GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu'nun sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında Adalet ve Kalkınma Partisine sataşması nedeniyle konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:110
Tarih:09.07.2020

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Sayın Başkanım, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; şimdi, Meclisimizde en fazla hangi meslek grubu olduğunu hepimiz biliyoruz. Biz avukatlar varız ve kendi mesleğimizle alakalı önemli bir kanunu görüşüyoruz. Bu konuyla alakalı olarak muhalif olmayı çok tabii görüyorum. Biz bu kanunu hazırlarken de kendi içimizde çok uzun müzakereler yaptık ve öyle zannediyorum, benim iki yıllık Meclis tecrübem içerisinde bir kanuna hazırlanırken ki en uzun görüşmeleri yaptık. Bütün hukukçu vekillerimizle oturduk, konuştuk tek tek artısı, eksisini. Bunu şunun için söylüyorum: Bu kürsüden konuşurken her zaman yaptığınız konuşmayı beklemiyorum Sayın Tanrıkulu, farklı bir konuşma bekliyorum. Şimdi, buradan bakıyorum, bir defa şunu bekliyorum: Hukukta mahkemelerde rûberû olmak çok önemlidir, yüz yüze olmak çok önemli bir ilkedir. Muhatabınızın yüzüne bakarsınız -hâkimdir, savcıdır, sanıktır- direkt yüzüne söylersiniz. Bir defa şunun için sizi kınıyorum: Arkadaşım burada yok. O burada yokken onun gıyabında konuşuyorsunuz.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Ben avukatlara dedim, arkadaşını da kastederek söyledim.

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Davet edin, Yusuf Bey gelsin, yüzüne istediğinizi söyleyin, birincisi bu.

İkincisi, bakın, bir insana gıyabında korkak demek çok büyük bir haksızlıktır, çok.

Ha, derin devletle alakalı... Biz bir yere saklanmıyoruz. Bakın, bizim hayatımız, hele bu davanın içindeki hem kadınların hem erkek arkadaşlarımızın... Ben biliyorum Yusuf Bey'in Yozgat Baro Başkanlığından devam eden o sürecinin ne kadar ızdıraplı olduğunu, sadece kendisi değil, eşi başörtülü olduğu için başına gelenleri. Bugüne kadar...

HABİP EKSİK (Iğdır) - Hadi oradan!

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Bak, "Hadi oradan!" deme. Ne demek "Hadi oradan!"

(AK PARTİ ve HDP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Ne demek "Hadi oradan!" Ne demek "Hadi oradan!" Ne demek "Hadi oradan!" Hadi buradayım işte, gel, buradayım. Buradayım, buradayım. Terbiyesiz adam! Buradayım, buradayım. Söylediğim her kelime doğrudur. Sen "Hadi oradan!" diyemezsin.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...

Özlem Hanım, bir dakika lütfen.

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Böyle bir şey olamaz Sayın Başkan. Ne demek "Hadi oradan!" Hangi kelime yalan.

Meral Hanım, rica ediyorum, bu arkadaşınızı uyarın. Böyle bir üslup olamaz.

BAŞKAN - Bir dakika Özlem Hanım.

Değerli milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisine yakışmayan tavır ve davranışlarda bulunmamamız gerekiyor. Laf atmak doğru bir şey değildir.

Buyurun Sayın Zengin.

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Şu an burada, ister inanırsınız ister inanmazsınız, benim kürsüde yaptığım her kelime yaşadığım, inandığım, şahit olduğum konuşmalardır, öyledir. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

YUSUF BAŞER (Yozgat) - Aynen Başkanım, biz de öyle.

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Ve şunu söyleyeceğim: "Baro, baro, baro..." Ya, baro demek benim için ne biliyor musunuz? Çile, çile, çile... (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Ben baroda staj yapmak için altı yıl uğraştım, altı yıl.

YUSUF BAŞER (Yozgat) - Bravo!

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Baro Başkanına bak...

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Baro Başkanı da alkışlar mı...

YUSUF BAŞER (Yozgat) - Çile... Çile...

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bir saniye...

Bütün eğitim hayatını fevkalade başarıyla geçirmiş ben, en büyük arzusu hâkim olmak isteyen ben, bir staj yapmak için altı yıl uğraştım. O yüzden bana "Barolar, hak, hukuk." dediğiniz zaman ben çilemi hatırlıyorum, arkadaşım kendisinin ve eşinin çilesini hatırlıyor.

Ha, gelelim derin devlet meselesine. Bu ülkede geçmişe dönük olarak derin devlet var mı, yok mu, bilemem. Bunu yapmak isteyenler vardı Türkiye'de, geçmişte vardı. Bunu yapmak isteyenler bu ülkede darbeler yaptılar. Bakın, geçen gün hep beraber o darbelerin izini kazıdık. Her birimizin hayatına zulmettiler, size de ettiler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Mikrofonu açar mısınız?

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Toparlayacağım.

Sayın Tanrıkulu, ben biliyorum, size de zulmettiler o derin devlet, onu savunacak bir hâliniz olmamalı. Bize de zulmettiler, bizim bütün duruşumuz, AK PARTİ'yi bugüne getiren şey, işte o derin devlet dediğiniz yapılara olan dirençtir.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Başkanım, derin devlet varmış demek ki.

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Biz haktan, hukuktan yanayız. Fikirlerimiz farklı olabilir ama şundan emin olmanız lazım, biz bu ülkede hakkın, hukukun hayata geçmesini isteyen insanlarız.

Devamında şunu söyleyeceğim, son bir cümleyle toparlıyorum. Eğer, AK PARTİ'nin derin devlete karşı duruşu olmasaydı... 27 Nisanda Türkiye'de o askerin alıştığı e-muhtıraya karşı ilk defa bir duruş sergilendi; ilk defa, ilk defa. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Ya ne yaptınız peki? Kol kola girdiniz, kol kola girdiniz.

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Biz de oradaydık, bakın biz de oradaydık. O işler olurken ben de AK PARTİ'de çalışan bir insandım, o direnişin bizler bir parçası olduk. Eğer AK PARTİ derin devletin karşısında olmasaydı bu FETÖ darbe yapmaya çalışmazdı ve bence bu Meclis hamdetmeli. Ya, başardık kardeşim ya, bu adamlara karşı demokrasimiz üstün geldi, niye hâlâ ezik hissediyoruz kendimizi? Başardık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar; CHP ve HDP sıralarından gürültüler)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Son cümle...

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Özlem Hanım, avukatlara dayak atılıyor şimdi. Şu anda dayak atılıyor Güvenpark'ta.

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Bağırma! Bağırmasın arkadaşınız.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Ya, arkadaşlar, "Avukatlar dövülüyor." diyor, ne var bunda ya? Şu anda bu!

YUSUF BAŞER (Yozgat) - Eskiden dövülüyordu. İşte bak söylüyoruz, eskiden dövülüyordu.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Dövülmemesi gerekiyor, şu anda dövülüyor. Yapmayın ya, avukatız hepimiz!

YUSUF BAŞER (Yozgat) - Yanına git yanına.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Gideceğim zaten. Yanına gideceğim.

YUSUF BAŞER (Yozgat) - Git.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Gideceğim tabii, yanında olacağım. Sen de burada otur.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Zengin...

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, son cümlem şudur: Barolar meselesinde hemfikir olmayabiliriz, birbirimize bu konuya dair eleştirilerimizi söyleyebiliriz ama lütfen birbirimizin hakkı, hukuku, bu ülkede özgürlükleri, demokrasiyi üstün kılacağımıza, asla ve kata darbecilere, derin devletçilere müsaade etmeyeceğimize emin olmalısınız.

Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)