| Konu: | Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 110 |
| Tarih: | 09.07.2020 |
SEVDA ERDAN KILIÇ (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bu teklif Adalet Komisyonunda dört gün süren mesainin ardından kabul edildi. Teklif üzerinde ilk söz sahibi olması gereken baro başkanları ne Komisyona ne de milletin Meclisine alınmadı. Meclisin kapısının önünde beklettiniz, orada sabahlattınız hatta onların oturmaları için getirttiğimiz bankların bile girmesine izin vermediniz. Bugün de Kuğulu Park'ta baro başkanlarına ve avukat arkadaşlarımıza aynı zulmü devam ettiriyorsunuz. Şimdi de Komisyonda bütün itirazlarımıza rağmen virgülünü dahi değiştirmediğiniz -ki az önce küçük bir değişiklik oldu- Anayasa'ya ve evrensel hukuk ilkesine aykırı olan bu kanun teklifini Genel Kurulda görüşüyoruz.
Yargının kurucu unsurlarından olan ve bağımsız savunmayı temsil eden avukatlar, hukuki sorunların ve anlaşmazlıkların adalete, hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesi, hukuk kurallarının tam olarak uygulanması, bireylerin hak ve özgürlüklerinin korunması ve hukuk devletinin işlerliğinin sağlanması açısından yaşamsal bir öneme sahiptir. Hukuk devletinin olmazsa olmaz koşulu olan bağımsız yargı, yargının olmazsa olmaz koşulu olan savunmayla birlikte anlam kazanır. Savunma, yargının vazgeçilmez ögesidir ve adaletli bir yargılamanın varlığı ancak avukatların etkin katılımıyla sağlanır. Sizler, bırakın avukatların etkin katılımını, bu değişiklikle avukatlık mesleği ve baroları ayaklar altına almaktasınız.
Güçlü savunma güçlü avukatlarla, güçlü barolarla olur. Sizin hedefiniz barolardan öteye, savunmayı yok etmektir. Savunmadan korkuyorsunuz, beyaz önlük giyenlerden korkuyorsunuz, köyüne sahip çıkan şalvarlılardan korkuyorsunuz, sarı yeleklilerden korkuyorsunuz, avukat cübbelerinden korkuyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Ama arkadaşlar, korkunun ecele faydası yok, ilk seçimde iktidarınız ve yarattığınız bu korku imparatorluğunu bizler hep beraber sona erdireceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)
Avukatların ve baroların, kısaca savunmanın etkisizleştirilmesi demek; çocuk istismarları, kadın cinayetleri, doğa katliamları, işkence ve kötü muamele mağdurlarının yalnızlaştırılması olacak ki bu da önü alınamaz toplumsal bir felakete yol açacaktır.
Değerli milletvekilleri, biraz da meslek etiğine değinirsek, avukatlık hizmeti hiçbir unvan altında marka ve tescile konu olamaz. Avukatlar reklam yapamaz, avukatların bürosu dahi mesleğe yakışır şekilde olur, avukatların astıkları tabelaların bile ölçüleri belirlenmiştir. Avukatlar reklam dahi yapamazken bize getirmiş olduğunuz tekliften sonra barolar avukat kazanmak için reklam yapacaklar, hatta, belki de promosyon dağıtma işine bile girişeceklerdir. Komisyonda da söyledim, avukatlık mesleğini bu teklifle tahsilli tacirlere, baroları da ticarethanelere çeviriyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
Son yıllarda, barolara ilişkin "Siyaset yapıyor." diye eleştirilerinizin ne kadar samimiyetsiz olduğunu bu teklifle gördük arkadaşlar. Çoklu baro uygulamasından sonra siyasi görüş, etnik kimlik, farklı inançlar, belki de hiç aklımıza gelmeyecek farklılıklar üzerinden bölünmeler olacak. Bu uygulama sadece baroları bölmeyecek arkadaşlar, mahkemeleri bölecek ve maalesef bu uygulamayla adaleti böleceksiniz.
Değerli milletvekilleri, çoklu baro, yargı birliği ilkesine aykırı; çoklu baro, yargı bağımsızlığı ilkesine aykırı; çoklu baro, hâkim tarafsızlığı ilkesine aykırı; çoklu baro, temsilde adalet ilkesine aykırı; çoklu baro, demokratik hukuk devleti ve en önemlisi eşitlik ilkesine de aykırı.
Değerli milletvekilleri, konuşmamı bitirmek üzereyken... Geçenlerde bir televizyon kanalında bir aşık atışması izledim; şimdi televizyonu söylemeyeceğim, yarın onu da kapatmaya kalkarsınız, o yüzden televizyon kanalının ismini vermeyeceğim. (CHP sıralarından alkışlar) Şu dörtlüklerle bitirmek istiyorum: "Klarneti çalana bak, gördüm serhatte / Hâkimler dizilmiş hepsi kıyamda / Cübbesi yakışmaz kambur sırtında / Adaletle hükmeden hâkim kalmadı / Fetva verir hoca, korur hırsızı / Yılışıp gülenler çağın arsızı / Bırak gitsin gayrı sevme kansızı / Adaletle hüküm, yargı kalmadı."
Bu dörtlüklerin haklı çıkmaması için, gelin, bu teklifi hep beraber reddedelim diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)