GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:113
Tarih:14.07.2020

AYLİN CESUR (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Teklifin 10'uncu maddesi üzerine söz aldım.

Türk Silahlı Kuvvetleri, gücünü ve yetkisini Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'ndan alan, yine Anayasa'nın 5'inci maddesinde belirtildiği üzere Türkiye Cumhuriyeti devletinin bağımsızlığının, bütünlüğünün ve bölünmezliğinin yılmaz bekçisi, Türk milletinin Anadolu coğrafyasında huzur, güven ve refah içerisinde yaşamasının asli teminatı, milletinin bağrından kopmuş en kutsal, en güzide, en kıymetli parçasıdır.

Ebedî Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk ordusuna son sözlerinde diyor ki: "Zaferleri ve mazisi insanlık tarihiyle başlayan, her zaman zaferle beraber medeniyet nurları taşıyan kahraman Türk ordusu! Memleketini en buhranlı ve müşkül anlarda zulümden, felaket ve musibetlerden ve düşman istilasından nasıl korumuş ve kurtarmışsan, cumhuriyetin bugünkü feyizli devrinde de askerlik tekniğinin bütün modern silah ve vasıtalarıyla mücehhez olduğun hâlde, vazifeni aynı bağlılıkla yapacağına hiç şüphem yoktur." Evet, bugün de böyle değerli arkadaşlar.

Türk ordusu, yalnızca PKK, DAİŞ ve FETÖ'yle mücadele etmekle kalmayıp soğuk savaş sonrasında çevre coğrafyalar olan Balkanlar, Kafkaslar, Orta Doğu'da yaşanan iç savaşlar ve bunların sonrasında gerçekleşen, jeopolitik kırılmaların merkezi konumunda olan Türkiye'yi de içeride ve dışarıda başarıyla savunmaktadır. Çevre coğrafyalarda yaşanan gelişmeler bugün bize göstermektedir ki tarihin en kadim, en kıymetli ve en bereketli, dolayısıyla da en çetin ve en zorlu coğrafyasında pek çok kez hukukunu ve varlığını müdafaa etmek zorunda kalmış Türk milletinin, kendi vatanında huzur, refah ve emniyet içinde yaşaması için etkin, caydırıcı ve saygın Türk Silahlı Kuvvetlerinin varlığı önemlidir ve ordumuzun geliştirilmesi, güçlendirilmesi, ihtiyaçlarının eksiksiz karşılanması gerekmektedir. Biz de bu kapsamda gereken ne varsa yapmakta azimkâr ve dahi sorumluyuz.

Değerli milletvekilleri, Türk Silahlı Kuvvetleri, subayından astsubayına, uzman er ve erbaşından Mehmetçik'ine, askerî öğrencisinden general ve amiraline kadar bünyesinde Türk Anayasası ruhunu barındıran farklı organların oluşturduğu bir beden, etle tırnak, ayrılmaz bir bütündür. Bugünkü teklifteki hedef "personelin haklarını, moral ve motivasyonunu güçlendirmek" olarak belirtilmiş ancak önerilenler yetersiz ve eksik.

10'uncu maddedeki düzenlemeyle askerî öğrencilerin harçlıklarının artırılması amaçlanıyor ancak teklif burada da ayrıştırma getiriyor. 13 ila 18 yaşında olan genç genç çocuklarımız, evlatlarımız, maalesef 11 farklı yüzdelik oranla ve 2 ayrı grup olarak, 2 ayrı ek göstergeyle maaşlandırılıyor, daha doğrusu harçlıklandırılıyor. Bu, şöyle bir şey: 2 çocuğunuz var; birisi daha yüksek puanlı bir okul kazanmış, birisi daha düşük puanlı. "Senin okulun daha yüksek puanlı." deyip ona daha fazla harçlık veriyorsunuz. Yaşları aynı, amaçları ortak, vatan vazifesi için eğitim alıyorlar ve yaş nedeniyle ihtiyaçları da ortak. Bu farklılıkları içeren bu maddeyi, gelin, düzeltelim yahu! Basit bir düzenlemeyle yapalım, yapalım ki her kesimde son dönemde yaratılan ayrıştırma bu kadar spesifik bir alana da girmesin; yapalım ki evlatlarımız birbirine kin, kıskançlık, haset duymadan, aynı koşullarda eğitim alsınlar, bu da meslek hayatlarına girdiklerinde bir kompleks olarak bilinçaltlarında yer almasın; almasın ki mesleğe atıldıklarında onların komutasındaki diğer alt kadrolara yansımasın; yansımasın ki psikolojik olarak zaten büyük bir sorumluluk taşıyan bu en kutsal vatan görevini yapanların yuvası, bu kurumumuzun her bir kademesindeki değerli üyesi bu psikolojik yükün altında ezilmesin ve hissetsin ki vatan için can vermeye gönüllü, hizmete talip kahramanlarımıza hakkını biz, onların gönüllerini canlarına katık ettikleri fedakârlığa karşı, en yüksek seviyeden verelim. "Baba" demiş vatandaşımız devlete. Hani "baba" ya devlet, devletin babalık görevini yapması için sıcak yüzünü de göstermesi lazım. Böyle bir ayrımcılığı kesinlikle tasvip etmiyorum. Şöyle düşünelim: Onlar bize güvenlik sağlarken sınıf farkı gözeterek sağlıyorlar mı? Herkes çok iyi bilir ki asker ocağı bir anlamda da maddi gelirine bakılmaksızın herkesin eşit olduğu, herkese asgari bir standart sağlayan bir yuvadır. Bizim, bu ruhu devam ettirmemiz lazım.

Bir diğer husus: Bir askerî öğrenci, okulla ilişiğinin kesilmesi durumunda yükleneceği bir tazminata imza attırılıyor; bunun da düzenlenmesi lazım. Ola ki oldu, kendisini -zaten aile ve çocuk için büyük bir travma- bir ömür boyu borç altında bırakmayacak bir düzenleme getirmek lazım. Ve öğrenci birinci derece aile fertlerinden birisini kaybetti diyelim ya da ciddi bir hastalık veya sakatlık geçirdi. E, bu durumda ailesinin yaşamını devam ettirip, sürdürecek, onları koruyacak bir madde de yok bu teklifte.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Cesur.

AYLİN CESUR (Devamla) - Bağlayabilir miyim?

BAŞKAN - İlave süre vermiyorum Sayın Cesur.

AYLİN CESUR (Devamla) - Peki, saygılar sunuyorum.