GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü'nün ruhuna ve anısına yaraşır birlik beraberliğin devlet ve millet olarak el ele verilerek gösterildiğine, keşif uçağının Van ili Artos Dağı'na çarparak düşmesi sonucu şehit olan 7 Emniyet mensubuna ve Siirt ilinde teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan 2 Özel Harekât polisine Allah'tan rahmet dilediğine, Genel Kurulun 113'üncü Birleşimde İstanbul Milletvekili Engin Altay'ın ve İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç'un yaptığı açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:114
Tarih:16.07.2020

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dün, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünün 4'üncü yıl dönümünde tüm Türkiye genelinde devletimiz ve milletimiz el ele vererek o günün ruhuna ve anısına yakışır birlik ve beraberlik göstermiştir. Milletimiz, 15 Temmuz ruhu özelinde, bu toprakların birliğine ve beraberliğine tekrar sahip çıkmıştır; bu toprakların selameti için her türlü fedakârlıktan geri durmayacağı niyetini daha güçlü şekilde ortaya koymuştur.

Bu toprakları vatan edinmek için, her bir şekilde vatan olarak kalması için ağır bedeller ödedik, ödemeye de devam ediyoruz. Silahlı Kuvvetlerimiz ve Emniyet güçlerimiz vatanı müdafaa ve vatanın huzuru için dur durak bilmeden mücadele etmektedirler. Bugün, maalesef, güne çok üzücü, üzüntü veren haberlerle uyandık. Siirt Pervari'de terörle mücadele esnasında 2 kahraman Özel Harekât polisimiz ve Van'da 2'si pilot, 5'i teknik personel olmak üzere 7 Emniyet mensubumuz, insanlı keşif uçağımızın kırıma uğraması sonucu şehadete yürümüşlerdir. Rabb'im şehadetlerini kabul buyursun, kıymetli ailelerinin ve milletimizin başı sağ olsun.

Sayın Başkan, salı günkü oturumda Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Engin Altay'ın tutanaklardan bir ifadesini okumak istiyorum: "Evet, çok güzeldi, mazeretiniz de çok güzel. Tabii, öte yandan -tartışmaya- demin Sayın Mehmet Muş'un bana söylediği bir hususla ilgili sadece şu kadar söyleyeceğim, şu bile tek başına büyük bir gaflettir, dalalettir: 15 Temmuz Şehitler Anıtı'nın mermerleri nereden alındı biliyor musunuz? Birinci köprünün orada bir 15 Temmuz Anıtı vardır."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - "15 Temmuz Şehitler Anıtı'nın mermerleri FETÖ soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Sami Çoban'ın şirketinden 33 milyon liraya alındı." gibi bir ifadesi oldu.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Evet.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Biz bu konuyu araştırdık. Sayın Başkan, biliyorsunuz birinci köprünün orada, hemen tepede bir anıt var, bir makam var. Bu şehitler makamının bütün maliyeti 5 milyon 78 bin 864,61 kuruş artı KDV. Dolayısıyla mermerlerin 33 milyon olması gibi bir durum söz konusu değil. Bu rakamın içine, Nakkaş Tepe'den gelen yol ve granit parke taşı kaplama, çevre düzenlemesi ile bütün aydınlatma ve elektrik işleri de dâhildir yani sadece o gördüğümüz makam da değil. Kullanılan taş mermer değil, Kandıra küfekisidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Taşı alınan firma Hantaş Madencilik Limited Şirketi; taş ocağı Cebeci Çamkonak köyü, Kocaeli; taşın ismi Kandıra Kefken küfeki -az önce söyledim- dolayısıyla burada, Sayın Altay'ın ortaya koyduğu gibi bir şey söz konusu değil. Kendisinin elinde bu belgeler varsa bunları bizimle paylaşmasından mutlu olacağız. Veya kendisine hangi kanaldan bunlar geldiyse Sayın Altay'ı çok kötü bir şekilde yanılttıkları kanaatindeyiz ve Sayın Altay da eline gelen, teyit edilmeyen bu bilgilerle Genel Kurulu yanıltmıştır. Dolayısıyla bunun düzeltilmeye ihtiyacı vardır ve Sayın Altay'ın bunu yapacağına eminim.

Bir de Çengelköy'de bir çeşme vardır; araştırdım, acaba dedim, Sayın Altay'ın dediği mermerler bu çeşmede mi var? Orada da tek kütle hâlinde bir çeşme var, orası da 271 bin artı KDV ile yapılmış bir çeşmedir.

BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın lütfen.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Orada da bu firmadan bir mermer alınması söz konusu değildir. Dolayısıyla bu anlamda, yanıltıcı bilgi Meclise verilmiştir ve bunu esefle karşıladığımızı, bu Gazi Meclise büyük bir haksızlık yapıldığını özellikle ifade etmek isterim.

Bir diğer mesele: Az önce, Sayın HDP Grup Başkan Vekili bir iddia ortaya attı, söyledi; biz de konuyu araştırdık, basından da az önce ben bilgi de aldım meseleyle alakalı, Şırnak ilinde ortaya çıkan bir olayla alakalı. Şimdi, bu konuyu araştırdık. Valilik açıklamasıyla alakalı da bazı şeyler söyledi Sayın Oluç "Valilik bu olayı yumuşatıyor." vesaire falan. Bir kere, soruşturma kapsamına bu cinsel saldırıyla alakalı ve istismarla alakalı kısım eklendi, mahkemeler bu konuyu araştıracak fakat ben size meseleyi isterseniz biraz açıklayayım: Bu bir uzman çavuş, 2,4 promil alkol almış. Bir aracın içerisinde, özel bir güvenlik görevlisi olan bir kadınla beraber geliyorlar, sonra aralarında bir tartışma çıkıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Zanlının ifadesini...

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Bakanın ifadesini anlatıyorum, sakin olun.

HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Siz sakin olun.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sonra bir tartışma çıkıyor, kadın binaya giriyor, arkasından bu uzman çavuş da giriyor; orada bir tartışma çıkıyor, apartman sakinleri geliyor, oradaki tartışma esnasında bir küçük yavrumuz da var, oradaki hengâmede bir taciz olayı iddiası ortaya atılıyor. Aile bununla alakalı da bir açıklama yapmış. Sonra bu uzman çavuş tekrar aracına dönüyor, apartman sakinleri bekçiyi arıyorlar. Bekçi geliyor, aracın içerisinde bunu yakalıyor, sonra bu, bekçiye silah çekiyor; bekçi buna çekiyor, polisler geliyor vesaire ve bu, derdest edilip gözaltına alınıyor. Soruşturma sürüyor, biz de bu meseleyi yakından takip edeceğiz. Fakat şunu özellikle ifade etmek isterim: Bakın Sayın Oluç, çocukların Kürt'ü Türk'ü olmaz, çocuklar çocuktur. "Kürt çocuklarına yönelik cinsel saldırılar." gibi ifade olmaz. Bu, çocukların hangisine yapılmaya çalışılıyorsa bunu lanetleriz, bunun üzerine gideriz, bunda asla tavizimiz olmaz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Hele hele, İçişleri Bakanımızın, Cumhurbaşkanımızın bu konuda ne kadar hassas olduğu bilinen bir gerçektir. Bizim, parti olarak bu konularda ne kadar hassas olduğumuz bir gerçektir. Dolayısıyla burada, kim ne yapmışsa sonuna kadar üzerine gidilecektir. Benim, Sayın Bakanla yaptığım görüşmede olayla alakalı aldığım bilgidir. Burada, kimsenin bir şey örtmeye, saklamaya çalıştığı yoktur ama bir şey vardır Sayın Başkanım, burada, biz tabii ki bu olayın üzerine gideceğiz ama aynı şekilde, bakın, PKK'nın küçük yaşta dağa kaçırdığı o kız çocukları için de mücadele edeceğiz hep beraber; bu Parlamento hep beraber bu mücadeleyi de verecek, HDP Grubu da verecek.

Bir diğer mesele -yanlış anlamadıysam- bu kayyumların görevden alındığı, başka yerlere atandığıyla alakalı. Bunlar, biliyorsunuz, kaymakamlar. Bu kaymakamların görev süresi dolunca, rotasyondan dolayı görevleri değiştiriliyor. Bu "Kayyum alındı, vesaire." falan değil, kaymakamlık görevinden kaynaklı olarak rotasyona uğruyorlar, böyle bir durumdur; yeni gelen kaymakam diğerinin bıraktığı görevi sürdürüyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, sözlerinizi tamamlayın lütfen.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Olay bundan ibarettir.

Genel Kurula saygılarımı sunuyorum.

Teşekkür ediyorum.