| Konu: | Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 11.06.2020 |
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Dünya üzerinde ortaya çıkan küreselleşmeyle birlikte verimlilik, yenilik, rekabet gibi konular her geçen gün biraz daha önem kazanmaya başlamıştır. Türkiye'nin rekabet gücü artırılmalı diyoruz ama bugün Türkiye'nin genelde kurumlarına baktığımız zaman Rekabet Kurumu, Türkiye İstatistik Enstitüsü Kurumu, TRT Kurumu, ne kadar kurum varsa bunlar serbest piyasa ekonomisinin gerekleri diye düşünülmüş ve kurulmuş, bunların bağımsız idaresiyle de serbest piyasa ekonomisinin cereyan edeceğini varsaymışız. Ama maalesef, bugün bu kurumların bağımsızlığından bahsetmemiz veyahut da görevlerini tam manasıyla icra ettiğini söylememiz mümkün değil.
Gerçekten yabancı sermayenin ülkemize gelmesini istiyoruz ama bizler de zaman zaman yurt dışında ticari faaliyette bulunan insanlar olarak gittiğimiz yerde hep "Bu serbest piyasa ekonomisinin temel şartları çalışıyor mu, yani bu ülkede hukuk var mı, demokrasi var mı?" "Pazarda üreteceğiniz mal arasından rekabet şansınız var mı yok mu?" buna bakarız, buna göre de yatırımlarımızı yönlendiririz. Mesela özellikle Sayın Cumhurbaşkanımız "ulusa sesleniş" konuşmasında da şunu söylüyordu: "Haksız fiyat artışlarıyla vatandaşımızın mağduriyetine sebep olanların peşine düşeceğiz." Kimle beraber? İşte "İçişleri Bakanımızla, MASAK'la beraber bunların peşine düşeceğiz." Sabahtan akşama kadar fırsatçıları, stokçuları kovalamaktan sanki Hükûmet başka bir iş yapamaz hâle gelmiş gibi. Peki on sekiz yıllık yönetiminizde bu stokçular, bu faizciler, özellikle belli dönemleri fırsata çevirmeye çalışan bu insanlarla ilgili dünyanın hiçbir yerinde böyle bir takip yok, varsa da kurum ve kuruluşlar bunların üzerine gidiyor. Tabii, özellikle bunları biraz da Hükûmet oluşturuyor. Ben şimdi size söyleyeyim: Bakın, demir yolları... Şu an Asya'dan Avrupa'ya biz demir yollarını oluşturduk. İşte, Pekin'den kalkan bir tren Avrupa'ya kadar gidiyor. Peki, Demiryollarının bununla ilgili yetki verdiği sadece bir tane şirket var. Yani sadece bu şirket üzerinden bu nakliye işlerini yapabiliyorsunuz. Bu ayrıcalık sadece bir şirkete tanınmış.
Aynı şekilde, bugün, asfalt... Biliyorsunuz, Türkiye asfalt açısından, petrol açısından zengin bir ülke değil. Özellikle, İran'dan, Irak'tan, Suriye'den bizim ülkemize asfalt girişi var. Özellikle bu bölgede ticaret yapanlar bilir, bu ülkelerden asfalt geliyordu, bir ay önce ne oldu biliyor musunuz? Sadece bir kişiye yetki verildi, sadece bir firma buradan asfaltı getiriyor, yurt içinde bunun dağıtımını yapıyor. Ne oluyor? Bakın, bir işi bir kişi yapıyorsa otomatikman rant oluşuyor. Bu neye dönüyor? İşte, buradan aldığı asfaltı, Türkiye'de rafinerilerin belli bir fiyatı var, o rafineri fiyatlarından 50-100 lira aşağıya piyasaya sürüyor. Hâlbuki, serbest rekabete bırakılmış olsa bu rakamın rafineri fiyatlarından 300-400 lira aşağıya olacağını biliyorum. Yani burada ne oluyor? 100 lira düşüyor ama bu 300 lira sizlerin, bizlerin cebinden gidiyor. Asfaltı en fazla kim tüketiyor? Devlet kurumları tüketiyor. Devlet kurumlarının bütçesi nereden oluşturuluyor? Sizlerden, bizlerden toplanan vergilerle bu bütçeler oluşturuluyor, belediyelere gidiyor, belediyelerden de bu asfaltı satın alıyor. Pahalı aldığı her asfalt sizin sağladığınız imtiyazlarla pahalı alınmış oluyor. Ha fırından ekmek çalmışsınız ha da bu imtiyazlarla bu paraları birilerine aktarmışsınız, bunun hiçbir farkı yok.
