| Konu: | 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 43 |
| Tarih: | 17.12.2012 |
MHP GRUBU ADINA EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2013 yılı merkezî yönetim bütçesinin "Gerektiğinde kullanılabilecek ödenekler" başlığını taşıyan 5'inci maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun görüşlerini arz etmek üzere söz aldım. Yüce heyetinizi bu vesileyle saygıyla selamlıyorum.
Geçen yıl bütçe görüşmeleri esnasında da aynı maddeyi ben konuştum. Madde numarası farklı, o zaman 8'di, şimdi 5. Buraya gelirken de -yine de yapacağım ama- takdir hislerimi ifade etmek için kürsüye çıkmıştım Sayın Bakanım ama sizleri biraz önce dışarıdan seyrettim. Bu Parlamentoya doğruyu söylemek mecburiyetindesiniz. Bakın, bütçe açığıyla ilgili sorular sorulduğunda dışarıdan izledim. Bazen arkada oturmama rağmen, doğru söylenmediği anda veya tam anlatılmadığı anda kendimi tutamam laf atarım diye dışarıdan izliyorum ve izledim.
Bakın, size sorulan soruya cevap verdiniz. Nasıl bir cevap verdiniz? "Bütçenin gelir tarafında bir problemimiz yok, hallettik; açık tarafı, harcamayla ilgili." dediniz. Yanlış mıyım Sayın Bakanım? Aşağı yukarı ifade bu.
Şimdi, bu doğru da, 10 milyar TL zam yaptınız, hesabın bir tarafında o gitti. Siz yüzde 4 millî gelir büyümesini dikkate alacaktınız, millî gelir büyümesi yüzde 2,5'a gidiyor. Bunu da bu Parlamentoya söylemek zorundasınız. Aksi takdirde, elmayla armudu bu Parlamentoya izah etmiş olursunuz. İkisini izah etmek, gerçekten doğru bir şey değil. Bunu söylemek mecburiyetindesiniz. Bunu hepimiz kabullenmek mecburiyetindeyiz.
Bakın, biraz önce söyledim, gerçekten takdir hislerimi ifade edeceğim. Bu bütçenin arkasındaki maddeler 40 taneydi. 2007'de biz Parlamentoya geldiğimizde bu maddelerin azalması için -siz Bakan değildiniz o zaman- hep birlikte uğraştık ve gerçekten de hem bürokrasideki arkadaşlar hem de Plan Bütçedeki arkadaşlar bu işin düzelmesi açısından ne yaptılar? 40 maddeyi neye indirdiler? 15'e doğru geldi. Bu, takdir edilecek bir olay. Ha, bunun tenkit edilecek yönü de var, yılda 3 tane torba yasa getiriyorsunuz, bu maddelere yazacağınız her şeyi, o torbaların içine sokuyorsunuz, dolayısıyla buradaki madde sayısı 40'tan 15'e iniyor. Buna rağmen takdir hislerimi ifade edecektim. Teşekkür de ediyorum. Bu memlekette iyi bir şeylerin olduğunu mutlaka söylemeliyiz ama bunu söylerken "Biz gelir tarafını bu işin hallettik." 10 milyar TL zam yapmamışsınız gibi, 21 koyduğunuz açık, o 10 milyar zamma rağmen 33 oluyor, bunun olması mümkün değil. Bu Parlamentoya? Siz ilim irfan görmüş bir insansınız, bunu bilen bir insansınız, bunu doğru düzgün izah etmeniz lazım.
Değerli milletvekilleri, gerçekten, öncelikle ifade etmek istediğim bir husus var. Madde sayısının 40'lardan 15'lere inmesi -biraz önce ifade ettiğim gibi- takdir edilecek bir olay ama bunu torba yasayla başka bir şekilde çözüyorsunuz, başka bir şekil getiriyorsunuz ama en azından psikolojik duvarı yıkmamız açısından önemliydi.
Bu başlık altında ki hususları dikkate aldığımızda, maddede, personel giderlerini karşılama ödeneği, yedek ödenek, yatırımları hızlandırma ödeneği, doğal afet giderlerini karşılama ödeneği olarak 4 grup hâlinde görüyoruz.
Personel giderlerini karşılama ödeneğinde, personel ve sosyal güvenlik kurumları prim giderlerine Maliye Bakanlığı bütçesinden aktarma esas oluyor. Yedek ödenek hususunda ise Maliye Bakanlığı bütçesinden genel bütçe ve özel bütçeli idarelerin, mevcut veya yeni açılacak tertiplerle çok acil ve zorunlu hâllerde aktarma yapmaya, yatırımları hızlandırma ödeneği ve aynı minvalde ancak "yeni proje" lafı dikkate alınıyor, dikkat çekiyor. Doğal afet giderlerini karşılama ödeneği ise -Allah korusun, bizim söyleyeceğimiz bir şey yok ama- maddedeki ifadesinde "yatırım nitelikli giderler" ibaresi var.
