| Konu: | Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 111 |
| Tarih: | 10.07.2020 |
İSMAİL KONCUK (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 222 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 13'üncü maddesi üzerinde İYİ PARTİ Grubunun görüşünü ifade etmek üzere karşınızdayım, saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, Ayasofya kararı hayırlı uğurlu olsun milletimize. Bu vesileyle ecdadımızı saygıyla selamlıyorum, hepsine selam olsun, tüm ecdadımıza selam olsun. Osmanlı'dan Selçuklu'ya, cumhuriyetin kurucusu Atatürk'e kadar tüm ecdadımızı saygıyla, rahmetle yâd ediyorum.
Değerli milletvekilleri, ecdat deyince aklıma, Bizanslı rahiplerin İstanbul'un muhasarası sırasında tartıştığı konular geldi. Neyi tartışıyorlardı? Yani İstanbul Türk askerleri tarafından, Fatih tarafından muhasara edilmiş, Bizans papazları "Melekler dişi midir, erkek midir?" tartışması yapıyorlardı. Avukatlık Kanunu tartışmaları gelince, aklıma bu olay geldi. Bu önemli bir olay. Aslında, bu tarihî olaylar bizim geleceğe yönelik bakış açımızı da etkilemesi gereken olaylar ama ders alıyor muyuz, maalesef ders almıyoruz. Bunu niye anlattım? Şimdi, Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik, sosyal, kültürel bir sürü problem var. 83 milyon vatandaşımızın işsizinden memuruna, memurundan işçisine, asgari ücretlisine, emeklisine, esnafına, işverenine kadar her kesimin akıl almaz problemleri var. İnsanlar yarınından umutsuz hâlde. Gençlerimiz, emin olun, geleceğe dair hayaller kuramıyor ama biz, Avukatlık Yasası'nı tartışıyoruz. Neyi tartışıyoruz? Çoklu baro olmalı mı, olmamalı mı? Muhalefet burada, olmamasını gerektiren bir sürü mantıklı gerekçe ortaya koyuyor. Şimdi, ideolojik bakış açımıza bakınca ben milliyetçi bir insanım, Türk milliyetçisiyim, vatansever bir insanım ama insanların kazanılmış haklarına, bu meslek örgütlerinin bölünmemesine çok önem veren bir insanım. Bu meslek örgütlerinin güçlü olması, aynı zamanda, temsil ettiği insanların da güçlü olması sonucunu doğuruyor.
Şimdi, muhalefet milletvekillerinin burada ortaya koyduğu gerekçeler aslında, tam da bu baroların çoklu baro olmasının gerekçeleri aslında. Yani güçlü bir baro istenmiyor. Hani gerek İYİ PARTİ milletvekilleri gerek diğer partilerimizin milletvekilleri diyor ya "Efendim, çoklu baro, işte, avukatlarımızı daha değersiz hâle getirir." falan diye, aslında istenen bu, buradan anladığımız budur yani bu kadar mantıklı gerekçeler olmasına rağmen ısrarla, âdeta böyle bir hınç meselesi sanki burada var, bir intikam alma, bir hesap görme, bir hesaplaşma anlayışını biz bu kanunda görüyoruz. Bu kanunun temel anlayışı olarak maddelerinin birçoğunu -1-2 madde hariç- kabul etmek mümkün değil, sizler de bunu biliyorsunuz.
Ben yıllarca sendikacılık yapmış bir insanım. Burada çok gerekçe söylendi, ben birini size söyleyeyim: Yarın çoklu barolar oluştuğunda, bir baronun mensupları öne geçecek. Bakın, yıllarca sendikacılık yaptım. 450 bin üyeye kadar çıktı benim sendikam. Benim sendikamın üyeleri, hastanede müdürse görevden alındı, okul müdürüyse görevden alındı. Yani bizim sendikamıza üye olmak yürek istiyordu ama o yüreği insanlar gösterdi. Ne pahasına? İşte, koltuklarını kaybetme pahasına o yüreği gösterdi ve sendikamıza, TÜRKİYE KAMU-SEN'e üye oldu o tarihlerde ama bedel ödediler.
Şimdi, bu avukatlarımız çok ciddi bedel ödeyecekler yani bu ilkeli durma iddiasında olan avukatlarımız bedel ödeyecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İSMAİL KONCUK (Devamla) - Sayın Başkanım...
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
İSMAİL KONCUK (Devamla) - Elbette, bedel ödeme pahasına ilkeli insanlar yerini muhafaza eder, o ayrı mesele fakat şunu gördük biz: Birçok insana "Teslim ol." zorlaması yapıldı. Şimdi, avukatlarımız bu "Teslim ol." zorlamasına hazırlıklı olsunlar. Çünkü ne diyecekler? Bu barolar arasında müthiş bir rekabet oluşacak; diyecek ki atıyorum "Kardeşim benim baroma üyeysen, girdiğin davayı kazanma şansın artar." Bunlar denecek, bunları yaşayacağız.
Değerli milletvekilleri, böyle bir kanunun sorumlusu olmak gerçekten kabul edebileceğimiz bir şey değil, belki vicdanen siz de bundan rahatsızsınız ama emir ve talimat böyle; maalesef, Meclisin fonksiyonu da geçmişe göre azaldığı için, bu kanun bütün muhalefetimize rağmen, bütün doğru gerekçelerimize rağmen çıkacak.
Canınız sağ olsun diyorum, memlekete hayırlı uğurlu olsun. Vebali, günahı size ait. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)