GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda ve 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:102
Tarih:18.06.2020

AYLİN CESUR (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

18'inci maddedeki düzenlemenin amacı, bakanlık müşaviri gibi üst kademe kadrolarda en az iki yıl görev yapmış olanların görevden alındıktan sonra özlük haklarında yaşanan düşüşü engellemekmiş. Aslında tekrar eski kadrolara dönecek olsalar bile özlük hakları bakımından üst kademede bulundukları dönemdeki şekliyle devam etmeleri sağlanıyor, iki yıl çalışmak kâfi yani.

Değerli arkadaşlarım, siz geleli beri dediniz ki: "Biz bir geldik, artık gitmeyiz, ne yapar eder çakılır kalırız burada." Bunu çeşitli şekillerde, çeşitli yollarla söylediniz. Biz de dedik ki: "Olmaz hemşehrim, vatandaşın derdini dinlemiyorsan ve çözüm üretmiyorsan ve adalet dağıtmıyorsan o olmaz, gün gelir gidersin." Siz ne yaptınız? Araç olarak kalacak şekilde demokrasiyi sözde zırh olarak aldınız elinize ve demokrasinin tüm kurumlarını bir bir işlemez hâle getirdiniz; gitmemek için yaptınız bunu. Şimdi bu maddedeki değişiklikle görüyorum ki bizimle aynı noktaya gelmişsiniz ve bavulları hazırlamaya başlamışsınız ve anlıyoruz ki "gitmeden önce yapılacaklar listesi" hazırlanmış ve 2 Haziranda Meclis açıldığından beri bir bir önümüze konuluyor.

Bakınız, ben milletvekili olmadan önce, Allah nasip etti, ben de o yüksek bürokrat kadrolarında bulundum, 7200'dü ek göstergem. Aklımdan da fikrimden de ne benim ne arkadaşlarımın geçmedi bir ömür bunu taşıyayım, çakılıp kalayım diye. Çünkü o makamlar gelip geçicidir; makamdaki kişiyle beraber gelirsiniz, görev tamamlanınca birlikte gidersiniz. Aslında demokrasilerde de bunun gidenler ve gelenler şeklinde işlemesi lazım.

Şimdi, biz görev yaptığımız o kürsülerin şeref kısmıyla karnımızı doyurduk da sizin karınlar bir türlü doymadı. Ben bu kürsüden daha önce sormuştum "Bir tokluk sınırınız var mı?" diye. E, yokmuş, onu da görmüş olduk.

Neden bavul aşamasına geldiniz, ben hemen onu söyleyeyim. Bakınız, ben dün Isparta sokaklarındaydım, vatandaşı dinledim. Bizim Isparta'da bir Kaymakkapı Meydanı var; güzeldir, güllerle süslüdür. Çok şikâyet vardı orayla ilgili. Belediye bir iş yapıyor, gittim sordum "Nedir?" diye. O gül kokulu meydanın ortasına getirmiş, bir yapı koymuşsunuz. Şimdi ne meydanın meydanlığı kalmış -o güzel, büyük, geniş meydanın- etrafındaki esnafın önü kapanmış; esnaf işini yapamıyor, herkes çok şikâyetçi. Aslında ne gördüm ben orada biliyor musunuz? Tam olarak adı kazulet, dev bir kazulet.

Şimdi, AK PARTİ'li Belediye Başkanımız sözler verdi gelirken, onlar ne oldu, bilen yok ama biz biliyoruz. Başkan, büyük, dev eserler peşinde. İki tane iş yaptı. Bir tanesi -kazulet- devam ediyor. İkincisi de Gökkubbe'miz var. Isparta'da Gökkubbe'nin tepesinde, daha önceki şeklinde üç hilal, üstünde de bir yıldız vardı. Şimdi, dün Isparta sokaklarında dolaşırken -vatandaşın derdi geçim sıkıntısı ama- bir de sıklıkla bununla karşılaştım. Dediler ki: "Bizim hilallerin ortasına da Başkan yıldızlar koydu." Bu üç hilalin ortasına yıldızlar koymuş Belediye Başkanı ve vatandaşlar "Sayın Milletvekilim, bunu gidin Mecliste dile getirin lütfen." dediler.

Şimdi, ay yıldız bizim her şeyimiz, "Ortasına yıldız koyduk." diyerek sakın buradan kurtarmaya çalışmayın. Biz canımızı veririz o ay yıldız için ama Isparta'nın, oranın büyük sembolü olan o üç hilalin ortasına konan yıldızları, ortağınızın milletvekili olmadığı için Isparta'da, oradaki, sokaktaki vatandaş söylediği için, ben onlar adına dile getirmek istiyorum.

Şimdi, vatandaşın asıl derdi geçim sıkıntısı. "Bir yılda açarız." dedikleri ve 3 defa da törenini yaptıkları ITKM hâlâ duruyor. Üniversiteye yapılacak banliyö treni, yaya koridoru, bisiklet istasyonu, Deri Organize 2'nci Arıtma Tesisi, Otogar Bölgesi Projesi, Kent Ormanı, Kent Meydanı Projesi, yaşlı bakımevi, 29 tarihî evin restorasyonu, Gülpark Projesi, iki yılda 2.500 kişiye ev... Bir buçuk yıl geçti, tık yok.

Siz Gökkubbe'yle uğraşıp, vatandaşın nefes aldığı en güzel meydana bir kazulet koyup bir de bununla uğraşıyorsunuz ama vatandaş geldi dün Isparta'da -bir ağabeyimiz, İbrahim ağabey- bana dedi ki: "1.500 lira emekli maaşım var Sayın Vekilim, ev kira, çocuklar iş bulamıyor, üniversite mezunu onlar; pazara çıkıyoruz, boş fileyle dönüyoruz ve iki senedir aynı pantolonu ve bu yırtık tişörtü giyiyorum." Ve utanarak sıkılarak bunu söylerken ekledi, dedi ki: "Gitmeleri lazım, gidecekler de bir an önce gitmeleri lazım, artık gücümüz kalmadı."

Bir başkası, Mehmet ağabey geldi, icralık olmuş, o da kanser hastası, aynı zamanda kalp ameliyatı olmuş, 5 nüfusu geçindiriyor ve bankalar ödediği hâlde 10 bin lira borcun 9 binini ödemedi göstermişler, çok ciddi sıkıntıları var, "Açız." diyor, "Açız."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

AYLİN CESUR (Devamla) - Şimdi siz gidince sonraki maaşları azalır diye korktuğunuz üst maaşlı bürokratlarınız, kamu görevlileriniz var ya, ben de vatandaşın psikolojisinden korkuyorum.

Yapılan, Kaymakkapı Meydanı'na bir kazulet ve vatandaşın tepesine inen Gökkubbe. Belediyelerle gelinip belediyelerle gidildiği bilinen bir söz. Ben, buradan, bu üç belediyeden sonra artık diğer belediyelerin de Anadolu'da aynı durumda olduğunu ve yapmanız gereken işleri yapmadığınız için sonun belli olduğunu söylüyorum.

Tevfik Fikret'in dizeleriyle huzurunuzdan ayrılıyorum:

"Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak,

Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak!

Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak,

Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak!"

Saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)