GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:106
Tarih:01.07.2020

İYİ PARTİ GRUBU ADINA BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii bu olay yine tipik Türkiye manzarası; hep böyle dolandırıcılarıyla övünürüz ya. Şimdi, 300 bin nüfustan 900 bin nüfusa çıkan bir ilçeden bahsediyoruz. İmar planları yapılırken genelde nüfuslara göre yapılır, o bölgede yaşayacak insanların sayısına göre de altyapıları dizayn edilir, yolu, izi, köprüsü, telekomünikasyonu, şehir planlamaları yapılır ama öyle enteresan şeyler duyuyoruz ki sanki bu kurallar Türkiye'de yok gibi. Esenyurt'ta son yağmurlarda da gördük ki bodrumlara dolan sular, yine can kayıpları her zaman Türkiye'nin gündeminde. Yani, biz önce çarpık kentleşmeyi yapıyoruz, ondan sonra dönüp buna tedbir almaya çalışıyoruz. Bunun en tipik örneği de Esenyurt.

Şimdi, bu müteahhitliğin bir belgesi yok. Herkes orta yere çıkıp, bir projeyi orta yere koyup "Ben böyle bir ev yapıyorum, konut yapıyorum -beş yıldızlı otellerin balo salonlarında itibarlı insanların olduğu- ben de burada yaşıyorum, ben de buradan ev aldım." gibi Türkiye'de saadet zincirleri var. Tosun Paşalardan tutun, işte Çiftlik Banklardan tutun, saadet zincirlerinden tutun, konutla ilgili de bu tür saadet zincirlerinden bir sürüsü var.

Değerli arkadaşlar, bakın, artık devletin bu işe bir el koyması lazım, bu konutu kimler yapar, hangi şartlarda yapar, hangi yeterlilikteki insanlar bu işleri yapar, buna bir kimlik kazandırması lazım. Özetle şu: Arsa sahipleri ve müteahhitler kendi aralarında bir sözleşme imzalarlar, bu sözleşmeyi götürüp tapuya şerh ettirirler. Ondan sonra gider, mevcut yapıya göre de kat irtifakını kurarlar. Bundan sonra da inşaata başlarlar. Bu çerçevede devlete de müracaat ederler, derler ki: "Biz konut kampanyası yapıyoruz." Ticaret Bakanlığından da yetkisini alır, bu çerçevede işler yapılır ama biz de ortada şahane bir maket, beş yıldızlı bir otel, hatırlı müşteriler, "Buradan işte şu daire aldı, bu ev aldı..." Sonunda binlerce mağdur... Hâlbuki Tüketici Yasası bununla ilgili diyor ki: "Vazgeçtiği takdirde yüzde 8 eksiğiyle beraber altı ay içerisinde bunu ödemekle yükümlüdür." ama bizde kanunlar da çalışmıyor. Bir tüketicinin hakkını kullanıp da -binlerce mağdur olmasına rağmen- müteahhitten parasını aldığına ben şahsen rastlamadım.

Ümit ediyorum ki bu bir dönüm noktası olur. Bu, Türkiye'nin kanayan yarasıdır. Esenyurt'ta da var, Tuzla'da da var, Türkiye'nin değişik şehirlerinde bu tür dolandırıcılık olayları bol miktarda var. Dolayısıyla, bunu yapan insanların bir kimliğinin olması lazım, bir sorumluluğunun olması lazım. Türk Ticaret Kanunu yeterli değil, bunu Bakanlığın da bilfiil takip etmesi lazım.

Yapı denetim şirketleri oluşturduk depremden sonra.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyursunlar efendim.

BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Toparlıyorum Başkanım.

Normal şartlarda bu inşaatlar yapılırken daha ruhsatı alındığı andan itibaren yapı denetim şirketlerinin bu projeleri takip etmesi lazım. Hiçbir yapı denetim şirketinin ben bunlardan dolayı yargılandığını da duymadım. Hâlbuki bunların inşaatın her aşamasını kontrol etme yükümlülükleri var, sorumlulukları var, proje müellifleri var. İşte 5 kata ruhsat alınmış, belediye başkanı projenin yanında poz veriyor ama verilen 5 kat 14 kat olarak yapılıyor yani ne yapılıyorsa bu imar rantı üzerinden yapılıyor.

Bunu aslında herkes biliyor, biz yeni bir şey de söylemiyoruz. Başlangıçta 0,50'lerle başlayan emsallerin daha sonra şartlara ve değişen yakın ilişkilere göre 2'ye, 3'e çıktığını, şehirlerin canına okuduğumuzu başta Sayın Cumhurbaşkanı da söylüyor.

O zaman bu bir başlangıç olsun, gelin bu önergeye hep beraber "evet" oyu verelim, hiç olmazsa şu saadet zincirinden Türkiye bir miktar kurtulsun, bu toplumun kanayan yarası olan konuya da hep beraber bir parmak basmış olalım diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)