GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:98
Tarih:11.06.2020

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

9 arkadaşımız soru sordu, kendilerine teşekkür ediyorum ama sorular içerisinde Komisyonumuzu doğrudan ilgilendiren bir soruyu göremedim. Muhakkak ki ilgili bakanlıklar, değerli milletvekili arkadaşlarımızın değerli katkılarını, görüşlerini Türkiye Büyük Millet Meclisini izleyerek ya da Genel Kurul tutanaklarını değerlendirerek bu konuyla ilgili cevaplarını saygıdeğer milletvekillerimize göndereceklerdir.

Ben, yalnız, şu aşamada şunu ifade edebilirim: Çok değerli milletvekili arkadaşlarımız, kanunun geneli üzerinde yaptıkları görüşmelerde fikirlerini ifade ettiler. Komisyonda da çok ahenkli, uyumlu bir çalışmayı gerçekleştirdiğimizi ifade etmek istiyorum.

Buradan tüm siyasi parti grup temsilcisi, Komisyon üyesi milletvekili arkadaşlarımız samimiyetle, içlerinden geldi, doğru olduğuna inandıkları konuları çok ciddi bir şekilde gündeme getirdiler, tartıştık, birlikte değerlendirmeye çalıştık. Tabii, hepsinde uzlaşmamız mümkün olmadı, kısmi olarak uzlaştığımız konular, uzlaşamadığımız konular... "Bir kısmını da Genel Kurul aşamasında, değerli milletvekili arkadaşlarımızın yaptıkları değerlendirmeler çerçevesinde, gündeme alalım, onu da değerlendirelim." diye ifade ettik.

Sadece Komisyonumuzdan milletvekilleri bu görüşmelere katılmadılar, çok saygıdeğer milletvekili arkadaşlarımız da başka komisyonda olmalarına rağmen Komisyon aşamasına gelerek onlar da fikirlerini ifade etmeye çalıştılar. Bazıları Avrupa Birliği nezdinde değerlendirmelerde bulundu. Bir kısım arkadaşımız ihtisas alanları olduğunu düşündükleri Anayasa konusunda, hukuki konularda değerlendirmelerde bulundu. Onlara da yaptıkları değerlendirmeden dolayı teşekkür ediyorum.

Burada konuşulan sürede özellikle dikkatimi çeken "Kanun teklifinin 3'üncü maddesinde ifade edilen mülkiyet hakkının Anayasa'ya aykırı bir şekilde ihlali var mıdır?" konusu gündeme getirildi. Bu konu Komisyonda da sorulan ve zihinlerde soru işareti ortaya çıkaran bir durumdu. Bunu ilgili kanun teklifini veren değerli arkadaşımıza, Kurum yetkililerine, Başkanına, Hükûmet temsilcisine, Değerli Bakan Yardımcımıza ifade ettik. Şunun da altını tekrar çizerek ifade ediyorum ki 3'üncü maddede konulan meseleler; bir, davranışsal değişimi ortaya koymak; iki, yapısal tedbirleri almak konusunda bütün siyasi partilerimizin grubuna mensup milletvekillerinin ortak imzasıyla bir cümle ilave ettik. Bu cümlede 3'üncü maddenin sonuna "Davranışsal tedbirlerin sonuç vermediğinin nihai kararla tespit edilmesi hâlinde ilgili teşebbüs veya teşebbüs birliklerine, yapısal tedbire uyması için en az 6 ay süre verilir." ibaresi tüm siyasi partiden milletvekili arkadaşlarımızın imzasıyla gerçekleşti. Burada, bir süre verme, doğrudan doğruya cezai müeyyidenin uygulanmasına geçmek yerine, altı ay süre içerisinde yaptırım için bir zaman kazanımı ifade ettik.