Bu madde, dört ihtimalli, maç gibi; Ödenekler yetmezse buradan aktarırım, yeni bir şey ortaya çıkarsa ona göre tavır alırım, doğal afetlere ilişkin yatırımlara ihtiyaç hasıl olursa buradan karşılarım, aktarırım. Bunlar, doğru olabilir ancak konu dikkatle incelendiğinde, bu olay Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütçe hakkının her ne olursa olsun, gasbı anlamına geliyor. Bizim adımıza orada kullanıyorsunuz bunları. Buradaki olayda Bütçe Kanunu ile 5018 sayılı Kanun deliniyor, kendi yaptığınız kanunu deliyorsunuz. Hem de hukuki dayanağı sakat olan bir yetki kanunundan alınan bir yetkiyle çıkardığınız kanun hükmünde kararnamelerle bu Kanun'u, 5018 sayılı Kanun'u delik deşik ediyorsunuz. Dışarıya nasıl izah ediyorsunuz bilmiyorum. "Biz, bu iyilikleri yapıyoruz, 5018'i çıkardık." vesaire diyorsunuz da nasıl deldiğinizi, nasıl yaptığınızı ne yapıyorsunuz? Anlatmıyorsunuz.
Bakın, geçen, yolsuzlukların önlenmesiyle ilgili bir toplantı Başbakanlığın düzenlediği, Birleşmiş Milletlerle ilgili; ben de katıldım. Sayın Başbakan Yardımcısı orada konuştu, bunların önlenmesiyle ilgili Kamu İhale Kanunu'nu örnek verdi. Sizin dönemde de çıkmadı. Bunların, yolsuzlukların önlenmesiyle ilgili o kanundan bahsederken kırk tane, kırk kere değişiklik yapıldığından bahsetmedi.
Siz, Parlamentoda işinize gelmeyen, sizi sıkıntıya sokacak her hukuki meseleyi bu Parlamentoya ne yaptırdınız? Tasdik ettirdiniz çoğunluğunuzla, doğru olmayanı doğru gibi buradan geçirmiş oldunuz. Vicdanen rahat mı oluyorsunuz? Yapamadığınız işi, beceremediğiniz, yanlış yaptığınız işi bu Parlamentoya tasdik ettirip sorumluluk altından kurtulduğunuzu hukuken düşünüyorsunuz ama millet vicdanından temizlenmek o kadar kolay değil. Yarın, bu belgeler ortada, her yere çıkacak, hepimiz bakacağız, sizin çoluk çocuklarınız da bakacak. Övünülecek bir mesele değil ki bu baktığınız zaman.
Geçen yıl söyledim, bürokrasi size güvenmiyor sizin ne yapacağınız belli olmuyor "Yarın, bana bir şeyi hukuka aykırı yap dersin, neme lazım, ben tedbirimi alayım, kanunun bir yerine bir madde, bir cümle, bir şey atayım, kendimi de kurtarayım, ileride olabilecek şeylere karşı kendimi kurtaramasam bile çoluğum çocuğum temize çıkar." diye bakıyor. Ha, bunları ben söylüyorum, ben bürokrasiden gelen bir insanım, söylerken zevk aldığımı da düşünmeyin ama vakıa bunlar.
5018'le ilgili değişikliklerden bahsettim hakikaten, orada sakat bir yetki? Parlamentoda da görüşürüz sonuna kadar, kanuna da? Bunlarla çözmeye çalışıyorsunuz. Daha sonra yapılan yanlışlar...
Bakın, Anayasa Mahkemesinde Maliye Bakanlığı bürokratlarının bu kanun hükmünde kararnameler için dolaştığını, yaptıklarının yanlış olmadığını, izah için dolaştıklarını, sizin çok iyi olduğunuz, aranız iyi olan yazarlar yazmaya başladı, söylüyor. Geçiyor, tutanaklarda var, daha önce konuştum ben bunu. Diyorlar ki: "Hakikaten yapılan bu işler bürokrasiyi altüst etti, yüzyılların geleneğini mahvetti." Ne oluyor? Orada sıkıntı ortaya çıkmaya başladı "Anayasa Mahkemesinde Maliye Bakanlığının bürokratları dolaşıyor." diyorlar. Yazık değil mi o insanlara? Siz ne derseniz onu hazırlıyorlar, siz neyi imzalarsanız önünüze getirip açıklıyorlar. Ama siz Anayasa Mahkemesinde bürokratları dolaştırıp götürdüğünüz yanlışların izahını nasıl yaptırırsınız, böyle bir şey olabilir mi? Kendiniz gidin, izah edin hukuken mümkün mü değil mi? Mahkemeye çağırdıklarında veya ifadeniz istendiğinde, hukuki prosedür neyse ona göre bakarsınız ama onların, sizin talimatlarınızla Anayasa Mahkemesi koridorlarına gittiği oralarda ifade ediliyor. Yandaş yazar demek istemiyorum, demiyorum da ama maalesef bunları çok net bir şekilde görüyoruz.
Orta Vadeli Program'ı arkadaşlar bana yanlış aktarmadılarsa? Bunu neresi çıkarıyor? Devlet Planlama çıkarıyor, tarihi atıyor. Peki, Orta Vadeli Mali Disiplini kim çıkarıyor? Onu da Maliye Bakanlığı çıkarıyor. Koyduğunuz hedefleri keşke Ocak 1'de çıkarsaydınız da "Bu gerçekleşmelerde hiç yanılmadık." deseydiniz.
Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Ayhan.