Aynı şekilde, bakın, enerji sektöründe -hani, rekabetten size örnek olsun diye söylüyorum- kişilere tahsis ettiğiniz zaman kilovatsaati 13,1 sentti; açtınız bunu ihaleye, şu an güneş enerjisinde 5 sentle, 6 sentle, 7 sentle bir sürü talip var. Hâlbuki, daha önce siz bunu 13,1 sente satın almayı garanti ediyordunuz. Aynı şekilde rüzgâr, 7,4 sentle bu enerjiyi satın almayı taahhüt ediyordunuz. Bundan iki ay önce ihaleler açıldı, 3 sentlere, 2 sentlere hatta "Hiç garanti istemiyoruz." diyen firmalar çıktı, bu şekilde yatırımlar yapılıyor.
Arkadaşlar, rekabetten, serbest piyasadan vatandaş fayda görür, bizler fayda görürüz, üreticilerimiz fayda görür, onun için bundan korkmayalım. Böyle belli imtiyazları belli kişilere sağlamakla bir sonuç elde edemezsiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Toparlıyorum Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Karayollarının yaptığı ihaleler var. Rakamsal bazda söylüyorum, yüzde 80'i davet usulüyle yapılmış, 21/b'ye göre yapılmış. Açın bakın birim fiyatları ortada. Yüzde 20'si de açık ihaleyle yapılmış.
Arkadaşlar, biz bu memlekette yatırım yapılmasına karşıymışız gibi algılanmasın, aynı şeyi söylüyoruz. Şehir hastanelerini de rekabete açsanız inanın fiyatlar düşer. Aynı şekilde havaalanlarını rekabete açsanız fiyatlar düşer, yapım maliyetleri ne olursa olsun. İşte, her kürsüye çıkan 5 tane firmadan bahsediyor. Tabii olsun, Türkiye'nin büyük firmaları olsun ama açın rekabeti, 5 değil 125 tane olsun. İnşaat sektöründe dünyada söz sahibiyiz ama böyle giderse firmalarımızın tamamı bu rekabet ortamını, rekabetle bu işlerin elde edilemeyeceğini bildiği sürece... TOKİ ihaleleri de böyle. İşte TOKİ'de mesela rekabet var. Bakın, fiyatlar belli bir yere geldi. Rekabet derken düşük tenzilattan bahsetmiyorum yani yüzde 30-40'lı tenzilatlardan değil, uygun tenzilatlardan bahsediyorum, uygun rakamlardan bahsediyorum. Bunlarla verildiği zaman inanın bundan memleketimiz kazanacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Bitiriyorum Başkanım.
BAŞKAN - Buyursunlar.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) - Dolayısıyla, rekabetten... Özellikle, mesela tarımda niye rekabet edemiyoruz? Bakın, on sekiz yıllık iktidarınız döneminde tarımın gayrisafi millî hasıladaki payı yüzde 7'lere düştü. Neden? Ya, düşürün mazot fiyatını. Bizim çiftçimiz üretemiyor mu, beceremiyor mu? Becerir. Siz çiftçinin üretim, rekabet gücünü dışarıdan ithal ettiğiniz pirinçle, buğdayla kırmaya çalışmayın, mazot fiyatını düşürün, onlar zaten rekabet ederler.
Onun için bu kanunlar önemlidir ama ümit ediyorum ki bunlar en azından uygulanabilir olsun da Türkiye'de de gerçek bir rekabet ortamı oluşsun, milletimiz de bundan fayda görsün diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)