GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:111
Tarih:10.07.2020

AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 26'ncı maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

İktidar, etki kuramadığı alanlarda yeni değişiklikler yaparak her türlü muhalefeti kontrol altına almaya, baskı kurmaya çalışmaktadır. Ankara, İzmir ve İstanbul başta olmak üzere birçok baronun muhalif görünmesinin çoklu baro sisteminin gerekçesi olduğu ortadadır. Arkadaşlar, bu kanun teklifi hazırlanırken baroların görüşleri göz önünde bulundurulmamıştır. Bu kanun teklifiyle baroların geleceği barolara rağmen dizayn edilmiştir.

Değerli arkadaşlar, daha önceki konuşmamda da belirttim: Barolar kamu tüzel kişiliğine sahiptir. Birden fazla erk bu tüzel kişilik üzerinde söz sahibi olamaz. Tapu veren iki farklı tapu dairesi olamayacağı gibi, avukatlık ruhsatını veren iki farklı kurum da olamaz. Avukatlık ruhsatını da tek bir kamu tüzel kurumu vermelidir.

Bu kanun teklifini destekleyenler baroların siyasileştiğini söylüyorlar ve bu kanun teklifinin de bu duruma çözüm olacağını belirtiyorlar. Bu teklif, farklı siyasi grupların kendi barolarını kurması imkânını sağlamayacak mı? Ayrıca, iktidara yakın olan grup her zaman avantajlı görünecektir, yeni avukatlar da ticari kaygılarla iktidara yakın baroya gidecektir. Yani, değerli arkadaşlar, bahsi geçen kanun teklifinin kabul edilmesi barolarla ilgili sorunları azaltmak bir yana, ziyadesiyle artıracaktır. Yargıyı tamamen yürütmenin emrine vererek antidemokratik bir ortam oluşmasına zemin hazırlayacaktır.

Komisyon konuşmamda da belirttiğim gibi, AK PARTİ'li arkadaşların "Antidemokratik bir yasa çıkaralım." diye gayret ettiklerini açıkçası çok düşünmüyorum çünkü bu ülkede onların da çocukları yaşayacak, sadece bizim çocuklarımız yaşamayacak. Demek ki AK PARTİ'li arkadaşların bu teklifi çıkarırken başka motivasyonları olmalı. Baroları eski vesayet sisteminin bir parçası olarak görüyorlar ve üç büyük ilin delegelerinin Anadolu barolarına söz hakkı vermediğini düşünüyorlar. Anadolu barolarının daha çok söz sahibi olması tabii ki konuşabilir ama burada, bunu bir intikam hissiyle yapıyorlarsa kantarın topuzunu fazla kaçırıyorlar diye düşünüyorum.

46 üyeli Ardahan Barosu ile 4.800 üyeli Antalya Barosunun delege sayılarının aynı olmasını temsilde adalet olarak nasıl açıklayacaksınız? İstenirse Anadolu barolarına daha çok söz hakkı vererek bu dengeyi sağlayacak pek çok yöntem bulunabilir. Gerçekten faydalı bir baro yasası hazırlanacaksa, hukuk eğitiminin sorunları, stajyer genç avukatların sömürülmesi gibi konuları masaya yatıralım. Okulu bitirdikten sonra asgari ücretle üç yıl, beş yıl çalışan genç stajyer çocuklar var. Bunlar, bir yandan asgari ücretle geçinmeye çalışırken, bir yandan da KYK borcunu geri ödemek zorundalar. Öncelikle bu sorunlara çözüm bulalım, KYK borcu yüzünden hacizle karşılaşan yüz binlerce genç var. Barolarla beraber bu konuları, YÖK'le, ilgili bakanlıklarla bir araya gelip hukuk eğitiminden başlayarak gerçek bir reform yapalım ama siz, maalesef, istişareye hiç bakmıyorsunuz. Bu kanunla baroları ele geçirebilirsiniz fakat bu çabanız bir kaleyi yakıp yıkarak fethetmekten farksız. Bu sürecin sonunda kale sizin olabilir ama ortada kale kalmamıştır.

Belki, biliyorsunuz, ben elektrik elektronik mühendisiyim. ODTÜ Elektrik Mühendisliğinden bir arkadaşım bir ileti paylaştı. AK PARTİ'nin oy oranını elektrikteki akım olarak farz edelim. Biliyorsunuz, Ohm yasasına göre, akım eşittir gerilim bölü direnç. Bu formüle göre gerilimi artırarak ya da direnci düşürerek akımı artırabilirsiniz. Malumunuz olduğu üzere, direnci düşürmek yerine gerilimi yükseltmek tercih edildi. Bu tercih yapılırken herhâlde direncin artmayacağı ya da gerilimle aynı oranda artmayacağı kabul edildi ama gerilimin artmasıyla direnç beklenmedik ölçüde arttı. Dolayısıyla, yüzde 50 olarak başladığınız akım yüzde 30-35'lere düştü. Ancak akımı eski hâline getirmek için direnci düşürmek yerine gerilim artırılmaya devam ediyor. Umarım bu kadar gerilimle devreler yanmaz, sigortalar atmaz.

Bu görüşlerimi ciddiye alarak dinlediğiniz için çok teşekkür eder, sadece bizi değil, çocuklarımızı ve torunlarımızı derinden etkileyecek bu tekliften vazgeçmenizi diler, Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)