| Konu: | Bazı Kanunlarda ve 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 17.06.2020 |
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce, 9'uncu Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman Demirel'in 5'inci ölüm yıl dönümü dolayısıyla kendisine Allah'tan rahmet diliyorum.
Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin 8'inci maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, tabii, şu an, bir salgın süreci yaşıyoruz. Salgın sürecinden dolayı esnafımızın, çiftçimizin çok ciddi problemleri var. Biz, bu problemleri çözmek yerine, yine bir torba yasayla, içerisinde 12 farklı kanun teklifi olan, 12 farklı bakanlığı ilgilendiren konularla baş başayız. Hâlbuki, özellikle, vakaların bir türlü binin altına düşmediği ve ikinci salgının beklendiği bugünlerde -inşallah korkulan olmaz, ikinci salgına muhatap olmayız- daha da derinleşecek bu problemlerle ilgili ciddi çözüm önerileri sunmamız gerekiyor. Özellikle esnafın kira problemi var, üç ay oldu, üç aydır kira ödemedi. Bu kiraların nasıl ödeneceğine dair henüz bir fikir yok. "Hiç olmazsa bir tanesini devlet ödesin, bir tanesini mülk sahipleri ödesin, bir tanesini de biz ödeyelim." gibi en asgari seviyede teklifleri var. Bu konuda bizlerden yardım bekliyorlar, bu konuda bizlerden bir çare bekliyorlar ama maalesef, biz, yine birbirine benzemeyen, birbirinden farklı konularla Parlamentonun huzurundayız. Bunlardan bir tanesi de yine Kamu İhale Kanunu. Şu Kamu İhale Kanunu'nu değiştirmekten siz yorulmadınız, biz de konuşmaktan, inanın, yorulmayacağız; haberiniz olsun. Alfabede sayılar bitti, 21/a, b, c, d; derken şimdi 21/aa, 21/bb gibi...
Arkadaşlar, sağladığınız bu imtiyazlar şartlar ne olursa olsun kul hakkıdır, bunu unutmayın. Birilerine yönelik imtiyazlar sağlıyorsanız, özel bir şeyler getiriyorsanız burada kul hakkı vardır. Ben buradan sizleri uyarıyorum.
İkincisi, Vakıflarla ilgili mesele. Şu an, bugün tesadüfen, KİT Komisyonunda Vakıf İnşaatın görüşmelerini yapıyorduk. Ne diyor, biliyor musunuz? Diyor ki: "Vakıflar Genel Müdürlüğünün portföyünde olmamıza rağmen, Vakıflar Genel Müdürlüğü bizi ihalelere çağırmıyor." 2 tane devlet kurumu... "Neden çağırmıyor?" sorusuna maalesef bir cevap alamıyoruz. Hâlbuki, bugün, Türkiye'nin doğusundan batısından tutun da özellikle Balkanlarda, dünyanın farklı yerlerinde tarihî eserlerimiz var. Bunların, gerçekten, ruhuna uygun olarak onarılması gerekiyor ama düşünün ki bir devlet kurumu bir diğer devlet kurumunu, portföyünde olmasına rağmen davet bile etmiyor. Dolayısıyla, bunun altını bir kez daha çiziyorum. Zaten bu tarihî eserlerin onarımıyla ilgili konu burada saatlerce konuşulacak mesele; ruhuna uygun tamir edilmediğini, restore edilmediğini siz de bulunduğunuz yerlerde muhakkak görüyorsunuzdur. Modern malzemelerle geçmişe yönelik tarihî eserleri onarmak mümkün değil, o günün ruhuna uygun materyallerle bu işlerin yapılması lazım. Onu da buradan uyarıyoruz.
Yine, aynı şekilde, Çek Kanunu... Zaten ekonomik sıkıntılar vardı, bunun ertelenmesi bizim de sıcak baktığımız bir konuydu. Tabii, bu konuda desteklediğimiz maddeler var, desteklemediğimiz maddeler var.
Aynı şekilde, afet... İşte, bakın, bunu torbayla getirdiniz, yine değiştireceksiniz. Bugün, işte, Bingöl'de deprem oldu; tuttunuz, 2'nci maddeyi önerge verdiniz ve değiştirdiniz. Hâlbuki, bizim, Parlamentonun buna topluca bir çözüm üretmesi mümkün. Allah korusun, eğer bu akşam bir deprem olursa o deprem olan belde bu kanundan istifade edemeyecek, onun için de ayrıca bu kanun teklifinden yararlanması için yine farklı bir teklif yapmak gerekecek. Dolayısıyla, arkadaşlar, Türkiye olarak deprem kuşağı içinde olduğumuzu hepimiz biliyoruz. Her an, İstanbul da dâhil, 7 şiddetinde bir depremin ayak seslerini televizyonların bütün kanallarında uzmanlar söylüyor. Biz hâlâ burada kentsel dönüşümden, kentsel tasarımdan bahsedip geziyoruz; bahsetmek artık yetmez. Arkadaşlar, özellikle şu an gücü elinde bulunduran iktidara buradan sesleniyorum: Değerli arkadaşlar, bugün bile başlamak geç, bir an önce bu kentsel dönüşümlere başlamamız gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Toparlıyorum Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun toparlayın.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Belediyelerin bu işin altından kalkması mümkün değil; bunun devlet eliyle yapılması lazım, behemehâl yapılması lazım, bir an önce yapılması lazım. Yoksa biz depremden sonra, burada, bu kürsüde "Merak etmeyin, yaralar sarılacak; merak etmeyin, devlet bu işin altından kalkar; merak etmeyin, deprem sabahı oraya AFAD'ın, bakanlarımızın..." Tabii, orada bulunmaları güzel bir şey ama onun yerine, tedbir alıp oluşan bu depremlerde de inşallah Türkiye'nin zarar görmediği, vatandaşın zarar görmediği, kayıplarımızın olmadığı olayları hep beraber yaşarız ama onun yolu da burada alınacak tedbirlerden geçiyor.
Tabii, mühendis olarak şunu da ifade etmek isterim: Arkadaşlar, Hükûmet özellikle teknik eleman alım konusunda... Farkında mı değil, bilmiyor mu bilmiyorum ama binlerce mühendisimiz, binlerce harita mühendisi, elektrik mühendisi, makine mühendisi, endüstri mühendisi işsiz. Dolayısıyla, kamu alımlarında teknik eleman alımı konusuna da özel hassasiyet gösterilmesinde fayda mülahaza ediyoruz. İnşallah, böyle "liyakat, ehliyet, sadakat" diyorsunuz ya, böyle beş parmağında beş marifet olanlar değil de...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Bitiriyorum Başkanım, teşekkür ederim.
Son dönemde, bu kadar işsizin olduğu bir dönemde, hani "liyakat, ehliyet, sadakat" derken liyakat kısmına da biraz önem vermenizi rica ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)