Bakın, değerli arkadaşlar, bunu hem Avrupa uygulamalarından hem dünya uygulamalarından davranışsal etkileriyle, yaptıkları rekabeti bozucu, tüketicinin aleyhine olan bir durum söz konusu olduğu takdirde Rekabet Kurumu bunu denetliyor, inceliyor, diyor ki: "Sen tekelci olma yolundasın, oligopol olma yolundasın. Fiyatları istediğin gibi belirleyerek buradan aşırı kâr elde etme gibi durumun söz konusu, ben böyle bir aşırı kâra müsaade etmem, davranışsal olarak bunu değiştir, fiyatlarını makul seviyeye çek." Bununla ilgili uyarısını gerçekleştiriyor. Firma veya firma teşebbüs birlikleri bu konuyla ilgili eğer uyarıları yerine getirmezse bu sefer, tekelci olma yolundaki büyümeyle ilgili, tekelci olma yolundaki sürekliliği devam ettiği takdirde, davranışları devam ettiği takdirde yapısal değişimle ilgili bir karar ortaya çıkarıyor. Eğer bu kararı firma almazsa... Bizim aklımıza şöyle bir soru geldi: "Eğer bu yapısal değişimi yapmadığı takdirde, Kurum kendiliğinden mi... Örneğin, "Sen yüzde 20 hisseni başkasına devredeceksin, devretmek mecburiyetindesin." diye Kurum kendiliğinden bu devir şartını yerine mi getirecek?" diye sorduk, öyle bir şeyin olmadığını ifade ettiler.

Şimdi, tekrar Değerli Kurum Başkanına sordum: Bu konuda yaptırım nedir, müeyyide nedir? Eğer bu kararla ilgili, bizim önergeyle yaptığımız altı ay süre uzatılmasıyla ilgili karar verildiği takdirde firmaya bir önceki yılın yıllık cirosunun on binde 5'i oranında günlük ceza uygulaması yapılıyor. Bu ceza uygulamasının amacı nedir? Piyasadaki rekabeti bozucu şekilde ortaya çıkan davranışlarından veya yapısal dönüşümü yapmadığından dolayı aşırı kâr elde ettiğinden, maksimum kârın öngörülebilir olmaktan çıkıp aşırı bir noktaya gitmesinden kaynaklı rekabetini veya bunu en azından kamu adına bir kaynak temini, kamu adına bir müeyyide uygulayarak günlük on binde 5 oranında ceza yaptırımını ortaya koyuyor. Bu ne olabilir? Teşebbüs veya teşebbüs grubu, bu cezayla ilgili, on binde 5 günlük cezayla ilgili yargı yoluna başvurabilir. Yargı, kararını verir. Kurumun kararı doğruysa yargının verdiği karara ya uyacak, yapısal değişimi yapacak ya da her gün yıllık cirosunun on binde 5'i olmak üzere günlük müeyyideyi uygulamak mecburiyetinde kalacaktır diye ifade etmek istiyorum. Yani, burada değerli milletvekili arkadaşlarımızın ve bizim de hassasiyetimiz, ilk bakışta sanki Kurumun isteği üzerine yapısal değişimi yapmak mecburiyeti "Başkalarının mülkiyet hakkına ihlal var mı, müdahale var mı, Anayasa'ya aykırı bir durum var mı?" diye endişe duyduk, birlikte bunu değerlendirdik ama bize gelen bilgi çerçevesinde bunun olmadığını ve açıklamaların da bu şekilde olduğunu gördük ki mülkiyet hakkına doğrudan müdahalenin olmadığını ifade etmek istiyorum.

Kanun teklifini veren değerli milletvekilimiz, Malatya Milletvekilimiz, önceki dönemlerde Ticaret Bakanlığı yapan arkadaşımız, burada on dakikalık konuşmasında gerçekten çok güzel, madde madde ve sizlerin eleştirileri doğrultusunda da teklif üzerindeki açıklamalarını yerine getirdi.

