| Konu: | İstanbul Milletvekili Ahmet Şık'ın 222 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerinde şahsı adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerinden dolayı İç Tüzük'ün 160 ve 161'inci maddelerinin uygulanmasına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 109 |
| Tarih: | 08.07.2020 |
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; önemli bir kanunu görüşüyoruz. Usul ekonomisi gereği, kamu menfaati gereği, belki de sokakta bir tartışmada duyduğumuzda çok ağır cevap vereceğimiz ifadeleri burada duyduğumuzda sabretmeyi bir kamu görevi hâline getirdik. Alttan alıyoruz, idare ediyoruz, sabrediyoruz. Sabahtan beri hem CHP'li arkadaşlardan hem HDP'li vekillerden çok sayıda ağır itham duyduk. Kanunla ilgili neler söylediler, hazırlanma usulleriyle ilgili neler söylediler fakat en ağır eleştirilere tahammül ettik, cevap vermedik, yeri geldi ağzımızı açmadık ama eleştiriye sabretmek başka, terbiyesizliğe sabır başka; eleştiriye sabretmek başka, ağır dile, hakaret diline sabretmek başka. Sabahtan beri -bir daha diyorum- sayıyı unuttum ama onlarca CHP'li ve HDP'li vekil konuşmasında hak etmediğimiz "saray vekili" dediler, ne bileyim işte "Bunu talimatla getirdiniz." dediler, neler söylediler. (HDP sıralarından "Saray vekilisiniz." sesleri, gürültüler)
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) - Milletin vekili, milletin!
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Hepsine sabrederek sadece kendi konuşmacılarımızın süresinde cevap vermeye çalıştık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Verseydin cevap.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bunu da kamuoyu da sizler de takdir edersiniz; alttan aldığımızı, idare ettiğimizi, sabrettiğimizi vesaire. Fakat bir daha söylüyorum: Konuşmacı daha önce de yaptığı gibi, kendi konuşması değil asla, eline verilen bir metni, kafasını kaldırmadan bir talimatla okuduğu hakaret metnini... Ben de burada, özellikle Sayın Genel Başkanımıza ısrarla ve tekraren "tiran" demesine "Hadi oradan!" diye cevap verdim. Bu "Hadi oradan!" tarzı cevapları zaman zaman onlar bize, biz onlara yapıyoruz ama "Hadi oradan!"dan sonraki o sokak dilinden de aşağı olan dili o kürsüden söylemesi kabul edilebilir değil.
Sayın Başkan, Grup Başkan Vekilleriyle arkadaki görüşmemizde -yine kanunun mehabeti, hızlı olması işte, önemli olmasından yola çıkarak- dediler ki "Özür dileyecek kürsüden." Biz de "Konuyu kapatacağız." dedik. Ancak dinledik ki bırakın özür dilemeyi, -burada "sizden" kastı herhalde sırf AK PARTİ değildir, tüm milletvekilleri içindir- "Ben sizin gibi profesyonel siyasetçi değilim." tarzı ne idiği belirsiz ifadelerle aynı hakaretlere devam etti. Keşke olmasaydı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Hakaret bunun neresinde?
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Politik bir eleştiri.
BAŞKAN - Bir dakika...
Buyurun Sayın Turan.
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Değerli arkadaşlar, az sabrediyoruz.
Altını çiziyorum, eleştiriye sabretmek iktidarların görevidir, bunda beis yok ama hakarete, küfre, bu tarz dile isyanımız var. Dolayısıyla hem bu ülkenin Cumhurbaşkanına -sevseniz de sevmeseniz de- yirmi yıldan beri her derdinde her sorunda millete başvurmuş, demokrasiyi değerlendirmiş Genel Başkanımıza "tiran" gibi saçma sapan bir iddiada bulunmak hem de bir vekile, kim olursa olsun, o ağır ifadelerde bulunmak hem kaba ve yaralayıcı ifadeler bağlamında 160'a göre kınamayı hem de Meclisten geçici çıkarmayı gerektiren iki farklı madde var. Ben bu iki maddenin uygulanmasını, özür dilemediğinden dolayı uygulanmasını zatıalilerinizin takdirine bırakıyorum Sayın Başkanım. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)