| Konu: | Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 110 |
| Tarih: | 09.07.2020 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA HASAN SUBAŞI (Antalya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Rejimin muhalefeti sevmediğini biliyoruz ve rejim yetki ve güç toplamaya doymuyor, onu da biliyoruz. Geldiğimiz noktada yargıyı, yürütmeyi, yasamayı hatta medyayı etkisi altına almış, kontrol eden, yetkilerini gasbetmiş bir rejimle karşı karşıyayız. Fakat rejimin henüz kontrol edemediği 2 muhalefet odağı var ki, bir tanesi yargının savunma ayağı, diğeri de medyanın sosyal medya bölümü. Bu 2 muhalefet odağı rejimi son derece rahatsız etmektedir. Barolarla ilgili çalışma epeydir sürüyor ama ona bir bahane bulunmuştur. Ankara Barosunun konuşması onun bahanesi olmuştur ve bu çoklu baro teklifi önümüze konmuştur. Yine, sosyal medyayla ilgili bir çalışma sürdürülmektedir. Yakında onun da muhalif unsur olmaktan çıkarılması, denetlenmesi için teklifler gelecektir kanaatindeyim.
Barolar, hakkı ve hukuku Anayasa çerçevesinde savunan, insan haklarını savunan en önemli kurumlarımızdan birisi. O nedenle de Hükûmete en muhalif odak diyebiliriz. Çünkü rejimin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile Anayasa Mahkemesi kararlarına bile uymadığını hatta dolandığını düşünürsek barolar önemli bir muhalefet odağı olarak rejimi rahatsız etmektedir, onun için bu teklif önümüze gelmiştir. Barolar siyaset yapar ama AYM kararları, AİHM kararları uygulanmazsa bunu savunmak durumundadır, insan haklarıyla ilgili ihlaller olduğu zaman savunmak zorundadır. Barolar hükûmetlere, iktidarlara genellikle muhalif duruş sergilemek zorundadır ama çoklu baro olduğu zaman yandaş barolar, siyasete göre baroların olduğunu göreceğimiz gibi, etnik kökenli, dinsel kökenli, ideolojilere göre barolarla da karşı karşıya kalacağız. Ama en önemlisi iktidar barolarını büyük kentlerde oluşturmaktır niyet. İktidar barosu oluştuğu zaman Hükûmetin hangi kararına bir muhalefet olursa mutlaka iktidar kanadından yandaş baronun savunmasıyla baronun iddiası ve muhalefeti tamamen kırılmış olacaktır. Bu nedenle baroların savunmasının ve muhalefetinin kırılması rejimi rahatsız eden bir unsuru ortadan kaldırmış olacaktır.
Ben bundan önceki konuşmamda Cahit Özkan'ın konuşmasına değinerek onlarla ilgili bir hususu arz etmiştim Sayın Genel Kurula. Şimdi de Bülent Turan Bey'in, yine Grup Başkan Vekilinin konuşmasına baktığımızda şunları söylemiştir: "Diyanete hakaret varsa, Anadolu ruhuna hakaret ediliyorsa, DHKP-C sözcüsü gibi davranmaya devam ederlerse yeni düzenlemenin olması doğaldır, karşınıza bu teklifle geliriz." demişlerdir. Biz, onun üzerine tabii ki şunu söyledik: "Suçların şahsiliği düşünülerek bu tür eylemlerin olması hâlinde disiplin cezası verilebilir. Öyle ki barolar, suçun büyüklüğüne göre Birlikten çıkarılabilir hatta cezai müeyyideler verilebilir." Fakat bunlar da kale alınmadı ve muhalefetin ileri sürdüğü hiçbir husus da virgülüne dokunmaksızın dikkate alınmadı. Fakat Bülent Turan Bey, Sayın Grup Başkan Vekili, bir gün sonra da şunu söyledi: "Ne sakıncası var bölünmelerin?" Hatta bu söylediğimiz sakıncalara göre, sakıncalı kişilere göre bile "Bölünse ne olur?" dedi ve ardından da "Bölünsün, bedelini öderler." dedi. Biz "Bir kişinin, bir sakıncalı hareketi varsa müeyyidesi uygulanır." derken Bülent Turan Bey daha da ileri giderek bir nevi bu tür sakıncaların, sakıncalı şahısların örgütlenebilmesini öngörmüştür. Şimdi, ikişer üçer bin kişilik bu tür örgütlenmeler olduğu zaman nasıl mücadele edersiniz? Örgütlenmiş bir hukuk camiasını ne diye savunma ayağının içine sokarsınız? Oysa, bir çatı altında, her hususun kontrolü kolay olabileceği gibi avukatların da denetimi kolaylaşacaktır. Ama çoklu barolar, bu denetimi de ortadan kaldıracağı gibi hoşgörü ve birtakım tavizkâr tutumlarla neredeyse barolar kurumlar içinde denetim mekanizmalarını yok hükmüne getirecektir.