Değerli arkadaşlar, zaten Komisyonda 2 madde üzerinde ihtilafımız söz konusuydu. Biri, kanun teklifinin 3'üncü maddesindeki bu yapısal kararla ilgili olan kısımdı. Yine az önce de ifade ettiğim gibi, siyasi parti gruplarının ortak önergesiyle buradaki ihtilaf, soru işareti ortadan kalkmış oldu. İkinci konu da kanun teklifinin 4'üncü maddesinde ortaya çıkan defterlerin, belgelerin incelenmesiyle ilgili. Madde metninde şu var: "Defterlerini, fiziki ve elektronik ortam ile bilişim sistemlerinde tutulan her türlü verilerini ve belgelerini inceleyebilir, bunların kopyalarını ve fiziki örneklerini alabilir." konusu. Bunun muhalefet şerhini yazarken değerli arkadaşlarımıza daha anlaşılır bir şekilde ifade etmelerini, bizim de bunu Genel Kurul aşamasında değerlendireceğimizi ifade ettik. Bu aslında bizim Komisyonumuzda gündemde olan bir madde değildi fakat bu teklif biliyorsunuz, 15 Mayıs tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderildi, 15 Mayıs tarihinde Komisyonumuza havale edildi. O süre içerisinde paydaşlar, sivil toplum örgütleri de bunu inceleyebilirlerdi. Biz 2 Haziran tarihinde saat 15.00'te görüşmelere başladık fakat bir sivil toplum örgütü 16.30'da hem bizim Komisyonumuzun mailine bir mail atmış hem de siyasi parti gruplarına bu maili atmışlar. Biz 15.00'te Komisyon görüşmelerine başlıyoruz, 16.30'da bu görüşlerini dile getirdiler ve o sivil toplum örgütünün temsilcisine açıklama imkânı sunduk. Avrupa Birliği Komisyonu üyesi olan değerli milletvekili arkadaşlarımız da vardı. Biz bunu Avrupa Birliği müktesebatına uygun olup olmadığı konusunda kurumdan sorduk. Bakın, Avrupa Birliği mevzuatına uyumlu, AB uygulamasındaki yerinde inceleme yetkisi 1/2003 sayılı Tüzük'ün 20'nci maddesinde düzenlenmekte. Ben bunu Saygıdeğer Komisyon üyesi arkadaşlarımıza ve Grup Başkan Vekillerine ilettim. Elimde, Avrupa Birliği müktesebatının 20'nci maddesi burada ifade ediliyor. Hemen hemen aynısını tercüme ederek bizim 15'inci maddede bunu ortaya koyuyorlar. Avrupa Birliğinden yapılan tercümeyi ifade etmek istiyorum:

"a) Teşebbüslerin her türlü mal varlıklarına girmeye,

b) Tutulduğu ortama bakılmaksızın işleriyle ilgili her türlü defterlerini ve kayıtlarını incelemeye,

c) Bunların her türlü kopyasını almaya,

d) İşletmelerini ve defterleri, kayıtları incelemenin gerekli kıldığı süre boyunca mühürlemeye yetkili kılınmaktadır."

Bu noktada, kanun değişikliğiyle, Avrupa Birliği mevzuatında bulunan mühürleme yetkisinin getirilmediğini vurguluyoruz. Avrupa Birliğinde mühürleme yetkisi var, bizim mevzuatımızda mühürleme yetkisinin olmadığını vurgulamak...

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Tercüme yanlış yapılmış Başkan. Onun bize orijinali verilirse tercümeye verelim, o tercüme yanlış.

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Tanal, Sibel Hanım orada, Sibel Hanım'a herhâlde sizin grubunuz vermiştir. Ben Sibel Hanım'ın tercüme edeceğine inanıyorum, güveniyorum. Sibel Hanım'a gönderdik. Değerli Grup Başkan Vekilimize ve Cumhuriyet Halk Partisi Sözcüsü Sayın Tarhan'a da bunu verdim. İnşallah Sibel Hanıma ulaştırmışlardır. Ulaştırdılar mı Sibel Hanım size? Bakmışlar. Ben o şekilde olduğuna inanıyorum, görüyorum. Yani açıkçası...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Elitaş.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - 3'üncü maddede verilen bilgi de yanlış Başkanım.

SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Bilgi yanlışsa bürokratlardan hesabını sorarız Sayın Tanal.

Bakın değerli arkadaşlar, tekelci bir piyasayla, piyasadaki gücünden kaynaklanan rekabet bozucu -Türkiye için konuştuğumuzda- 82 milyonun aleyhine bir düzenleme, fiyat oluşturmaya kalkan birisi varsa Rekabet Kurumunun bu konuda alacağı tedbirlerin hepimiz tarafından desteklenmesi gerekir. Bunun amacı piyasadaki rekabeti bozucu, haksız rekabetin beraberinde getirdiği ve tekelci olma hakkını ortaya koyarak yüksek fiyatlarla tüketicinin kıt kaynaklarını elinden almaya dönük yaptığı çalışmaları Rekabet Kurumunun elinden almasının aslında hepimiz tarafından takip edilmesi, takdir edilmesi gerekir diye düşünüyorum.

Tekrar, hem Komisyonda katkı sağlayan Komisyon üyesi değerli milletvekillerimize hem de Komisyon üyesi olmayıp da katkı sunan değerli milletvekillerimize ve burada da konuşma yaparak yine katkı sunan değerli milletvekillerimize teşekkür ediyorum. Hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.