GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Pençe-Kaplan Operasyonu'nda şehit olan Piyade Uzman Onbaşı Ertuğrul Köse'ye, Bursa ili Kestel ilçesinde yaşanan sel felaketinde hayatını kaybeden 5 vatandaşa Allah'tan rahmet dilediğine, Tokat ili Erbaa, Turhal, Pazar, Niksar ve Zile ilçelerindeki çiftçilerin dolu yağışı nedeniyle meydana gelen mağduriyetinin giderileceğine, Yassıada yargılamalarının hukuki dayanağının ortadan kaldırılmasını öngören kanun teklifinin siyasi partilerin ortak önerisiyle gündeme alındığına, Manisa Milletvekili Özgür Özel'in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine, baro başkanlarının Ankara yürüyüşünün Anıtkabir'deki sürecinin de tamamlandığına, fikrî mücadeleden yana olduklarına ve hakların hukuka uygun mecrada kullanılması gerektiğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:103
Tarih:23.06.2020

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; ben de Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum, hayırlı haftalar diliyorum.

Ben de konuşmamın başında, ilk önce, Pençe-Kaplan Operasyonu'nda Hakk'ın rahmetine kavuşan, şehit olan Ertuğrul Köse'yi rahmetle anmak istiyorum, Allah gani gani rahmet eylesin.

Yine, Bursa Kestel Kayacık köyünde 4 vatandaşımız, Kestel'de de 22 yaşında engelli bir kızımız -henüz kayıp- hayatını kaybetti. Onlara da Allah'tan rahmet diliyorum. Bu tabii afetler hakikaten hepimizi fevkalade üzüyor. Bu manada, oraya hemen, derhâl Bursa milletvekillerimiz intikal ettiler, İçişleri Bakanımız bütün gece oradaydı. Yaraların sarılmasıyla alakalı acil 2 milyon TL'lik bir yardım hemen gönderildi. AFAD oradaydı, bunu belirtmek istiyorum. Tabii ki bu süreçle alakalı Tarım Bakanlığımızın da çalışmaları hâlen devam ediyor.

Aynı şekilde, ilim Tokat'ta da son hafta içerisinde 6 ilçemizde 9 ayrı dolu vakası yaşandı ve 6 ilçemizde -Erbaa, Turhal, Pazar, Niksar ve Zile ilçelerimizde- ağır bir tarımsal kayıp söz konusu oldu. Bu konuyla alakalı olarak da Tarım Bakanlığımız, çiftçilerimize, elinden gelen gayreti, desteği gösterecek.

Sayın Başkanım, bugün, tabii, gruplar olarak ortak bir çalışma yapıyoruz Yassıada'yla alakalı. O yüzden, özenli bir gün içerisinde olacağız, öyle konuştuk, öyle karar verdik. Anayasa Komisyonunda da konuşulurken büyük bir hassasiyet olmuştu. Bu manada, bugün, burada söylenen şeylerle ilgili birkaç şey ifade edeceğim ama derin bir tartışma açmak istemiyorum açık söylemek gerekirse.

Önce, şunu ifade etmek istiyorum: Hukuk devleti ilkesinin eğer karşılığını arıyorsak bugün yaptığımız, yapacağımız çalışma aslında bizlerin, hukuk devleti ilkesine yaklaşımını ortaya koyan bir tavırdır. Bugün bu yüzden böyleyiz, hakkı, hukuku, adaleti aradığımız için aslında bugün bu yasayı görüşeceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Bunlar, yaptığımız işler şahitlik ediyor. Zaman zaman birbirimizi itham ederken -işte biraz evvel konuşmalarda vardı- çokça söyleniyor "filan rejimi" yani bunların adını millet koyuyor. Referanduma gidiyorsunuz, Anayasa'yla geçiyor, bir sistemin adını millet koyuyor. Bizim isimlendirmelerimiz, muhatapların isimlendirmeleri bunların yanında tali kalıyor. O yüzden, bunları kullanırken gelecekte de bunların ne anlam ifade ettiğini, hangi anlamları doğurduğunu düşünmek lazım. Aynı şekilde ister yerel olsun ister genel manada siyasetçilerin de kendi projelerini hayata geçirirken, ifade ederken, kamuoyuna aktarırken kullandıkları argümanlar, kullandıkları dil, üslup önce yolun başında hasar açmamalı; hasar açıldıktan sonra toparlanmaya çalışıldığında kafalarda başka kavramlar, başka anlamlar oluştuğunda iş biraz başka mecraya gitmiş oluyor. O yüzden, sorumluluk sahibi siyasetçilerin bu ifadelerini, bu projelerini hayata geçirirken...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Açalım sistemi.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Evet, kendi ilinizi düşünürsünüz fakat bu projelerin bir bütünlük içerisinde nereye oturduğunu da iyi değerlendirmek lazım, tartmak lazım.

