| Konu: | İstanbul Milletvekili Engin Altay'ın ve İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç'un yaptığı açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 114 |
| Tarih: | 16.07.2020 |
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Şimdi, tabii bu mermerle alakalı iddiayı ben araştırdım, hatta çok açık bir şekilde bu "anıt" ifadesi geçiyor. Şimdi, Sayın Altay, bugün, başka bir iddia attı ortaya, döneceğim, tekrar bunu araştıracağız, tekrar döneceğiz, tekrar Engin Altay'a bilgi vereceğiz.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Araştırılsın.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Genel Kurulu tekrar aydınlatacağız yani dolayısıyla Sayın Başkan, mermer meselesi bu. Sayın Altay'a cevap verdim.
Şimdi, başka bir iddia ortaya attı: "Darbeden önce mi?" dedi. Onu da anlayamadım. Kim, ne yapmışsa karşılığını devletten alır; karşılığını, cezasını alıyor, almaktadır. Dolayısıyla mermerle alakalı meselenin boyutu budur. Yani böyle bir, 33 milyonluk mermer yoktur. Anıtın da rakamı budur; yolları, elektrik tesisatı, aydınlatmasıyla beraber yapılmıştır.
Şimdi, gelelim, şu konunun da altını tekrar çizmek istiyorum. Bakın, Sayın Oluç, bu konularda bizim tavizimiz olmaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Fakat şunu kabul etmeyiz; bakın, az önce diyorsunuz ki: "Mardin'de şöyle suç var, biz bunları raporlardan okuyoruz." Kim o raporları düzenliyor? Düzenleyen kim o raporları? Birisi hazırlıyor raporları. Bir suç varsa gereği yapılır. Bir suç varsa üzerine gidilir. Şimdi, biri rapor düzenliyor -raporu siz hazırlamıyorsunuz herhâlde- rapor varsa, ben o raporları okumadım...
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Mızrak çuvala sığmıyor. Mızrak çuvala sığmıyor.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - ...Sizin söylediklerinize alıntı yaparak söylüyorum, varsa bir şey bunun üzerine gidilir, suç işlenmişse bunun üzerine gidilir.
Şimdi, bakın, şu şey meselesini... Bak, ben, burada, işte suçlunun veya sanığın ağzıyla, onun ifadesiyle konuşmuyorum. Çok net bir şey söylüyorum: Biz, bunlara karşı çok netiz ve tavizsiziz. On sekiz yıllık iktidarımız süresince bu suçlara yönelik hem cezaları hem infazları artıran bir iktidarız biz. Burada tavizimiz olmaz ama şunu yapmayın: Bakın, efendim, Kürt çocuklarına yönelik, görüyor musunuz, buna devlet göz yumuyor... Onu ima ediyor. Böyle bir şey olamaz Sayın Oluç. Bunu yakıştıramayız. Bunu size de yakıştıramayız, siz aklı başında bir insansınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Yarın başka birisi de başka bir istatistik mi çıkaracak burada? Bunu mu yarıştıracağız? Türk çocuklarına şu kadar saldırı, Kürt çocuklarına bu kadar; bunu mu yapacağız?
BAŞKAN - Hiçbir rapor da Türk-Kürt diye yer alır mı? Yapmayın.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Böyle bir şey olur mu? Ya, bu konuşmadan bile zül duyuyorum, hicap duyuyorum, üzüntü duyuyorum. Bu doğru bir iş değil, doğru bir yöntem değil. Kaldı ki biz az önce olayın gerçekleşmesini anlattık, aile böyle bir şey olmadığını söylüyor, varsa da bakın, bu Türkiye Büyük Millet Meclisi burada şahittir, sonuna kadar da üzerine gideriz bunun. Orada Valilik bir açıklama yapmış, orada bir uzman çavuş suç işlemiş; biz bunu görmeyeceğiz, görmezden geleceğiz... Neden? Niçin? Ne yapmışsa karşılığını alacak. Alkollü olmak işlenen suçun cezasını artırır, hafifletmez, böyle bir boyutu vardır. Sanki, bunu kapatalım, örtelim, kimse görmesin gibi bir hava oluşturulmaya çalışılıyor; böyle bir şey yok.
Ben oradaki sanığın ağzıyla değil, Türkiye Cumhuriyeti devleti İçişleri Bakanıyla konuştum, Bakandan bilgi alıp veriyorum size fakat bu bilgi bile kesmiyor. Artık nereden alacağız bilgiyi size aktaracağız onu bilemiyorum. Valiliği falan aklamak gibi bir durumumuz da yok. Olayı bütün çıplaklığıyla size aktardım; nasıl gözaltına alınmış, ne olmuş. Kaldı ki aile sizin bu iddianızı da kabul etmiyor, buna rağmen savcılık soruşturmasına ekletildi ve olay inceleniyor. Siz de olayı takip edin, biz de takip edelim, varsa hep beraber üzerine gidelim.
Teşekkür ederim.