GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:113
Tarih:14.07.2020

İYİ PARTİ GRUBU ADINA İSMAİL KONCUK (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

(Uğultular)

BAŞKAN - Arkadaşlar, hatip kürsüde, lütfen, biraz sessiz...

İSMAİL KONCUK (Devamla) - Tabii, gecenin bu vaktinde insicam bozuluyor; bunu da gayet normal görüyoruz.

Öncelikle, Ermenistan'ın, Azeri kardeşlerimize, Azerbaycan Türk'üne saldırısı sonucunda 7 soydaşımız şehit oldu; rahmet diliyorum, başsağlığı diliyorum. "İki devlet bir millet" diyoruz; dolayısıyla Azeri kardeşlerimizin sevinci sevincimiz, acısı acımızdır. Karabağ davası Türk'ün millî bir davasıdır. Ermenistan'ın işgali sonucunda 1 milyon Azeri kardeşimiz -ki "kaçkın" diyorlar- Azerbaycan'a göç etmek durumunda kalmıştır. Rusya'nın şımarttığı bir Ermenistan var; Rusya'nın desteklediği, şımarttığı Ermenistan zaman zaman böyle saldırıları maalesef yapıyor ama Karabağ davasından asla vazgeçmeyeceğimizin de bilinmesini istiyorum.

Değerli milletvekilleri, sürekli, orduyla ilgili teklifler geliyor, kanun değişiklikleri yapıyoruz. Geçenlerde Türk Silahlı Kuvvetlerinin kuruluşunun 2229'uncu yılını kutladık yani 2229 yıllık bir ordunun hâlâ şurası böyle mi olmalı, burası böyle mi olmalı diye tartışıyoruz yani bu kadar tecrübeli bir millet, "ordu millet" dediğimiz bir milletin ordusunun, emin olun, bu kadar tartışılıyor olmaması lazım ama hâlâ tartışıyoruz. Burada, bilen arkadaşlarımız, bütün siyasi partilerden, Cumhuriyet Halk Partisinden, Milliyetçi Hareket Partisinden, İYİ PARTİ'den askerlik konusunu bilen arkadaşlarımız gerçekten güzel şeyler söylediler, güzel tespitler yaptılar ama bu kanuna bunların birçoğu yansımamış, hatta geçmişte söz verilmiş olmasına rağmen yansıtılmamış. Problem belli, çözümü belli ama iktidar bütün bu problemleri görmezden geliyor.

Birçok madde söylendi, ben bunları tekrara girmeyeceğim ama tabii, askerî hastanelerin yeniden kurulması talebi var, son derece doğru bir talep. Bakan Yardımcımızın açıklamasını okudum bugün başına düşen, Şuay Bey'in; diyor ki: "Gerçekten sıkıntı var, 2 bin küsur askerî doktor kadromuz var ama şu anda elimizdeki doktor sayısı 347 sadece, bu arada müthiş bir açık var." Dolayısıyla bu açığı ancak yeniden askerî hastaneleri tesis ederek kapatabiliriz çünkü askerî cerrahinin çok farklı bir alan olduğunu burada birçok konuşmacı ifade etti.

Değerli milletvekilleri, bedelli askerliği AK PARTİ iktidarı çıkardı. Yani bizim, muhalefet partilerinin bir talebi yoktu "Bedelli askerlik olsun." diye; siz çıkardınız. Bu arada, bedelli askerlikle ilgili gençlerimizin yaşadığı problemleri çözmek de sizin göreviniz.

Değerli milletvekilleri, kaçak durumuna düşen, yoklama kaçağı durumuna düşen, efendim, diğer sebeplerle bedelli askerlik hakkını kaybetmiş gençlerimiz var, tecil sebebiyle bedelli askerlik hakkını kullanamayan gençlerimiz var; bunlar sosyal medyada âdeta feryat ediyorlar, feryat ediyorlar. Biz de bunların feryatlarını paylaşıyoruz; görüyorum, bazı milletvekilleri de paylaşıyor ama Millî Savunma Bakanından ses yok ya, ses yok. Yani, bu kadar gencin feryadını... Bir kanun çıkarmışsınız; aslında kanunların istisnaları olur, istisna da koymamışsınız. Bu gençler yaklaşık altı yedi aydır feryat ediyor, biz de dile getiriyoruz, kürsüden de ifade edildi ama Sayın Hulusi Akar'dan da, Sayın Bakan Yardımcılarından da, AK PARTİ'nin Değerli Komisyon üyelerinden filan da "Ya, kardeşim, bu gençler ne istiyor..." Bunlar çözülemeyecek meseleler değil. Yeni uygulama bu bedelli askerlik, yeni sistem hâline geldi; daha önce zaman zaman çıkardınız ama şu anda, askerlikte sürekli bir sistem hâline geldi. Dolayısıyla, bunların istisnalarını, kanunun ilk uygulaması olması hasebiyle, değerlendirip bunları çözmemiz lazım. Yani, zor da bir problem değil, zor da bir problem değil; niye çözmüyoruz, anlamakta zorlanıyorum ben. Birçok talep var bu konuda, birçok talep var. Mesela, açık öğretim sınavına girecek belli tarihte; bu çocukların bedelli askerlik yapacağı tarih kendi isteklerine bırakılabilir mesela. Bunlar çözülecek şeyler. Yani, küçük dokunuşlarla bu gençlerimizi mutlu etmek lazım; mutlu edilebilirler, bunu yapmıyorsunuz.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Bakaya mı Sayın Koncuk?