Ben, Grup Başkan Vekillerinin özellikle iddialarını ve savunmalarını dile getiriyorum ki: "Günlerdir, haftalardır neyi ortaya koyuyorlar? Bu yasayı ne için hazırladık?" diyorlar. Bunlardan sonra da, sizlere bunları hatırlattıktan sonra da ben bu yasanın genel gerekçesine bakıyorum. Genel gerekçesinde şu söyleniyor, dişe dokunur sadece şunlar var: "Avukatlık mesleğinin daha iyi bir şekilde icra edilebilmesi amacıyla." Yine, ikinci önemli gerekçe şu: "Avukatlık hukukuna ilişkin iş ve işlemlerin yürütülmesinde yaşanan gecikmelerin ortadan kaldırılması ve baro hizmetlerinin daha sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi amacıyla."
Sayın Grup Başkan Vekillerinin günlerdir "Şu sakıncası var, bu sakıncası var." diye alt alta, madde madde sıraladıkları ve bizlere kabul ettirmek istedikleri bu iddialar ve "Bu iddialara karşı bu teklifi hazırladık." derken, genel gerekçeye baktığımızda bu iddiaların hiçbiri yok akla şu geliyor: Ben "vesayet" tabirini boşuna kullanmadım, yani, "Barolara vesayet uygulanıyor, Meclisi de bu rejim vesayet altında tutmuştur." derken, o zaman iktidar "Hayır, öyle değil, bizim çoğunluğumuz var; yasaları biz hazırlıyoruz, teklifleri biz getiriyoruz." diyebilirlerdi ama bu gerekçeye baktığımız zaman, değerli hukukçuların, arkadaşların bu iddialarına karşılık gerekçede hiçbirinin olmadığını, imza sahibi arkadaşlarımızın da bu teklifi hazırlamadığını görüyoruz. O zaman ben diyorum ki: Bu teklif hazır gelmiştir, arkadaşlarımız da imzalamış, Genel Kurula sunmuşlardır; bunun adı, Genel Kurulun da rejim tarafından vesayet altında tutulduğunun karinesidir. Onun için özellikle bu vesayetin kabul edilmemesi gerekir. Maalesef, bu tartışmalar da günler süren bu konuşmalar da dışarıya karşı, iç siyasete ve kamuoyuna karşı "Bizim çok iyi tartışan, çok iyi konuşan bir Meclisimiz var, her şeyi katılımcı demokrasiye uygun hazırlıyoruz, kanunlar böyle hazırlanıyor." diyebilmek için.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASAN SUBAŞI (Devamla) - Bitiriyorum efendim.
BAŞKAN - Buyurun.
HASAN SUBAŞI (Devamla) - Onun için, her kuruma sirayet eden bu vesayetten kurtulmak zorundayız; ülkenin çıkarı için, kamunun çıkarı için, hepimizin, Türk milletinin çıkarı için.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)