarıyla sağlarken bu kanun teklifi, yaşadığımız dünyanın ve çağın gerçeklerinden uzaktır.
Burada esas getirilmek istenen, getireceğiniz sınırlamalarla bu platformları yıldırmak ve kaçırmak, meydanı da havuza bırakmak; kısaca, özgür değil, iktidara bağımlı bilgiyi topluma egemen kılmak. Teklifin bir özelliği daha var, o da içeriğin kaldırılması meselesi. Eskiler daha iyi bilir çünkü yeniler ya siliyor ya da arşive atıyorlar, sevgililer ayrıldığı zaman ya da yakın bir dostunuza küstüğünüz zaman eskiden fotoğraflar saklı kesilirdi, atılırdı geri kalanı, hani unutmak için bir an evvel. Siz de hatırlamak istemediğiniz yol arkadaşlarınızdan, ilgili bilgi, belge ve fotoğraflardan kurtulmanın derdine düşmüşsünüz -ki doğaldır- bunları unutmak ve unutturmak istiyorsunuz. Doğaldır da birlikte yürüdüğünüz yollar artık çalı olmuş, sazlık olmuş, onların bir temizlenmesi lazım. On sekiz yılda siz bunu yapmadınız; bir an evvel vatandaşa iş, ekmek, adalet, huzur vermek yerine hataları unutturma yolunu tercih ettiniz. Çok mu muhalif? Trol tak koluna. Çok mu cesur? İftira at, izi kalsın. Çok mu konuşuyor? Hapse at, susar.
Küçük ortak haklı teklifi yapmakta çünkü iktidar hakkında geçmişte yaptığı konuşmaları eğer silmezse hafızalardan...
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Ayıp, ayıp!
HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Konuşmanı kim yazdı?
AYLİN CESUR (Devamla) - ...tabelalardan Türkiye Cumhuriyeti'nin inmesine, Gençliğe Hitabe'nin yeniden okutulmasına, Tank Paletin satışına ve sizin açılım sürecindeki "Megri"li eğlencelerinize rağmen ortaklık için bir kulp bulmaları artık zorlaştı, e "beka" falan diye de artık bunu yutturmak da zorlaştı, e o zaman böyle bir şey yapalım, silelim gitsin.
Sosyal medya paylaşımları yüzünden hakkında işlem başlatılan binlerce insan varken bırakın paylaşım yapmayı insanlar evlerinde konuşamıyorlar ya.
HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Konuşuyorsun ya işte.
AYLİN CESUR (Devamla) - Bu kadar korkarken siz neden hâlâ çekiniyorsunuz da bir bombayla kapatıyorsunuz sezonu, bunu anlamak imkânsız. Hafızaları silmenin, aç yatan boş midelerdeki sancıyı dindirmenin yolu bu değil.
Bu düzenleme bilgiye savaş açmaktır, bu düzenleme artık hayallerini bu ülkeden gitmenin süslediği gençlere savaş açmaktır. Bu düzenleme bir intikam yasasıdır ancak intikamların da sonu acıdır. Siz bu düzenlemeyle sadece gençleri cezalandırmıyorsunuz, ülkemizi daha da karartıyorsunuz.
Değerli iktidar sahipleri, 2020'de milletimizin ödeyemediği kredi borçları var, kredi kartı borçları var, faturaları var, kiraları var, eşe dosta, akrabaya borçları var. Cumhuriyet tarihi boyunca işsizlerin çalışanlardan daha fazla olduğu bir dönem görülmedi. Böyle bir dönemi yaşatıyorsunuz, on sekiz yıldır siz yönetiyorsunuz bu ülkeyi ve kaçışınız yok, sorumlusu sizsiniz bunların ve gelin, bunu çözmeye çalışın, yardım da edelim biz size ama vatandaşın derdini haykıracağı iletişim kanallarını zapturapt altına almayın, benden söylemesi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz.
AYLİN CESUR (Devamla) - Hedefini muasır medeniyetler seviyesine erişmek olarak koyan 1920'lerin Türkiye'sinden, ondan koşar adımla uzaklaşsa da sizinle, 2020'lerin Türkiye'sine bu yasa yine de yakışmadı. Hayaliniz tepkisiz bir toplum yaratmak, bizimki özgür, özgürce istediği yere giden, istediği işe hakkı varsa, liyakatiyle başvuran ve özgürce konuşan bir Türkiye yaratmak; çok farklıyız.
Sezonu böyle kapatsanız da bilesiniz ki bu dizinin sonu belli, onu da ben söyleyeyim: Büyük Atatürk'e dil uzatılamayan, uzatan ve lanet okuyanların tıpkı gittiği yerde Türklükten istifa etse bile barınamayan, Sarayın Şeyhülislamı Mustafa Sabri gibi kaçacak yer arayan veya kalırsa da Türkiye Cumhuriyeti adil mahkemelerinde yargılanacağı hukuk devleti Türkiye. Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanı o zat istifa etmelidir, etmezse o kurum yok hükmündedir. Türkiye Cumhuriyeti'nin yolu belli... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
SALİH CORA (Trabzon) - Şov yapıyorsun, şov!
RECEP ÖZEL (Isparta) - Hadi oradan ya, hadi oradan!
AYLİN CESUR (Devamla) - Niye savunuyorsunuz? Niye savunuyorsunuz? Siz mi yaptırdınız? (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
SALİH CORA (Trabzon) - Diyanetle derdiniz ne sizin?
AYLİN CESUR (Devamla) - Türkiye çağdaş bir cumhuriyet, doksan yedi yıl boyunca böyle gelmiş.
Biz geçici olarak buradayız, gelen ve giden iktidarlar ve demokrasi zemininin de dışında yaşananlar ve bunalımlarla cumhuriyetin temeli sarsılamamış.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYLİN CESUR (Devamla) - Temel yasalar önünde eşitlik, hukukun üstünlüğü... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Selamlayalım.
AYLİN CESUR (Devamla) - Arkadaşlar, tepki yasaları hukuk devletlerinde olmaz, mutlak monarşilerde olur, diktatöryal rejimlerde olur. Yapana faydası hiç kimseye olmamış bugüne kadar, ne yaparsanız yapın, neyi yasaklarsanız yasaklayın yolcudur Abbas, bağlasan durmaz. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.