İSMAİL KONCUK (Devamla) - Bakaya olanlar var, yoklama kaçağı olanlar var.

Değerli milletvekilleri, söz verdim, burada dile getireceğim. Gerçekten bu da çok sıkıntılı bir durum. Dile geldi ama tekrar edeceğim. Sözleşmeli erbaşlar en fazla yedi yıl görev yapıyor, sözleşmeleri yedi yıl uzatılabiliyor. Yedi yıl sonra... Aslında kanun var, 6191 sayılı Kanun'a eklemişsiniz. İşte, Devlet Personel Başkanlığının görevleri var. Devlet Personel Başkanlığı kurumlara yazıyor, kurumlar alacağı boş kadronun 2 katını bildiriyor; isim bildiriliyor, mülakat falan yapılıyor ama bu çocuklar yedi yılını bir buçuk yıl önce doldurmuş değerli milletvekilleri. Kanun var ve kanunu uygulamıyorsunuz. Bir yönetmelik hazırlığından bahsediliyor, Cumhurbaşkanlığına gönderildiğinden bahsediliyor. Şu anda, zannederim 500'ün üzerinde yedi yılını doldurmuş gencimiz görev bekliyor, bunları mutlaka değerlendirmek lazım. Yani, yedi yıl bu gençlerimizi biz değerlendirmişiz savaşta, dövüşte, karda, kışta, yazda ama yedi yıl sonra bu gençleri kapının önüne koyma hakkınız olduğunu düşünmüyorum; hiçbir vicdan bunu kabul edemez. Dolayısıyla, 6191 sayılı bu Kanun'un ilgili maddelerini çalıştırmak kanuni gerektir, bir mecburiyettir; artık keyfiyet olmaktan çıkmış bir durum.

Tabii, yine 3600 talebi var. 3600 talebi olmayan var mı? Tüm çalışanların -asker, memur, tüm çalışanların- 3600 talebi var, defalarca buradan anlattık.

Sayın Cumhurbaşkanına soruyorlar: "Efendim, sözünüz var bu 3600'le ilgili..." Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki: "Ya, sözümüz varsa tutarız."

ÖZKAN YALIM (Uşak) - Duymamazlıktan geliyor.

İSMAİL KONCUK (Devamla) - Duymamazlıktan geliyor, sanki sözünü bilmiyor gibi Sayın Cumhurbaşkanı. Böyle bir şey olabilir mi? İki yılı doldurdu bu söz; 24 Haziran 2018 tarihinden önceki mayıs ayında ilk defa verilmiş bir sözdür benim hatırladığım, öncesini bilmiyorum. İki yılı üç ay geçmişiz şu anda, üç ay geçmişiz.

Şimdi, değerli AK PARTİ'liler, yani, verdiğiniz sözün hangi zaman aralığında tutulacağını falan da o sözü verirken açıklayın ki millet beklentiye girmesin. Aslında sadece söz verdiğiniz kesimler bakımından değil, bakın, askerlerimiz de istiyor. Askerlerimiz her şeye layık, her fedakârlığı bunlar için yapmak zorundayız biz ama yapmıyoruz. Dolayısıyla bu ek gösterge rakamlarının sadece o 4 grup için değil yani öğretmen, din görevlisi, hemşire ve Emniyet teşkilatı için değil -öncelikle onlar yapılabilir- bütün çalışanlar bakımından ek gösterge rakamlarının masaya yatırılıp sendikalarla birlikte, uzmanlarla birlikte değerlendirilmesi lazım.

Ankara Milletvekilimiz Sayın Durmuş Yılmaz'ın bütün çalışanların ek göstergelerinin değiştirilmesiyle ilgili kanun teklifi rafta tozlandı, hiç bakmıyorsunuz. Yani bir geniş çalışma yapmak durumundasınız bu 3600 konusunda. Yani askerlerimizin her türlü talebine cevap vermek durumundayız biz, bu kadar fedakârlığı yapabilmek zorundayız. Yani şehit oluyor bu insanlar, canını seve seve veriyor; gazi oluyor, sakat kalıyor. Kime fedakârlık yapacağız? Sayın İçişleri Bakanına da bunu bildirdim ama hiçbir cevap alamadım Süleyman Soylu'dan.

Adana'da on yılını doldurmuş 2.500 Emniyet teşkilatı mensubu var. Bunlardan, her ne hikmetse, 220'si Türkiye'nin çeşitli yerlerine dağıtılıyor. Bir kısmının emekliliğine...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

İSMAİL KONCUK (Devamla) - Ama ben bölüm adına konuştum.

BAŞKAN - Sayın Koncuk, uzatma yapmıyorum bugün.

İSMAİL KONCUK (Devamla) - Ama beş dakika değil, bölüm adına...

BAŞKAN - Olabilir ama uzatma yapmıyorum.

Teşekkür ediyorum.

İSMAİL KONCUK (Devamla) - Peki.

Bunların da düzeltilmesi lazım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)