Şimdi, bir diğer önemli mesele, söylenmeyen şeyleri yorumlarken -hiç söylenmemiş- kendi yorumlarınızı aktarırken inanılmaz ağır ifadeler kullanılıyor. Nedir o mesela? "Seçimin mundar olması." Seçimin mundar olması diye bir şey hiçbir yerde söylenmemiştir.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Söylendi.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Bu çok ağır bir ifadedir. Buradaki mesele şudur; yani siz aynı şeye tersinden bakıyorsunuz. Yani hukuka uygun olarak, seçim kanunlarına uygun olarak, bütün mevzuata uygun olarak ortaya konulan itirazları siz hukuk yoluyla yapılan itiraz süreçlerini bakıyorsunuz "hukuksuzluk" olarak addediyorsunuz; yani aynen baro başkanlarının yürüyüşünde olduğu gibi. Mesela biz şimdi, geçtiğimiz hafta içerisinde şahsım ve Cahit Özkan -Grup Başkan Vekili arkadaşım- 35 baro başkanını ki onlar kendileri ifade ettiler, kendilerinin ifadeleridir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Sayın Başkanım bir kez daha rica edeceğim.

BAŞKAN - Açalım sistemi, lütfen.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - 80 baroyu temsilen geldiler, yani kendi aralarından 80 baro başkanı 35 baro başkanını belirlediler. Onlar ziyarete geldiler Meclisimizi ve aynı zamanda Barolar Birliğinden de temsilciler vardı. Sadece bizimle değil, diğer siyasi parti gruplarıyla da bir araya geldiler. Ve biz yaklaşık dört saat, dört saat baro başkanlarımızı tek tek dinledik ve çok büyük mutluluk duyduk; fevkalade iyi bir ortam içerisinde geçti. Hakeza işte, Anayasa'nın 34'üncü maddesine atıf var; aynen biz de o kanaatteyiz. Elbette ki baro başkanları istiyorlarsa hukuka uygun bir şekilde çünkü sadece 34'üncü maddenin 1'inci fıkrası okunuyor. Bu yürüyüşün hangi şartlar altında nasıl yapılacağı idarenin bu konuyla alakalı yönlendirmeleri, yürüyüş yapılırken uyulacak kuralların da kanunla düzenleneceğini 34'üncü maddenin son fıkrası zaten söylüyor. Geldiğimiz noktada zaten süreçlerini tamamladılar, Anıtkabir'e gittiler, Anıtkabir'de de planladıkları süreci tamamlamış oldular.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ÖZLEM ZENGİN (Tokat) - Burada önemli olan şey şudur: Yani bizim hayatımız bizimle aynı fikirde olmayan insanlarla karşılıklı konuşarak geçti, fikrî mücadeleyle geçti. Biz, sonuna kadar fikrî mücadeleye varız ve buna da saygı duyuyoruz ama bu mücadele yapılırken her hâlükârda kullanılan bütün hakların da hukuka uygun bir mecrada kullanılması gerekiyor, bizim yaptığımız da sadece ve sadece bunun altını çizmektir. Bugün zaten gün içerisinde yapacağımız konuşmalarda defaatle bunların altını tekrar çizeceğiz.

Sayın Saruhan Bey'in de bahsettiği konuyu bu hafta içerisinde pek çok defa konuşacağımızı düşünüyorum. O yüzden o konuyla alakalı olarak daha sonra söz aldığımız zamanlarda partimizin kanaatlerini ifade edeceğim.

Çok teşekkür ediyorum sağ olunuz.